Karahanlı Türkçesi Hakkında
Türk lehçelerinden biri, Orta Asya Türk yazı dilinin başlangıcı. Orta Asya Türk yazı dili, Karahanlı (ya da Hakaniye) Türkçesi, Harizm-Altınordu Türkçesi ve Çağatayca olmak üzere üç döneme ayrılır.
İlk İslâmî edebiyat dili olan Karahanlı 11.-12. yüzyıllar arasında Kaşgar ile Doğu ve Batı Türkistan’dan gelişmiştir. Karahanlı Türkçesi aynı zamanda Karahanlı Devleti’nin resmî dili olmuştur. Doğu Türkistan ile Maveraünnehir arasındaki bölgede kurulan Karahanlı Devleti’nin içinde çeşitli Türk boyları bulunmaktaydı.
Ancak Karahanlı Devleti’ni oluşturan asıl boylar Karluklar ile Uygurlardı. Karahanlı devleti 10. yüzyılda İslâm dinini benimsedi ve çevredeki İslâm devletleriyle yakın ilişkiler kurdu. Bu ilişkiler zamanla çeşitli toplum kurumlarında, bu arada özellikle dil üzerinde birtakım etkiler yaptı.
Karahanlı Türkçesinde Arapça ve Farsça kimi dil ögeleri (sözcükler, ekler vb.) yerleşmeye ve halk dili dışında bir zümre dili oluşmaya başladı. Orta Asya’da İslâm dil ve kültürünün Abbasîler dönemindeki (9.-10. yüzyıl) akınlarla yayılması sonucu, çeşitli kültür merkezlerinde yankılar uyandırdı.
Karahanlı Türkçesinin özelliklerini gösteren yapıtlar arasında Kaşgarlı Mahmut’un “Divan-ı Lugat-it-Türk”ü (Türk Lehçeleri Sözlüğü), Yusuf Has Hacib’in “Kutadgu Bilig”i (Saadetli Olma Bilgisi), Edip Ahmet’in “Atabet-ül Hakayık”ı (Hakikatlerin Eşiği) ve “Ashab-ül-Kehf” (Yedi Uyurlar) özellikle anılabilir. Karahanlılar dönemi kültür ve sanat yaşamında İslâm gelenek ve göreneklerinin büyük etkisi görülür.
Zaten bu dönem, Türk dünyasında İslâm kültür ve uygarlığına geçişi simgelemektedir. Bu etkiler dilde de kendini göstermektedir. Adı geçen yapıtlarda görülen “aceb, adavet, âdet, beyt, cahil, ceza, dost, dünya, ecel, edeb, emir, fazilet, gazab, hayır, kerem, resul, tekebbür, zikir” gibi Arapça ve Farsça sözcükler bunun en güzel kanıtıdır.