Jinekolojik kanserler içerisinde en çok görülen ikinci kanser türü olarak karşımıza çıkan rahim ağzı kanseri pap smear incelemesinin yaygın hale gelmesinin ardından görülme sıklığı azalmaya başlayan kanser türleri arasında yer almaktadır. Çok belirgin olmayan rahim ağzı kanseri belirtileri ancak hastalık ilerlediği zaman bazı küçük belirtiler vermeye başlamaktadır. İlerleyen vakalarda karşımıza çıkan belirtilere baktığımızda en başta anormal kanamalar bulunmaktadır.
Adet arasında, ilişki sonrasında ya da menopoz sırasında kanamaların yaşanması serviksin kanseri olarak da bilinen rahim ağzı kanserinin en belirgin belirtileri arasında yer almaktadır. Bunların yanı sıra ilişki sırasında ağrılar yaşanması, akıntıların artması ve kasık ağrısı gibi şikayetlerin de ortaya çıkması söz konusu olabilmektedir. Ancak bu bulguların gerçekleşmemesi de söz konusu olabileceğinden bulguların gerçekleşmesini beklemeden düzenli olarak doktor kontrolüne gitmenin önemli olduğunu görebilirsiniz.
21 yaşına girdikten sonra kadınların aktif bir cinsel hayata başlaması ile birlikte yılda bir kez pap smear aldırması da bir zorunluluk olarak görülmektedir. Pap smear testi ile gerek duyulduğunda yapılan biyopsi sonucunda kanser öncüsü bir değişikliğin tespit edilmesi durumunda LEEP denilen bir teknik kullanılarak bu dokunun alınması söz konusu olabileceği gibi kriyoterapi veya lazer tedavisi ile de bu bölgenin ortadan kaldırılması söz konusu olabilmektedir.
Rahim Ağzı Kanseri Nedenleri
Nedeni tam olarak bilinmiyor olmasına rağmen serviks kanserine yatkın olmayı artıran sebeplere baktığımızda karşımıza çıkan durumları şu şekilde sıralayabiliriz:
Çok eşli olmak,
Cinsel temasın 20 yaşından evvel başlaması,
Bakteriyel ve viral enfeksiyonlar,
Çok sayıda doğum yapılması,
Sosyoekonomik durumda düşüklük,
Sigara içilmesi,
C ve A vitaminlerinin eksikliği,
Eş olan erkeğin sünnet olmaması,
Kişide bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olan durumların bulunması
Rahim Ağzı Kanserinin Klinik Bulguları
Serviks kanserinin ilk zamanlarında klinik bir bulgu verdiğini görmek mümkün değildir. Erken teşhis gerçekleştirilebilmesi için kişinin yıllık olarak gerçekleştirilmesi gereken rutin pap smear testini yaptırması ve jinekolojik muayenesini gerçekleştirmesi gerekmektedir. İlerlemiş durumlarda ise rahim ağzı kanseri belirtileri şu şekilde sıralanabilmektedir:
İki adet kanaması arasında kalan dönemde kanamalar,
Adet kanamalarının normalden daha fazla olması,
Vajinal akıntının daha fazla olması,
Cinsel ilişkiye girdikten sonra kanamanın gerçekleşmesi,
Kasıklarda tek taraflı ağrıların yaşanması,
Kilo kayıpları,
Kansızlık
Tüm bu belirtileri göstermese ya da gösteriyor olsa da kişide rahim ağzı kanseri bulunduğunu söylemek için pap smear testinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu test rahim ağzında bulunan ve kanser öncüsü olarak belirtilen lezyonların belirlenmesi için gerçekleştirilen bir tarama olarak tanımlanabilmektedir. Bu yöntem gerçekleştirilirken jinekolojik muayene sırasında rahim ağzından hücre sürüntüsü alınmaktadır. Daha sonra bu hücrelerin pataloji laboratuarında incelenmesi işlemi gerçekleştirilir. Bu test ilk olarak 18 yaşında ya da cinsel aktivite daha erken başlamışsa bu sırada yapılmalıdır.
Her yıl tekrarlanması gereken bu tarama testi sonrasında kişide rahim ağzı kanseri tespiti gerçekleştikten sonra gerekli tedavi uygulanmaktadır. Daha önce bu rahatsızlığı yaşamış olan, bağışıklık sisteminde bozukluk olan ve organ transplantasyonu geçirmiş kişilerde 6 ayda bir kontrollerin gerçekleşmesi gerekirken pap smear test sonucu normal olmayan kadınlarda risk faktörleri de göz önüne alınarak bu testin 2 yılda bir ya da daha sık gerçekleştirilmesi gerekmektedir.