Tarihten Anektodlar

Tarihten Anektodlar

ABONE OL
Ağustos 20, 2023 13:13
Tarihten Anektodlar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

M.Tevfik ALDIĞIMIZ FİYATA
Keçecizâde’nin Rusya’da bulunduğu sıralarda Rus Çarı, Keçecizâde Fuad Paşa’ya takılır:
– Paşa şu Girit’i satsanız!
– Hay hay, satalım ekselans
– Kaça satarsınız?
– Aldığımız fiyata
Girit’in yirmi seneyi aşkın bir zamanda ve binlerce şehitle alındığını bilen Çar sararır.

BİZ DE ONLARA YAKLAŞIYORUZ
Sulltan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
– 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
– Biz de onlara yaklaşıyoruz.

ADAMA GÖRE ADAM
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış.
Kral, bunları görünce dayanamayıp:
– Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı? diye sorunca, İncili Çavuş:
– Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, cevabını vermiş. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek.

AK SAKALLI
Varna Savaşı’nda muharebe meydanında gezen II. Murad, düşman askerlerinin hep genç olduğunu görür. Komutanlarından birine sorar. “Garip değil mi? Bu kadar ölünün içinde hiç ak sakallı görmedim. Hepsi genç, hepsi taze!” Komutan şu cevabı verir:
– Padişahım! İçlerinde bir aksakallı olsaydı, başlarına bu felâket gelir miydi?

AKIL VERGİSİ
Dostlarında biri, Fransız kralı 15. Lui’ ye:
– Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder.
Kral, alaylı alaylı gülerek:
– Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.

BİLMEK İÇİN ÖĞRENMEK
Tarih biyografisi ve monografi sahalarında erişilmesi çok güç bilgisiyle, dünya çapında bir şahsiyet olan İbnülemin Mahmud Kemâl (İnal) a sormuşlar:
– “Sizdeki bilginin çok azına sahib olmalarına rağmen sizden çok daha fazla tanınanlar var. Bunun sebebi nedir?”
Şöyle cevap vermiş:
– Ben bilmek için öğrendim, onlarsa bilinmek için!

BÖYLE KORUNUR
Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların bakımı için tanıdıklarından birini memur tayin eder. Bir gün ansızın kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz, toprak içinde bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak:
-Seni tebrik ederim yavrum, der. Gerçekten de gerçekten de emniyetli bir adammışsın. Teslim edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!
Benden Not: Ankara’da Süleyman Arslantaş ağabeyimizin de buna benzer bir anlatımı vardır: Der ki:
Bazı adamlar yarın ahırette Allah’ın huzuruna vardıklarında beyinlerini avuçlarına alıp şöyle derler:
“Allah’ım, hiç kullanmadan, eskitmeden pırıl pırıl sana geri getirdim”.

CAİZE
Şair Ebu Dellame ile Halife Mehdi arasında şöyle bir vakıa geçmiştir: Ebu Dellame, Abbasi hükümdarlarına bir kaside takdim eder. Halife kasideyi pek beğenir:
– Sana bu kasiden için ne caize vereyim?
– Efendimiz bendeniz bir av köpeği isterim.
– Bu kadar güzel bir kasidenin caizesi bir av köpeği olur mu?
– Efendim kulunuz böyle istiyor.
Halife Mehdi işe şaşar, ama şairi de kırmak istemez:
– Peki, istediğin gibi sana bir av köpeği versinler.
– Fakat Efendim bendeniz ava ne ile gideceğim?
– Hakkın var bir de at versinler.
– Ata nasıl bineceğim?
– Doğru, güzel bir eğer takımı da versinler.
– Efendimiz ata kim bakacak?
– Haklısın, bir de köle versinler.
– Ama Efendim ben atı nerede barındıracağım?
– Bir de ahır versinler.
– Köleyi nerede yatırayım?
– Bir ev versinler.
– Bu kadar halkı ne ile doyuracağım?
– Bin altın da haçlık versinler.
– Efendim…
Halife Mehdi şairin sözünü kesmiş:
Eğer masrafı idare etmeye bir kethüda, hesapları tutmaya bir katip istersen köpeği geri alırım ha!..

DERS ALABİLMEK
Lokman Hekim’e:
– “Bilgeliğini kimlerden aldın?” diye sorduklarında:
– Körlerden, cevabını vermiş. Çünkü onlar, yoklamadan adım atmazlar.

DOMUZ ETİ
Tarihimizde “Kafkas kartalı” diye geçmiş bulunan İmam Şamil yüz binlerce Rus ordularını birkaç arkadaşıyla yıllarca uğraştıran kahramandır. Az bir kuvvetle uzun yıllar sürdürdüğü mücadelesini, esaretinden sonra aynı şekilde devam ettirmiştir. Ruslara esir düştüğünde; Yemek esnasında, İmam Şamil’in iştahlı iştahlı yemek yediğini gören çar’ın:
“Kumandan, bu iştahla beni de yiyeceğinizden korkuyorum” demesi üzerine etrafındakilerin kahkahaya boğuşları uzun sürmemiş Kafkas Kartalı:
“Çar hazretleri kaygılanmayınız. Ben elhamdülillah müslümanım ve domuz eti yemem haramdır.”

FATİH NİYE ÜSTÜN
Napolyon, S. Helen adasında sürgün bulunduğu sırada ‘Fatih mi yoksa siz mi büyüksünüz? Sorusunu soranlara şöyle cevap vermişti:
Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam. Çünkü ben, kılıçla zaptettiğim yerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım. O ise; fethettiği yerleri nesilden nesile intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır.

GENÇ FATİH
Bir genç, “Fatih Sultan Mehmed’in resmini neden hep yaşlı bir insan suretinde çiziyorlar” diye sorunca, bir yazarımız şöyle cevap vermiş:
– Yaptığı işler o kadar büyük ki, bunları genç bir insanın yapacağını hayallerine sığdıramıyorlar

GÖNLÜMÜ FETHETTİĞİ İÇİN
Fatihe sorarlar:
-İstanbulu niçin fethettin?
Cevap verir:
-Önce o benim gönlümü fethettiği için!

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP