Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Cafer Abbasoğlu, kadınların değişmeyen kabusu selülitin, zahmetsiz bir tedavi yöntemi olan ‘skleroterapi’ ile tamamen yok olduğunu öne sürdü.
Op. Dr. Abbasoğlu, selülitle tanışmayan veya selülitlerinden kurtulabilmek için tüm çareleri denemeyen kadının neredeyse yok denecek kadar az olduğunu belirterek, “Çözüm olur ümidiyle farklı yollar deneyen fakat beklediği sonucu edemeyen bayanların selülitle ilgili tedavilere inancı gün geçtikçe azalmaktadır. Öyle ki selülit problemlerinden dolayı giyim tarzlarını değiştirmeyi bile bir çözüm gibi görüp psikolojik açıdan sıkıntılar yaşayacak derecede olaydan rahatsızlık duymaktalar” dedi.
Abbasoğlu, varis tedavilerinde kullanılan “skleroterapi”(köpük) tedavisi ile selüliterin tamamen ortadan kalktığını, böylece bayanların pürüzsüz bir ciltle kendilerini yeniden doğmuş gibi hissetmeye başladıklarını söyledi. Selülitin sadece estetik bir sorun olarak algılanmasının çok yanlış olduğunu da vurgulayan Abbasoğlu bu durumun öncelikle sağlık açısından oluşturacağı sıkıntıları da göz önüne alarak uzman hekimlerle hareket edilmesinin önemine dikkat çekti.
Bilinçli hasta grubunun gün geçtikçe artmasının kendileri için oldukça sevindirici olduğunu söyleyen Abbasoğlu, skleroterapinin selülitler üzerindeki etkisini ise şu şekilde özetledi:
“Skleroterapi, normalde sklerozan veya köpük denilen bazı büzüştürücü ilaçlar damar içine verildiğinde damarlarda büzüşme yapıp kapanmasını sağlar. Ancak varis tedavisi maksatlı sadece sklerozan madde ile uygulanan sklerotarapilerle selülitleri yok eden skleroterapiyi karıştırmamak gerekir. Selülite yönelik skleroterapide sadece bizim uyguladığımız metot farklı olup burada sklerozan madde artı konsantre şekerli su karışımı kullanılmaktadır. Bu karışımla yapılan skleroterapide uygulanan işlem sonrasında
ciltte alerjik reaksiyonlar, renk değişimi, leke, nekroz (yara) oluşmaz. Bu maddelerin damar içine verilmesi neticesinde o bölgedeki cilt altı dokusunda bulunan selülitler ortadan kalkmaktadır. Köpüklü ince kılcal damar tedavisinde sklerozan maddenin seçimi hastanın cilt tipine, inceliğine ve hormonal durumuna göre değişmektedir. Yapılan uygulama sonrasında giyilmesi önerilen külotlu varis çorapları sıvının bir müddet daha damarların içinde kalarak etkisinin artmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca giydirilen
çorapların dokusundaki maddeler yürüme esnasında cilt ve cilt altına etki ederek hafif bir sıcaklık oluşturmakta ve bu sayede yağlı dokuyu eriterek selülitleri yok etmektedir.”
Op. Dr. Cafer Abbasoğlu skleroterapi uyguladığı kadınlarda tedavi sonrası izlenimlerini ise kısaca şöyle anlattı:
“Köpük tedavisi uyguladığımız hastaların birçoğu selülit sorunlarından kurtulabilmek için kozmetik ürünlerden, beslenme ve diyet uygulamalarına kadar deneyebilecekleri birçok yolu denediklerini ancak sağlıklı bir neticeye kavuşamadıklarını üzülerek belirtiyor. İşte ümitlerin kaybolmaya yüz tuttuğu bu aşamada skleroterapi ile pürüzsüz ve sağlıklı bir cilde hızla kavuşan hastalarımız hemcinslerine çok geç olmadan skleroterapi tedavisini tavsiye ediyor. Eskisi gibi sağlıklı görünüme kavuşan kadınlar daha
kendine güvenen, mutlu bireyler halini alıyor.”