Almanya, İran’ın kaçırarak yıllardır alıkoyduğu Alman vatandaşı Cemşid Şarmehd’in idamına büyük tepki gösterdi. Şarmehd’in kızı ise ailesinin Almanya ve ABD tarafından kaderine terk edildiğini öne sürdü.
İran-Almanya çifte vatandaşı olan Cemşid Şarmehd’in terör eylemlerinde rol aldığı gerekçesiyle İran’da idam edilmesine Almanya büyük tepki gösterdi.
Şarmehd, 2008’de Şiraz kentinde gerçekleşen ve 14 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırıya karışmaktan geçen yılın Şubat ayında suçlu bulunarak idama mahkûm edilmişti. İran, ABD’de ikamet eden Şarmehd’i FBI ve CIA yetkilileriyle ile temas kurmakla, İsrail’in istihbarat örgütü Mossad’la ise temas kurma girişiminde bulunmakla suçlamıştı.
İranlı yetkililer, Ağustos 2020’de Şarmehd’i “karmaşık” olarak tanımladıkları bir operasyon sonucunda yakaladıklarını duyurmuş, ancak tutuklamaya ilişkin ayrıntılı bilgi vermemişti. Ailesi, Şarmehd’in Dubai’de transit geçiş yaparken İran güvenlik güçleri tarafından kaçırıldığını ve daha sonra İran’a getirildiğini belirtiyor.
İran’da altısı Fransa’dan olmak üzere Batı ülkelerinden en az 16 çifte vatandaş, çeşitli suçlamalarla tutuklu bulunuyor.
Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre 69 yaşındaki Şarmehd’in yıllarca tutuklu kaldıktan sonra hakkında verilen idam cezasının infazını “skandal” olarak nitelendiren Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Cemşid Şarmehd’e mahkemede yöneltilen suçlamalara karşı kendini savunma imkânı bile verilmedi” diye konuştu.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da idamın, Tahran rejiminin ne denli insanlık dışı olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu savundu. Baerbock, Tahran’ı “Kendi gençlerine, kendi nüfusuna ve yabancı vatandaşlara karşı ölümü kullanan bir rejim” olarak nitelendirdi. Berlin’in bir Alman vatandaşının idamının ciddi sonuçları olacağını defalarca açıkça belirttiğini ifade eden Baerbock, Tahran’daki Alman Büyükelçiliğinin de Şarmehd için yılmadan çalıştığını söyledi.
Baerbock, Temmuz ayında göreve gelen reform yanlısı Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’a atıfla “Bu (idam) yeni hükümetin iktidarında da kimsenin güvende olmadığı gerçeğinin altını çiziyor” diye konuştu.
Şarmehd’le her zaman yakın temas içinde olduklarını öne süren Baerbock, aileye başsağlığı dileklerini iletti.
Şarmehd’in kızı Gazelle Şarmehd ise hem Alman hem de Amerikan hükümetlerinin babasını müzakerelerde yalnız bıraktığını ve aileyi kaderine terk ettiğini öne sürdü. Şarmehd, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda Amerikan ve Alman hükümetlerinden babasının öldürüldüğüne dair somut kanıt beklediklerini, infazın gerçeklemiş olması hâlinde ise naaşının derhal eve getirilmesi ve İran hükümetinin ağır biçimde cezalandırılması gerektiğini yazdı.
İnfaza insan hakları savunucularından da tepki geldi. İran’daki infazları yakından takip eden Norveç merkezli sivil toplum kuruluşu İran İnsan Hakları (IHR) direktörü Mahmud Amiry-Moghaddam, idamı “İslam Cumhuriyeti’nin son dönemdeki başarısızlarını örtbas etmek için bir rehineyi yargısız biçimde öldürme vakası” olarak nitelendirdi. Amiry-Moghaddam, “Cemşid Şarmehd, Birleşik Arap Emirlikleri’nde kaçırıldı, hukuka aykırı bir şekilde İran’a nakledildi ve burada adil bir yargılama olmaksızın ölüme mahkûm edildi” diye konuştu.
Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi tarafından yapılan açıklamada da “Şarmehd’in hukuksuz bir şekilde kaçırılması, sonrasında gözaltında işkence görmesi, adil olmayan göstermelik yargılama ve bugünkü infaz İran rejiminin işlediği sayısız suçun birer örneğidir” denildi.