Köpeğin, genlerle gelen davranış biçimlerinin sınırlı olup, davranışlarının büyük bölümünü çevresinden öğrendiği kabul görmektedir. Ancak kesin olarak bilinen, genlerle, yeni doğan canlıya, çevresine karşı tepkide bulunma kapasitesinin, yani öğrenme kapasitesinin nakledildiğidir.
Çevresel faktörlerden dolayı ortaya çıkan davranış farklılıklarında, genetik yapının etkisinin gittikçe azaldığını ve hatta çevrenin de bu genleri yönlendirdiğini izleyebiliyoruz. Tamamen farklı veya izole çevre şartlarında yetişen köpeklere ait davranışlara bakalım. Örneğin havlama biçimi; Hindistan’da yaşayan Dole köpekleri farklı tonlara sahip ıslık çalarak iletişim kurar, Yeni Gine’nin şarkı söyleyen köpekleri havlama bilmedikle*rinden şarkıya benzer sesler çıkarır, Asya pariah’ı, Avustralya dingo’su ve Afrika basenji’si gibi köpekler havlama yerine ulumayı tercih ederler.
Bu iletişim şekilleri, evcil köpeklerden izole yaşayan bu köpek*lerin ya genlerine işlenmiştir ya da binlerce yıl önce bizim evcil köpeklerle yolları ayrılmış ve her neyin etkisi olmuşsa, bunlar ıslık çalmayı ya da şarkı söylemeyi öğrenmişlerdir. Yoksa temel genetik yapıları bakımından evcil köpekten hiçbir farkları yoktur.
İnsanla yaşayan köpek, sadece insanların izin verdiği ölçüde özgür öğrenme olanağına sahiptir. Yine insanla birlikte yaşayan köpeklerde, özellikle, keyfi öğrenme basamakları gözlenir. Bunun sebebi de bu öğreneceklerinin hayatta kalmasını sağlayacak şeyler olmamasıdır. Bu öğrenmede genellikle oyun önemli bir yer tutar.
İhtiyari öğrenme ise diğerinin aksine, yaşamsal öneme sahiptir. Özellikle düşmanlardan korunma veya yiyeceklerini elde etmede önemlidir, insanın koruması altında olmayan köpekler bu ikinci tip basamakları öğrenmek zorundadır ve bunların büyük bir kısmı doğuştan gelen davranış repertuarında zaten mevcuttur. Bu nedenle de kurtlarda, hatta kısmen de olsa, sokak köpeklerinde izlediğimiz davranışlar daha mükemmel ve köpek toplumunun kurallarına daha uygundur.
Köpeğin insana en yakın canlı türü olmasının sebebi, diğer gelişmiş memelilere oranla daha fazla öğrenme istek ve yeteneğine sahip olmasıdır. Araştırma ve öğrenme yaşa bağlı olarak gelişir. Gençler çevrelerine karşı daha ilgilidir ve her şeyi öğrenmek isterler. Yaşlı hayvanda öğrenme gayreti pek görülmez.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.