İBRAHİM FAİK BAYAV
Araf Suresi’nin 157’nci ayetinin üçüncü cümlesinde, Hz. Muhammed’in kendine tabi olanlara ‘helal’ ve ‘haram’ şeklinde icrası belirtildi. Dördüncü cümlesinde, bir icra şekli daha belirtiliyor.
Dördüncü cümle şu: ‘Ve yadau aleyhüm ısrahüm. Ve ağlale elleti kanet aleyhim”. Yani,…
Yanisi şu: Mealciler, bu ayet cümlesini ”onların ağır yüklerini ve sırtlarında olan zincirleri indiriyor” şeklinde Türkçeye çevirmişler. Çevirinin anlaşılması zor. ”Sırtlarındaki zincir” ne demek? Mealcilerin bazısı, Türkçe ‘yük’ ve ‘zincir’ sözcüklerinin ne anlama geldiğini açıklamak istemişler. Açıklayabilmişler mi?..
Ayet cümlesine biraz dikkatli bakmamız gerekiyor.
Ayet cümlesinde ‘İsrahüm’ ve ‘aleyhüm’ kelimeleriyle Hz. Muhammed’e inanıp tabi olanlara işaret ediliyor. Tabi olanların tümüne değil. Mekke ağalarının zulmünden kurtulup gelenlere… İlk anlaşılan şu: Hz. Muhammed onların üzerlerinde, -saadete erişmeleri için- bir ameliye gerçekleştiriyor. Çünkü onların üzerlerinde, onları hayattan bezdiren biri manevi diğeri maddi iki unsur var:
Biri, ısr; diğeri, ağlal.
Isr: اِصْرَ Bu sözcük Arapça Türkçe lügatte kısaca ‘aht’ ve ‘bağ’ olarak gösterliyor. Yani, bir şeyi diğer şeyle bir arada tutma unsuru.
Ayet cümlesindeki ‘ısrahüm’, Hz. Muhammed’e tabi olan insanları başka şeyle mana cihetiyle bir arada tutan şey anlamında oluyor. Mesela; aile bağı. Mesela kardeşlik bağı.
İnsanlar, Hz. Muhammed’e tabi olmuşlarsa da, zalimlerin içindeki yakınları, o insanları, manen o zalimlere doğru meylettiriyor. Isrın yani bu meylin İslamlığın kuralı gereği onların zihninlerinden ve günüllerinden silinmesi gerekiyor.
Ağlal: اَلْاَغْلآلَ Bu sözcük ‘ğull’ غُلْلٌ denen cismin ya da aletin çoğuludur. Kişileri esir tutmaya, pasif yapmaya yarar. Örneği, günümüzde polisin yakaladığı kişilerin iki eline taktığı kelepçedir. Geçmiş yüzyıllarda ayağa ve boyuna bağlanan çeşitleri vardı.
Hz. Muhammed Mekke’de bir dava ile ortaya çıktığı an Mekke’nin varlıklı ve köleci ağalarında panik başlamıştı. Uhdelerinde tuttukları kölelerden bazılarının Hz. Muhammed’e ilgi duymaları ve inanmaları baskıya uğramalarını netice verdi. Kaçma ihtimalleri bedenlerinin zincirlenmesine sebep oldu. Zincirlerinden kurtarılması ameliyesi, Müslüman olan zenginlerin ücretini verip onları satın almalarıyla gerçekleşiyordu.
Ayetteki ”Ve yadau aleyhüm ısrahüm ve ağlale”, ifadesi, Hz. Muhammed’in o zamanın mazlum insanlarını zalimlerden kurtarma icraatını yüzyıllar ötesine kadar duyuran net ifadedir.
Geçmiş yüzyıllardaki, zincire vurulup kaçırılan, alınıp satılan insanlar ve onları zincirleden kurtarmaya çalışan devlet yönetimleri tarihe geçmiştir. Ağlalın köleler üzerinde nasıl kullanıldığı da resimlerle gösterildi. O insanların kurtarılması için belki de Hz. Muhammed’in uygulaması örnek alınmıştı. Önce İngiltere, Afrika ile Amerika arasıda insan kaçırmayı, köle yapmayı yasaklayan kanunu çıkardı. Köleciler kanuna uymuyordu. Batı Afrika’dan toplayabildikleri siyah insanları, zor da olsa Amerika’ya ulaştırıyorlardı. İngiliz devriyelerine yakalandıklarında, birbirine zincirlenmiş siyah insanları zincirleriyle birlikte Okyanusun içine bırakıyorlardı. Yani katliam yapıyorlardı.
Ağlal ve köle örneği için bakınız Kunta Kinte: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kunta_Kinte
İngiltere’nin çıkardığı kanunu Amerika’da kabul etmeyenlerle kabul edenler arasında 1850’lerde içsavaş oluştu. Savaşın ağır kayıpları sonucunda, Abraham Lincoln’ün hukuku Amerika’yı düzene soktu.
Ağlal bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde, azılı caniler için, hem elleri hem ayakları bağlanacak şekilde kullanılıyor.
Araf 157’nin beşinci cümlesi:
”Fellezine amenü bihi ve azzeruhü ve nasaruhü vettebeu’n-nura; ellezi ünzile meahü. Ülaike hüm el-müflihun”. Yani, o kimseler o olay sebebiyle iman etmişlerdir. İman edince O’na Yani Hz. Muhammed’e yardımcı olmuşlardır; Nur’a ittiba etmişlerdir. O Nur, onunla, yani Hz. Muhammed ile onlara ulaşmıştır. İşte o kimseler o nur ile felaha erişenlerdir.
Bu ayet cümlesi, insanlara özgürlük getiren Hz. Muhammed’e bağlananları gösterirken, ileri zamanlarda, Hz. Muhammed gibi birinin veya birilerinin ortaya çıkabieceğini de gösterir. O kişi özgürleşen insanlarca sevilir, hörmet edilir, peşinden gidilir. felaha erişilir.
Ayetteki ”vettebeu’n-nur” kelimesi, konulan sosyal kurallar çizgisinde hareket edileceğini belirtir. Abraham Lincoln’ün oluşturduğu hukuk düzeni ile bugün, Afrika’dan kaçırılıp köle edilmiş siyah insanların torunları Amerikan bürokrasisinde görev alabiliyorlar. Siyaset ilmini edinebilen, ABD’de devlet başkanlığı makamına bile gelebiliyor; Barack Obama gibi.
İbrahim Faik Bayav
(20.09.2024 09:15)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.