Göstermeye Bağlı Edebi Metinler:
Göstermeye bağlı edebi metinlerin tümüne genelolarak tiyatro, drama veya dramatik edebiyat denilir. Diyaloglara, hikaye ve romanlarda sadece olay kahramanlarının konuşmaları sırasında yer verilir. Ancak, tiyatro metinleri bütünüyle diyaloglardan oluşur. Anlatmaya bağlı edebi metinler olay örgüsü çevresinde bütünleşirdi. Tiyatroda ise olay örgüsünün yerini perde ya da sahne alır. Her perdede, olay örgüsünü oluşturan kişiler, zaman ve dekor değişir. Böylece bir bütünün parçaları tek tek devreye girmiş olur. Anlatmaya bağlı edebi metinlerde de olaylar birbirini tamamlar niteliktedir. Denilebilir ki, göstermeye bağlı bir edebi metin olan tiyatroda, örgüyü oluşturan en önemli unsur, oyunun bölümleri olarak adlandırdığımız sahne veya perdede gösterilir. Sahne veya perdeler birleşerek oyunun tümünü oluşturur. Sahne ve perdelerin oluşmasında olayın farklı bir boyut kazanmasının, oyun kişilerinin değişmesinin ve sahnenin (dekor) farklılaşması roloynar.
TİYATRO
Tiyatro ; oyun (metin), oyuncu, sahne tasarımı, sahne giysisi, sahne tekniği, ışıklarna, sahneleme gibi her biri başlı başına bir sanat etkinliği olan ögelerden oluşan birleşik bir sanattır, Tiyatro;’ oyun yeri bakımından mimari, sahne tasarımı bakımından resim ve heykel gibi plastik sanatlar, sahneleme bakımından sinema, giysi bakımından moda ile iç içedir.
Oyun (drama), tek başına bir edebi metindir, Aristo tiyatro için, “eylemin kendisi değil, eylemin taklididir” tanımlamasını kullanır. Tiyatro için önceden yazılmış veya tasarlanmış bir metnin, bir sahnede, belirli bir süre içerisinde, oyuncular tarafından canlandırılmasıdır tanımını da kullanabiliriz. Tiyatronun gerçekleşebilmesi için oyunculuk, sahne düzeni, dekor, kostüm, aydınlatma, bazen de dans ve müzik gibi ögelere ihtiyaç vardır. Tiyatro, dinsel törenlerden doğmuş, sonra dinden soyutlanarak bağımsız bir sanat haline gelmiştir. Tiyatronun kökeninde ilkel insanların, tabiat olaylarını bedensel hareketler aracılığıyla temsil etme çabaları bulunur.
Batı dünyasında tiyatro karşıtı olarak drama veya dramatik edebiyat tanımlaması kullanılır, Tiyatroda değişmeyen unsur izleyici, oyuncu ve metindir, Metin, oyuncu tarafından sahne, dekor, kostüm gibi ögeler de kullanılarak, gösterme yoluyla izleyiciye aktarılır, O halde sahnelenmek üzere ortaya konan metin edebiyatın konusudur. Olay çevresinde gelişen bu metinleri, göstermeye bağlı edebi metinler olarak adlandırıyoruz. Tiyatro metni kendi içerisinde bölümlere ayrılır. Oyunun bir alt bölümü perde (tablo) dir. Perdenin alt bölümü ise sahne (meclis) adını alır,
Tiyatro ilk kez M. Ö. 6. yüzyılda Yunan toplumunda dinsel törenin dışına çıkarak bir sanat haline geldi. Daha doğrusu dinsel ölçülerle değil, estetik ölçülerle değerlendirilmeye başlandı. Tiyatronun başlangıcı, Yunan toplumunda bağbozumu şenliklerinde (Dionysos şenlikleri) koro tarafından şarkılar söylenirdi. Koro, bu şarkılarda farklı kişilerin konuşmalarını canlandırmak için söz ve tavır değişikliklerine girdi. Böylece koronun yanına bir oyuncu ilavesi yapıldı. Böylece trajedi ortaya çıktı.Daha sonra kademeli olarak oyuncu sayısı artırıldı. M.Ö. 5. yüzyılın ilk yarısında Aiskhylos, koroyu elliden on iki kişiye indirerek ve oyuncu sayısını ikiye çıkararak bugünkü Batı tiyatrosunun temelini attı. Çünkü bundan sonra, bir olay, bir ilişki birden fazla kişi tarafından sahnede canlandırılacaktı. Tiyatro, önemli kişilerin başından geçen olayları yüceltilmiş bir anlatımla sergileme sanatı haline geldi. Tiyatro Eski Yunan’da halkı birbirine bağlayan en önemli unsurlardan biri durumundaydı.
Trajedi ve komedi türü ile gelişen antik çağ tiyatrosunda Thepsis, Aiskhylos, Sophakles, Euripides ilk oyun yazarları durumundadır. M. Ö. 3: Yüzyılda Roma’ya geçen sanat etkinlikleri ve tiyatro Yunan tiyatrosunun bir bakıma devamı niteliğindeydi. Çünkü ilk eserleri Yunanlı yazarlar verdiler, Daha sonra Roma İmparatorluğu çevresinde bir Latin edebiyatı ve tiyatrosu oluşturuldu. Tiyatro eserleri başlangıçta trajedi ve komedi olarak iki gruba ayrılırdı. 19. yüzyıldan sonra daha çok dram olarak anılmaya başladı.
TRAJEDİ (Tragedya)
Konusunu tarihi olaylardan ve mitolojiden alan ve acıklı bir sonrla biten tiyatro eserleridir. Manzum olan ilk örnekleri Eski Yunan’da görülmüştür, 17. yüzyılda Fransa’da klasisizm döneminde yeniden canlanmıştır. Bu dönemde düzyazıyla verilen trajedi örnekleri de vardır.
KOMEDİ (Komedya):
İnsanların davranışlarını ve olayları gülünç bir tarzda sahneye koyan, insanları gülerken ve eğlendirirken düşündüren tiyatro türüne denir. Bir olay çevresinde oluşturulan komedilerde, hayatın ve insanların komik durumları sergilenir. Edebiyatımızda Batılı anlamda ilk komedi örneği Şinasi’nin Şair Evlenmesi’dir.
DRAMA
Başlangıçta tiyatro eserlerinin tümü için kullanılan bir terimdi. Daha sonra, hayatın acıklı yönlerini ön plana alan, bu arada komik unsurları da işleyen tiyatro eserlerine verilen genel ad durumunçı. geldi. Batıda bu tarzda ortaya çıkan tiy,atronun Türk toplumundaki gelişmesi ise seyirlik geleneği üzerinde gelişmiştir,
MEDDH
Tek kişilik bir seyir sanatıdır. Hikaye anlatma ve taklit yapma gibi yetenekler sergilenir. Meddanın repertuarı günlük hayatla ilgili olaylar, masal, hikaye, efsane ve destanlardan oluşur.
ORTAOYUNU
Taklit, mimik ve doğaçlama gibi yeteneklerin ortaya konulduğu bu tiyatro türünün asıl oyuncuları Kavuklu ve Pişekar’dır. Oyunda önceden hazırlanmış bir metin yoktur. çoğu zaman izleyicinin yönlendirmesiyle oyun kurulur. Genellikle önceden hazırlanmış bir metin yoktur.
Karagöz; oyunda yer alan iki asıl kahramandan birinin adıyla anılan Türk gölge oyunudur. Hayali veya Hayalbaz denilen bir kişi tarafından oynatılan renkli şekillerle perdeye yansıtılmak suretiyle oynatılır. Hacivat ve Karagöz’ün kendine özgü konuşmaları, yaşadıklaryseyircileri eğlendirir. Karagöz’ün mukaddime, muhavere, fasıl ve bitiş olmak üzere dört bölümü vardır. Çelebi, Zenne, Tiryaki, Beberuhi, Külhanbeyi, Bolulu, Tatar, Arap Arnavut, Yahudi gibi değişik tipler de oyunda yer alırlar.
KUKLA
Karagöz’e benzeyen bir hareket ve hacim oyunu olan kukla da günlük hayatla ilgili olaylar, edebi eserler ve hikayelerden beslenir. El kuklası, ipli kukla, iskemle kuklası ve resim kukla gibi çeşitleri vardır.
KÖY TİYATROSU
Köy ortaoyunu, köy seyirlik oyunu gibi adlarla da tanınır. Köylülerin kış aylarında, düğün ve bayram gibi özel günlerde eğlenmek ve vakit geçirmek için oynadıkları dramatik ögeleri olan temsillerdir. Güldürü amaçlı olanlar yanında, trajik nitelik taşıyanlar ve sessiz oynananlar da vardır. Köy tiyatrosunda da genellikle önceden hazırlanmış bir metin yoktur.
Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı oyun edebiyatımızın ilk tiyatro örneğidir. Ahmet Vefik Paşa, Ali Bey, Namık Kemal, Abdülhak Hamid Tarhan, Müsahipzade Celal, Reşat Nuri Güntekin, Ahmet Kutsi Tecer, Necip Fazıl Kısakürek, Cevat Fehmi Başkut, Necatiu Cumalı, Orhan Asena, Turan Oflazoğlu, Güngör Dilmen Türk tiyatrosunun önemli yazarlarıdır. Hikaye, roman, destan, masal, halk hikayesi, mesnevi ve manzum hikaye anlatmaya bağlı edebi metinlerdir. Tiyatroda ise gösterme esastır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.