Anlatım Bozuklukları
insanlar sözlü ve yazılı olarak birbirleriyle sürekli bir iletişim halindedir ve bu iletişimin temeli insanların birbirini doğru an lamasına bağlıdır. Şüphesiz ki doğru anlamak ve anlaşılmak için; kurulan cümlelerin anlam bakımından doğru ve açık, anlatım bakımından eksiksiz olması gerekmektedir.
Bu ifadede belirtilen unsurlardan herhangi birine uyulmaması anlatım bozukluğuna neden olur ve bu durum insanlar arasındaki iletişimi güçleştirir.
Bu konuyla ilgili sorular genellikle “H angisinde anlatım bozukluğu vardır / yoktur?” şeklinde sorulur. Bu tip sorularda seçenekleri incelerken tüm anlatım bozukluklarını dikkate almamız gerekir. Yani, hem yapıca hem de anlamca meydana gelen anlatım bozukluklarını iyi bilmeliyiz.
Eğer anlatım bozuklukları noktasında bilgimiz yeterli değilse önceliği anlamsal bozukluklara vermeliyiz.
Seçeneklede karşımıza gelen devrik cümleler, şiirsel ifadeler anlatım bozukluğu kabul edilmez. Apayrı bir havası vardı ağaçlarla kaplı bu küçük adanın.
Farklı cümlelerdeki aynı anlama ge len sözcükler anlatım bozukluğu değildir. Şiirde öncelikle uyum olmalıdır; zira ahenk yakalanmadan gerçek şiire ulaşılamaz.
Eylemlerin zamanında görülen anlam (zaman ) kaymaları anlatım bozukluğu değildir.
Dostlarımızla yarın akşam Boğaz’a yemeğe gidiyoruz.
Anlatım bozukluğunun görüldüğü başlıca kullanımlar şunlardır:
Gereksiz Sözcük Kullanımı
Bu sözcükler, cümlede etkin bir yeri olmayan sözcüklerdir. Bu sözcükler cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında hiçbir değişme olmaz. Dolayısıyla bu sözcükler gereksizdir.
Cümlede gereksiz sözcük kullanılması iki şekilde ortaya çıkmaktadır: Bunlardan ilki cümledeki sınırlayıcı ifadelerin aynı anlamı veren sözcükleri gereksiz kılmasıdır.
Aşağıda bu tip gereksiz sözcük kullanımıyla ilgili örnekler verilmiştir:
Koyu harfle gösterilen sözcükler gereksizdir.
Onun başarılarından sonra evimize tebrik, kutlama mesajları yağdı.
Onu sanki görmüş gibiyim.
Yaşadığım deneyimlerim tersini söylüyor.
Onun için aldığı hediyeyi geri iade etti.
Oturduğu sandalyeden ayağa kalktı.
Zeynep ’ le ilk kez geçen ay tanıştık.
Bazı kelimeler Arapça ve Farsça dillerinden gelmektedir.
Onunla bir süre karşılıklı bakıştık.
Annesiyle beraber alışverişe gitti.
Bu mevcut durumda elimden bir şey gelmez.
Lütfen gizli sırrımı kimseye söyleme.
Son iki maç golsüz berabere bitti.
Salon ağzına kadar ful doluydu.
Saatlerce suda yüzerek karaya ulaştım.
Bu iki kelime arasında bir nüans farkı var.
Hâlâ yürürlükte olan yasaya göre bu suç.
Yurt dışından yapılan ithalatta artış var.
Olanları kendi gözlerimle gördüm.
Sen usulca kulağıma fısılda.
Şu kuşlar havada uçuyor.
Bu bitki ülkemizde seyrek ve nadir yetişir.
Eş anlamlı sözcüklerin aynı cümlede kullanılması,
bu sözcüklerden birini gerfeksiz hale getirir.
Kaleci topu uygun ve müsait durumdaki bir arkadaşına attı.
Annem henüz gelmeden yemeği pişirdim.
Askere gidebilmek için hem sağlıklı hem de sıhhatli olmalısın.
Bize sürekli yeni koşullar, yeni şartlar ileri sürüyorlar.
Siz biraz dinlenip istirahat edin , biz bir çaresine bakarız.
Cümlelerde yer alan çeşitli ekler de bazı sözcükleri gereksiz kılabilmektedir:
Gecikmesinin nedeni gereksiz işlerle oyalanmasındandır.
Karşıdaki görünen tepede geceleyecektik.
Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanımı
Her sözcüğün belli bir anlam sınırı vardır. Sözcüğün bu anlam sınırı aşılıp da başka ifadeler yerine de kullanılması anlatımı bozar. Bilhassa yazılışları birbirine benzeyen sözcükler birbirlerinin yerine kullanıldıklarında bu tarz anlatım bozukluğu oluşur.
Örnek : “Eşine çok bağımlı bir insandır” cümlesinde “bağımlı’ sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Zira bağımlı olmak, bağımsız iş görememektir. “Bağımlı” sözcüğü yerine “bağlı” sözcüğü kullanılmalıdır. Bu iki kelime karıştırılmıştır.
Aşağıda sık sık karıştırılan sözcükler, bunların anlamları ve anlatım bozukluğu oluşturan şekilleriyle ilgili örnekler verilmiştir
1. anlamak – algılamak
anlamak: kavramak
algılamak: sezmek, bilincine varmak
Derste anlatılanları çok iyi algıladım.
Bizimle ilgili bazı şeyler anlıyor sanki.
2.asgari – azami
asgari: en az
azami: en fazla
Çok hassastır, asgari düzeyde dikkat edin.
Sizin için çok uğraştım, azami bin lira alırım
3. ayrım – ayrıntı – ayrıcalık
ayrım: fark
ayrıntı: detay
ayrıcalık: imtiyaz
Bu ikisinin hiçbir ayrıntısı yok.
Bizim işimizde ayrımlar önemlidir.
Kendisi için bazı ayrımlar istiyor.
4. azımsamak – küçümsemek
azımsamak: az bulmak
küçüm sem ek: küçük görm ek, hor g örme k
Beni bu konuda asla az ım sama.
Elindeki parayı küçümsüyor.
5. barındırmak – sahip olmak
barındırmak: içinde bulundurmak
sahip olmak: bir varlığın tüm haklarını elinde tutmak
Bazı iyi özelliklere d e sahiplik ediyor.
istediklerini asla barındıramayacaksın.
6. büyümek – uzamak
büyümek: her yönden gelişmek
uzamak: sadece boy bakımından gelişmek
Boyu da epey büyüdü bu aralar.
7. çekimser – çekingen – çekinik
çekimser: kararsız
çekin gen: utangaç,
çekinik: baskın olmayan (resesif)
Oylamada iki milletvekili çekingen kalmıştı.
Çekimser biri olduğu için kimse ye soramadı.
8. çoğunluk – çokluk
çoğunluk: bir grubun yarısından çoğu
çokluk: çok olma durumu
Mecliste çokluk sağlanamayınca tezkere reddedildi.
Çoğunluğun olduğu yerde canlı bir yaşam vardır.
9. dek – denli – değin
dek: kadar
denli: ölçüde
Sabaha denli nöbet tuttular.
10. dikmek – ekmek
dikmek: fidanları toprağa aşılamak
ekmek: tohumları toprağa açmak
Diktiğim tohumlar meyveye durdu.
Ektiğin fidana bak, ara sıra su ver.
11. dokumak – örmek
dokumak: tezgahta imal etmek
örmek: örerek imal etmek
Bu güzel halılar bizim için örüldü.
Annem bana kazak dokuyacaktı.
12. doyumsuz – doyulmaz
doyumsuz: doymak bilmeyen
doyulmaz: her zaman istenir
T adına doyumsuz bir yemek yapmıştı.
Daldan dala konan doyulmaz bir adam.
13. etkin – etken – etki
etkin: etkili
etken: faktör, amil
etki: tesir
Bazı etken gü çler buna mani oluyor.
Bu işin altında b aşka etkiler d e vardı.
14. etki – tepki
etki: tesir
tepki: (etkiye cevap ) reaksiyon
Haksızlıklara karşı etkimizi ortaya koyalım
Rüzgarın tepkisiyle yangın iyice büyüdü.
15. fiyat – ücret
fiyat: satın alınan malın bedeli
ücret: yararlanılan hizmetin karşılığı
Toplu taşım fiyatlarına yine zam geldi.
Bu üstündeki gömleğin ücreti ne kadar?
16. fotoğraf – resim
fotoğraf: fotoğraf makinesiyle elde edilen görüntü
resim: kalemle çizilen görünüş
Bana bir vesikalık resminizi bırakın.
Çizdiği fotoğrafı bizlere hediye etti.
17. görev- yetki
görev: yapılması gereken iş
yetki: kişiye tanınan etki alanı
Bulaşık işi senin yetki alanına giriyor.
Kralın tüm görevleri sınırlandırılmıştı.
18. ibret – ders
ibret: olumsuzluklardan çıkarılacak sonuç
ders: her tür durumdan çıkarılacak sonuç
Kardeşinin başarısından biraz ibret almalısın.
ibret olsun diye bazı köylüler kuşuna dizildi.
19. iddia etmek – savunmak
iddia etme: iddia ortaya atmak
savunmak: iddiaya, saldırıya cevap vermek
Bu sene şampiyon olacaklarını savunuyordu.
Hakkındaki suçlamaların asılsız olduğunu iddia etti.
20. ikilik – ikilem
ikilik: iki başlılık
ikilem:kararsızlık
Hangisini seçeceğimi bilmiyorum, ikilik içindeyim.
Bazı ayrılıkçı gruplar bu ülkede ikilem yaratıyordu.
21. karşılık – karşın – karşıt
karşılık: bedel olarak
karşın: rağmen
karşıt: zıt durum
Her şeye karşılık hayat devam ediyor.
Arabaya karşın bu arsayı istiyorum.
22. küçültmek – kısaltmak
küçültmek: küçük duruma getirmek
kısaltmak: uzunluğunu azaltmak
Kuaföre gidip saçlarını küçülttü.
Her şeyin boyutunu kısaltıyorlar.
23. neden olmak – sağlamak
neden olmak: olumsuz sonuca yol açmak
sağlamak: elde etmek
Gereksiz davranışların bu sonucu sağladı.
Attığı gol finale yükselmelerine sebep oldu
24. öğretim – öğrenim
öğretim: öğretme işi, eğitimcinin yaptığı iş
öğrenim: öğrenme işi, öğrencinin işi
Oğlu Amerika’da öğretim görüyor.
Öğrenim görevlileri isyan ettiler.
25. olay – olgu
olay: meydana gelen vaka
olgulayların genellenmesi
Yaşadığı olguların şokunu üstünden atamadı
Boşanma olayı hayatımızın bir parçasıdır.
26. özgü – özgün – özge – özel
özgü: has, ait
özgün: kendine has
özel: ayrı, hususi
özge: başka, değişik
Yazarın kendine özgün bir üslubu var.
Kalbimde özgün bir yere sahipti.
Özel müziğin en önemli ismidir o.
27. şans – risk – ihtimal
şans: olumlu ihtimal, fırsat
risk: olumsuz ihtimal, tehlike
ihtimal: olasılık
Bu işte başarısız o lm a ş an sım ız hiç yoktur.
insan elindeki riskleri iyi değerlendirmeli.
28. sayesinde – yüzünden
sayesinde: olumlu durumun sebebi
yüzünden: olumsuzluğun sebebi
Benim yü zümden eliniz e kmek tutuyor.
Sayesinde tüm emeklerimiz boşa gitti.
29. sebep olmak – borçlu olmak
sebep olmak: olumsuzluğa yol açmak
borçlu olmak: sayesinde gerçekleşmek
Başarısızlıklarımı sana borçluyum.
Benim zengin olmama sebep oldu.
30. son — sonuç
son: bitiş
sonuç: işlemde elde edilen
Romanın sonucunu çok merak ediyorum.
işlemin sonunda hangi sayıyı elde ederiz?
31. süre – süreç
süre: başlangıcı ve bitişi belirsiz zaman dilimi
süreç: başlangıç ve bitişi belli zaman , devre
18 Aralıkta üyelik süresine girildi.
Maçın normal süreci berabere bitti.
32. tanıtmak – tanıştırmak
tanıtmak:bir kişiyi takdim etmek
tanıştırmak: kişileri birbirlerine takdim etmek
Yanındaki arkadaşını bana tanıştırdı.
Bizi birbirimizle tanıtmayacak mısın?
33. uyum – uygunluk
armoni: ahenk
uygunluk: isabet
Aralarında her konuda uygunluk var.
Bu hakemin bu m a ç a uyumu tartışılır.
34.yaklaşık – yakın
yaklaşık: aşağı yukarı, takriben
yakın: bir yere yakın olmak
Fabrikaya yaklaşık bir evleri var.
35. yankılanma – yansıma
yankılanma: ses yansıması, akis
yansıma: ışık yansıması
Işığın yankılanması çok uzaklardan görüldü.
Hem ıslık çalıyor hem de yansımasını dinliyordu.
36. yaşam – yaşantı
yaşam: hayat, ömür
yaşantı: yaşam şekli
Monoton bir yaşantı sürüyorlardı.
37.yayım – yayın
yayım: (gazete ,dergi, tv vs için) basılıp yayılma işi
yayın: yayımlanan şey (gazetenin, derginin kendisi)
Bazı süreli yayımları da takip ediyorum.
Derg ide benim de bir yazım yayınlandı.
38.yetkili – yetkin
yetkili: yetkisi olan kişi, görevli
yetkin: işinde uzman
Buranın yetkin müdürü kimse, bana onu çağırın.
Mesleğinde oldukça yetkili biridir.
39. yılında – tarihinde
yılında: 1915 yılında
tarihinde: 5 K asım 1915 tarihinde
40.kutlamak — anmak
kutlamak:özel günler için eğlence tertiplemek
anmak: bir kişi yada durumu hatırlatmak, yad etmek
Şairin 20. ölüm yıl dönümü törenlerle kutlandı.
Bayramları büyüklerimizin yanında anmalıyız.
41.nüfus – nüfuz
nüfus: kişi sayısı
nüfuz: etki, etkileme gücü
Son sayımlar ülkenin nüfuzunun arttığını gösteriyor.
Yardım istediğimiz kişi bu bölgede nüfusu olan biriydi.
Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması
Bu anlatım bozukluğuna söz dizimi yanlışlığı da denir. Yanlış yerde kullanılan sözcükler yanlış anlamalara yol açarlar. Genellikle bu tarz anlatım bozukluğunda zarf olarak kullanılması gereken sözcük, yanlış yerde bulunduğu için bir başka sözcüğün sıfatı olur. Bu da yanlış anlamlar ortaya çıkarır.
Ben çok denizde yüzerim.
Pek çok Asya kıtası hakkında bilgi bulunmaktaydı kütüphanede.
Her zamanki gibi yine ilk eve ben geldim.
Burada kitabın sürekli başka bölümlerinden söz ediliyor.
Her yeni buluş hemen hemen kitaplarda yerini alacak.
Beğendiği çok ayakkabıları derhal alır.
Fazla bilgisayarla haşır neşir olmak insanı yoruyor.
Gelecek hafta beklenen müşteriler gelecek.
Geçmiş yıllarda balta girmemiş ormanlarda bu tür bir araştırma yapılmıştı.
Dışarıdan bazı öğrenciler iki h a fta açık olan dersanede etütlere katıldılar