Cinsellikten hoşlanabilmek için kadınların da, erkeklerin de gevşemeleri ve kendilerini iyi hissetmeleri gerekir, dolayısıyla yaşamdaki önemli değişiklikler (evlenme, taşınma, yeni bir bebeğin doğumu, yeni bir işe girmek vb.) cinsel isteği azaltabilir.
Cinsel istek (libido) birçok bakımdan yiyeceklere duyulan iştaha benzer. Kendimizi mutlu, sağlıklı ve kaygısız hissettiğimizde yemeklerden daha fazla hoşlanırız ve daha çok yeriz. Yorgun, gergin ve endişeliysek hiçbir şeyin tadını alamayız ve sonunda kilo bile kaybedebiliriz.
Cinsellikten hoşlanabilmek için kadınların da, erkeklerin de gevşemeleri ve kendilerini iyi hissetmeleri gerekir, dolayısıyla yaşamdaki önemli değişiklikler (evlenme, taşınma, yeni bir bebeğin doğumu, yeni bir işe girmek vb.) cinsel isteği azaltabilir.
İnsanların çoğu “kriz” atlatılınca kendi ritimlerini yeniden yakalar. Bu başarılamıyorsa, daha ciddi bazı sorunların, belki de doğrudan ilişkinin gözden geçirilmesi gerekebilir.
Cinsel olarak uyarılmayan, hiçbir zaman mastürbasyon yapmayan ya da cinsel fanteziler kurmayan ve cinsel ilişkiyle ilgilenmedikleri izlenimini veren kişilere daha seyrek rastlanır. Bu kişiler hallerinden memnun olabilir ya da diğer insanlardan “farklı” olduklarını hissettikleri için yardım talep edebilir.
Cinsel dürtü genel olarak düşük olabilir ve bu durumda kişi hiçbir zaman ve hiçbir eşle uyarılamaz; öte yandan bu sorun yalnızca belli bir eşle ya da belli durumlarda da ortaya çıkabilir. Hangisi söz konusu olursa olsun, diğer cinsel sorunlarda olduğu gibi cinsel dürtünün az olmasının nedeni de Fiziksel bir hastalık, ilaçlar ya da psikolojik bir iç çatışma olabilir.
Seks terapistleri kendilerine başvurarak yardım talep eden kişilerin yaklaşık %40’ının cinsel istek eksikliğinden yakındıklarını belirtiyorlar. Bununla birlikte, cinsel dürtü kişiden kişiye çok büyük farklılık gösterdiği için, çoğu zaman neyin “az”, neyin “normal” olduğunu söylemek o kadar kolay değildir.
Erkekte cinsel aktivite ergenlik çağının sonlarına doğru, gencin cinsellikle en yoğun ilgilendiği dönemde zirveye ulaşır ve daha sonra giderek azalmaya başlar. Böylece erişkin çağda ve orta yaşlarda erkekler giderek daha uzun bir süre rahatlamadan kalabilirler ve engellenmişlik duygusu yaşamazlar. Bununla birlikte, bir eşi çekici bulduklarında ve uyarıldıklarında yeniden çok aktifleşebilirler.
Kadınlarda cinselliğe duyulan ilgi daha yavaş artar ve otuz yaşlarına doğru doruğa ulaşır. Kadınlarda cinsel dürtünün erkeklere göre daha kırılgan olduğu ve kolayca baskılanabildiği anlaşılıyor, ama daha fazla orgazma ulaşma kapasiteleri vardır.
Dolayısıyla, cinsellikle hiç ilgilenmeyen ve hemen hiç mastürbasyon yapmayan bir genç erkeğin ve kendi başına ya da eşi tarafından uyarılamayan 39 yaşında bir kadının, normal deneyimlerden farklı olduğu, bu nedenle onlarda cinsel dürtünün az olduğu söylenebilir.
CİNSEL DÜRTÜNÜN AZ OLMA NEDENLERİ
Fiziksel nedenler
“Normal”: Bazı insanların yiyecek ve içecekler karşısında daha iştahlı olduğunu kabul ettiğimiz gibi, cinsellikle ilgili araştırmalar da libidonun insanlar arasında büyük farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor. Bütün araştırmalarda düzenli bir şe-kilde haftada birkaç kez orgazma ulaşan erkekler ve kadınlar yanında, uzun süre cinsel rahatlama gereği duymayanların da olduğu görülüyor.
Hormonal: Çok seyrek olarak, ortada başka hiçbir neden yokken libidoda değişiklik gözlemlenmesi hipotalamus, hipofiz bezi ya da testislerde bir hastalığa bağlı olabiliyor. Bunun dışında erkeklerde erkek cinsel hormonu testesteron yaşla giderek azalır ve bazı erkeklerde libido azalması diğerlerinden daha erken gelişir. Cinsel dürtüleri daha kırılgan olan kadınlarda da, âdet döngüsü sırasında iniş çıkışlar gözlemlenebileceği gibi, gebelik, doğum sonrası ve menopoz gibi önemli hormonal değişikliklerle birlikte libidoda da büyük değişiklikler olur. Gebeliği önle-yici haplar da dahil olmak üzere, herhangi bir hormon tedavisi gören kadınlarda libido bundan olumsuz etkilenebilir.
Genel sağlık durumu: Tahmin edileceği gibi ağır hastalıklar ya da uzun süreli sağlık sorunları libidoyu azaltır; bu strese bağlı olabileceği gibi, özgül bazı biyokimyasal değişikliklerle de ilgili olabilir. Viral enfeksiyonu izleyen halsizlik sırasında da cinsel dürtü azalabilir.
İlaçlar: Birçok ilaç libido azalmasına neden olabilir. Şizofreni ya da psikoz tedavisinde kullanılan ilaçlar, morfin içeren ağrı kesiciler, hipertansiyonda kullanılan beta blokerler ve yukarıda sözü edildiği gibi hormon tedavisi bunlar arasında yer alır. Östrojen ya da siproteron kullanan erkekler libidonun çok azaldığını fark edeceklerdir.
Duygu-durum değişiklikleri: Depresyonda cinsel istek azalması, iştah azalmasından ve uykusuzluktan da önce gelişebilir. Tersine manik atak geçiren ya da hiperaktif kişilerde cinsel dürtü çok artar. Cinsel dürtünün duygu-durum (ruh hali) değişikliklerinden etkilenme düzeyi kişiden kişiye farklılık gösterir ve bazı kişilerde görece küçük olayların etkisi büyük olabilir.