Jinekolojik kanserleri içinde en geç tanısı konabilen ve bu nedenle en fazla ölüme sebebiyet veren kanser türü olması nedeni ile ayrı bir öneme sahiptir. Kadın kanserlerinn %4’ünü, genital kanserlerin ise %23’ünü meydana getirir. Her 100 kadından 5’i over kanseri nedeni ile yaşamını kaybeder.Over kanseri tanısı konan kadınlarda 5 yıllık yaşam % 35 civarındadır.Endüstrileşmiş ülkelerde daha fazla görülür. Bu çevresel faktörlerin etkisini düşündürmektedir.
Her yaşta görülebilmesine rağmen en fazla 45 yaşından sonra rastlanır.75-79 yaşlar arasında pik yapar. Menopoz öncesi dönemde over tümörlerinin sadece % 7’si kanserken bu oran menopoz sonrası %30’a çıkar. Over dokusu pek çok değişik hücreyi barındırır. Kanserin köken aldığı hücre türüne göre de görülme yaşları ve oranları değişir. Overin ve diğer tüm dokuların ana yapısını oluşturan epitel hücrelerden köken alan tümörler en sık görülen tümürlerdir. Menpopoz sonrası kanser teşhisi konan vakaların % 80’i epitheliyal tümörlerken, 20 yaş altında teşhis edilen vakaların % 60’ı germ hücreli yani embryonik döneme ait hücreler ile ilgili tümörlerdir.
Risk Faktörleri
Hormonal, ailesel ve çevresel faktörlerin over kanseri gelişmini etkiledikleri düşünülmektedir. Sık ve fazla sayıda kesintisiz bir şekilde yumurtlama olanlarda kanserin daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Buna göre hiç gebe kalmamışlarda risk daha fazlayken doğum yapanlarda risk 1/2 ile 1/4 oranında azalır. Yumurtlamayı baskılayarak etki eden doğum kontrol hapları da kanser görülme sıklığını belirgin derecede azaltır. Yani inanılanın aksine OK’ler kanser yapmadığı gibi kansere karşı koruyucu rol oynarlar.Buna karşılık menopoz sonrası dönemde eğer progesteron eklenmeden tek başına östrojen verilirse over kanseri riskinin arttığı iddia edilmektedir. Birinci derece akrabalarında over kanseri olanlarda hastalığın daha sık görülmesi genetik bir faktörün etkisini düşündürmektedir. Bu gözleme yönelik çalışmalar sonucu meme ve over kanserine neden olduğu saptanan bazı genler bulunmuştur.
Sınıflama
Over kanserleri köken aldıkları hücre türüne göre 5 ana sınıf altında toplanırlar. Bunlar epitheliyal tümörler, germ hücreli tümörler, stromal tümörler (yumurta hücresi ve follikülden köken alan), nonspesifik bağ dokusu hücrelerinden köken alan tümörler ve başka bir organdan metastaz yolu ie gelen tümörlerdir. Yumurtalık kanserleri ayrıca malign ve borderline olarak da sınıflanır. Malign kötü huylu demektir. Borderline tümörlerin ise histolojik davranışları selim ve malign arasında bulunur. Bu tümörler malign olanlara göre daha genç yaşlarda görülürler, hastalığın gidişatı çokdaha iyidir.
Epitheliyal tümörler de kendi aralarında yine köken aldıkları epitheliyal hücrelere göre sınıflandırılırlar. Bunların %50-75’i seröz kistadenokarsinomlardır.Daha sonra sırasıyla müsnöz, endometrioid, brenner gibi tümörler gelir.
Klinik
Over kanserinde erken tanı son derece zordur. Çünkü çoğu zaman şikayetler belirgin değildir. Karın ağrısı , şişkinlik, hazımsızlık erken devredeki belirtilerdir. İleri evrelerde ise komşu organlara ait bası bulguları, karın ağrısı, pelviste kitle ve aşağı doğru bası hissi, vajinal kanama gibi spesifik olmayan şikayetlerdir. Hastayı doktora götüren en sık şikayet ise aşırı derecede karın şişliğidir.Bu şişliğin sebebi çoğu zaman karın içerisinde sıvı birikimi yani asittir.
Tanı
Muayeneler esnasında özellikle menopoz sonrası kadınlarda pelvik alanda kitle saptanması over kanserini düşündürmelidir. Ultrasonografide çift taraflı ovarian kitle, 8 cm’den büyük kitle ile muayende bu kitlenin hareketli olmaması tanıyı destekler. Ayırıcı tanıda myomlar, normal ve anormal gebelikler ve diğer komşu organ kanserleri ekarte edilmelidir. Over kanseri düşünülen hastalarda aile öyküsü dikkatli alınmalı, iyi bir sistemik ve jinekolojik muayene yapılmalı, özellkle genç hastalarda smear tetkiki elde edilmelidir. Ayrıca damarlanmanın tespiti açısından doppler ultrason ile komşu organları incelemeye yönelik radyolojik tetkikler yapılmalıdır. Manyetik rezonans ve bilgisayarlı tomografi kitlenin daha iyi incelenmesine olanak sağlar.Over kanseri tanısını güçlendiren ve bu konuda hekimlere son derece yardımcı olan bir başka tetkik de tümör belirteçleridir.
Tümör Belirteçleri
Tümör belirteçleri kabaca normal dokularda fazla miktarda bulunmayan ancak malign dokulardan kana salınan maddeler olarak tanımlanabilir. Kullanılan ya da araştırma safhasında olan pekçok belirteç olmasına rağmen ideal bir tümör marker henüz saptanamamıştır. Over kanserinde en çok işimize yarayan Ca 125 adı verilen belirteçtir. Over bölgesinde şüpheli bir kitle bulunan kadınlarda yüksek saptanması tanıyı destekler.Ancak sigara içimi, erken gebelik, endometriozis gibi hastalıklarda da yükselebilmesi güvenilirliğini kısıtlar.
Evreleme
Over kanserinde evreleme cerrahi olarak yapılır.Bu işlem esnasında karın boşluğu orta hattan göbek üstüne kadar uzanan bir kesi ile açılır. Önce karın sıvısından örnek alınır.Daha sonra karın boşluğu gözle ve elle incelenir. Omentum adı verilen karın boşluğundaki organları çevreleyen yağ dokusu çıkartılır.Tümör dokusu mümkün olduğunca çıkartılır. Eğer sadece tek overde ise o over çıkartılır hastanın yaşı genç ise diğer overden biopsi alınır ve ameliyat esnasında patolojik incelemeye tabii tutulur. Eğer o overde de tutulum varsa rahim ve yumurtalıklar tamamen çıkartılır.Takiben pelvik alandaki ve aort damarı etrafındaki lenf düğümleri mümkün olan en fazla sayıda çıkartılmaya çalışılır.
Tedavi
Over kanserinin tedavisi birçok branştan hekimin bir arada davranmasını gerektirir. Bunlar jinekolog, onkolog, radyoterapist, kemoterapist, patolog, dietisyen ve psikiyatristtir.Tedavi kabaca cerrahi ve cerrahi olmayan olarak ikiye ayrılır. Bazen klinik olarak bulgu vermeyen vakalarda başka bir nedenden dolayı yapılan ameliyat sonucu şans eseri over kanseri tanısı konabilir. Bu gibi durumlarda evrelemeyi tamamlamak için hastanın yeniden ameliyat edilmesi gerekir. cerrahi sonrası ise kemoterapi ve radyoterapi yaygın olarak uygulanır.Günümüzde heniz deneme aşamasında olan bazı hormon ve allerjik tedavilerde vardır.
Son zamanlarda ikinci bakı cerrahisi kavramı over kanseri tedavisinde giderek popülerite kazanmaktadır. Buna göre cerrahi ve kemoterapiyi takiben hasta ikinci kez ameliyat edilir ve yeniden durum değerlendirmesi yapılır.
Prognoz
Prognozda en önemli faktör hastalığın evresidir.Buna göre Evre 1 de 5 yıllık yaşam % 70, evre 2 de %25, Evre 3 de %18 ve evre 4 de %0’dır.