ÖNCER ÜNLÜ – BAŞYAZAR
Her sektörde olduğu gibi, sağlık sektöründe de yıllardır süren krizlere bugün itibariyle yenisi ekleniyor. Aile hekimleri 5-6-7 Kasım tarihleri arasında iş bırakacaklar. 3 gün boyunca hekimler iş bırakırken tüm sosyal medyadaki troller ve yandaş medyadaki kendilerini yazar görenler “Ya Allah Bismillah ” diyerek tüm hekimlere saydırmaya ve saldırmaya başlayacaklar. Her zaman olduğu gibi… Toplumun büyük kesimi de sosyal medyadan ve yandaş televizyonlardan beslendiği için anında faturayı doktorlarımıza esecekler. Dün de aynısı olmuştu, bugün de aynısı olacak, yarın da… Anlayacağımız ” Türkiye cephesinde yeni bir şey yok “!
Sağlıkta kriz niçin gittikçe büyüyor ? Aile hekimleri niçin bir kez daha iş bırakıyor ? Bunları acaba kaç kişi merak ediyor ? Araştırıyor. Araştırmaya gerek yok. Sosyal medyanın canı sağ olsun. Orası ne derse doğrudur çünkü!
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ” Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ” 1 Kasım Cuma günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Aile hekimlerinin ” Eziyet Yönetmeliği” dediği yönetmeliğin yayımlanmasıyla da hekim istifaları başladı.
Aile hekimleri de gelecek tepkileri göze alarak bunun üzerine 3 gün iş bırakma kararı aldılar.
Sağlık Bakanlığı diyor ki; ” Yönetmeliği değiştirmemizin nedeni, hastanelerde yaşanan randevu krizinin önüne geçmek”,
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu ve Türk Tabipler Birliği de diyor ki; ” Bu yönetmelik bilimsel temellerden uzak, muayene sayısına dayalı teşvik ödemesine ısrar edileceğini ve bu nedenle koruyucu sağlık hizmetlerinin amacına aykırı olduğunu ” söylüyor.
Yönetmeliğin en can alıcı noktası aile hekimlerinin alacağı ücretlerin, hastanelerde uygulanan karmaşık bir matematik formülüyle hesaplanacak olması.
AHEF başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir, geçen hafta içinde yaptığı basın toplantısında; ” Biz hastalarımıza bilimsel temellere dayalı özgürce sağlık hizmeti sunmak istiyoruz. Sayılarla ya da formüllerle değil. Sağlıkta şiddet her geçen gün artıyor, bizler hem hastalarımızla hem de sistemin zorlukları ile boğuşurken fiziksel ve psikolojik şiddetle karşı karşıya kalıyoruz. Bu yönetmelik resmen bizlere mobbing’tir ” dedi.
” Hasta – hekim ilişkisi müşteri ilişkisine dönüşecek, ”
” Hekimin ilaç yazma yetkisi kısıtlanıyor, ”
” Hastayı tedavi etme özgürlüğümüz kısıtlanıyor, ”
” Belirsiz hedef puanlarla sözleşmemizi feshedip mesleki güvencemiz yok ediliyor,”
” Aile sağlık merkezlerinde ebe- hemşire eksikliğini gider, fiziki koşulları düzelt, ”
” Bu yönetmelikle iş ve gelir güvencemizi ortadan kaldırıyorsun ,”
” Yeni yönetmelikle işin sayısına artık bakacaksın, kalitesine değil, ”
” Belirli ilaç gruplarının reçetelenmesini istiyorsun,”
” Hasta ve hekimi hep karşı karşıya getirip şiddeti arttıracaksın,”
Şimdi gelin Sağlık Bakanlığı’nın çıkardığı yeni yönetmelikteki bazı maddelere göz atalım.
İlk olarak aile hekimlerine aylık yapılan ödemeleri belirleyen kıstaslarda değişikliğe gidildi. Aile hekimi başına düşen hasta sayısı 4.000 den 3.500’e düşürüldü. Kronik hastalıkların takibi, 65 yaş üstü kişilerle yeni doğan izlenimleri gibi koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerine ilişkin bazı aylık ödemelere ilişkin katsayı artışları oldu.
Aile hekimlerinin aylık başarı oranlarının belirlenmesine ilişkin gebe, bebek – çocuk izlenimleri gibi kıstaslara ” lohusalık ” la beraber, kronik hastalık taramaları ve akılcı ilaç kullanımları da eklendi. Ayrıca ikinci ve üçüncü basamak hastanelerine yapılacak gereksiz başvurularında bu yönetmelikle önüne geçiliyor. Aile hekimleri birimine memnuniyet oranının il oranının üzerinde olmasına ilişkin maddelerde eklendi.
Sağlık Bakanlığı ile aile hekimlerinin yıllık sözleşmeleri Ocak ayında yapılıyor. Bakanlık ve AHEF arasında ortak mutabakat sağlanmazsa bir çok aile hekiminin istifa edeceği ve asıl kadrolarının olduğu hastanelere ya da il, ilçe sağlık müdürlüklerine dönecekleri konuşuluyor.
Ana fikir, aile hekimlerinin maaşlarını iyice tırpanlamak için çalışmalarına gerçekleşmesi çok zor olan performans kriterleri eklenmiş, hastanelerde olan performans sistemi de birinci basamak olan aile sağlık merkezlerine getirilmiş. Sağlık bir kez daha ticarete alet ediliyor.
Yönetmelikle ilgili bir iki tane örnek vermek istiyorum ki konu daha iyi anlaşılsın.
Örneğin, 6 ay boyunca aile hekimine gitmediniz çünkü hasta değilsiniz, bu durumda hekiminize bir ödeme yapılmayacak. Eşiniz hamile ama hep özel doktora gidiyorsunuz aile hekimine görünmüyorsunuz yine hekime ödeme yok, ya da lohusasınız fakat hekimlik durumunuz yok. Ee! o zaman aile hekimine zorla mı gideceğiz ? Anlayacağınız hekimleriniz maaş almak için her gün sizin peşinizde gezecekler. Maalesef belki komik bir durum gibi gözükebilir ama halimiz içler acısı. Doktorlar performans için hasta takibine başlayacaklar.
Yine yeni yönetmeliğe göre doktorun iş akdinin uzaması ya da bitirilmesi sağlık müdürlüklerinin keyfiyetine bırakılıyor. Aile hekimlerine hastanelerde zorunlu nöbet sistemi getiriliyor.
İş sonunda dönüp dolanıp; ” Ben yaptım oldu .” ya geliyor.
Hastaneler rezalet, doktorların performans ve başarıları baktıkları hasta sayısına endekslenmiş, hastanelerde randevu, tetkik, ameliyat günü almak için hendek atlıyorsunuz, araya olmadık tanıdıklar buluyorsunuz, gittiğiniz her özel hastane SGK yı soymak için tahlil, mr, röntgen … her şeyi sana dayıyor, yoğun bakımdaki hastanız belki ölmüş sırf hastane para alsın diye 3- 5 gün daha yaşıyor gösteriliyor, aile hekimleri, hekimlik itibarına getirilmemiş, aile hekimi uzmanı doğru dürüst yetiştirilmemiş, tüm bunlar yetmezmiş gibi vatandaş – hekim devamlı karşı karşıya getiriliyor.
Sağlık Bakanlığı’nın en büyük yanılgısı sağlık sisteminin başarısını muayene sayıları, randevu sayısı ve hastane sayıları gibi rakamlarla değerlendirmesidir.
Yukarıda oturup plan program yapacağınıza aşağıdakilere de bir defa sorsanız ne kaybedeceksiniz ? İtibarınız mı zedelenecek ? Cahil mi ilan edileceksiniz?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.