On Kasım Mektupları
1- ATATÜRK’E
Yine harmanımız rüzgâr bekliyor;
Es yine es yine, samanı savur.
Çak yine, çak yine, Masmavi Şimşek!
Bu kutsal çorağın özlemi yağmur.
İn yine, in yine, Sarı Yıldırım!
Ayrıklı tarlayı aydınlat, kavur.
Bugün de gecede sayıklayan var,
Bugün de yobazca adımız gâvur
Dal şu yüce dağlar gibi tekneye
Sevgi ekmeğini mayala, yuğur.
Doğ yine, doğ yine yurdun üstüne
Sensiz yüreklerin ateşi soğur..
2- SEVGİLİYE
Üç şeyin üstüne can-baş koymuşum:
Anayurt, Atatürk ve sen, sevdiğim!
Kavak yeli esmez benim başımda
Atatürk rüzgârı esen, sevdiğim!
Diz çök Anıtkabrin mermerlerine
Herkesi kıskanıp küsen sevdiğim
Mustafa Kemal’in neferiyim ben;
Haklısın kölesi desen, sevdiğim!
Belki çıkacağız yine savaşa
Ki kalasın sen sağ-esen , sevdiğim!
Öp beni alnımdan, uğurla, bekle
Erliğimden şüpheliysen, sevdiğim!
3- ATATÜRKÇÜLERE
Öyle sırtüstü yatıp dinlenecek gün değil;
Daha yapacağımız çok şeyler var, çocuklar!
Ne kadar erken yağdı, gördünüz ya, yeniden
Nice güvendiğimiz dağlara kar, çocuklar!
İlerden, ta uzaktan el ediyor durmadan
Batılı arkadaşlar; vaktimiz dar, çocuklar!
Toplandık mı başbaşa, verdik mi el ele biz
Su çekilir, dağ çöker, bora susar, çocuklar!
Hele kuru kütükler ayıklansın bir kere
Tadından çatlayacak dallarda nar, çocuklar!
Sizi bir bir tanıyıp alnınızdan öpmeye
Mustafa Kemal yolda, hey bahtiyar çocuklar!
4- YENİ MİLLETVEKİLLERİNE
Haklısınız, bir büyük millete vekilsiniz;
Göğsünüz, kıvanç dolu, gerildikçe gerilir.
Bilin ki Atatürk’ün kurduğu Ankara’ya
Atatürk’ün yolundan yürünerek girilir.
Anıtkabre gidip de yürekten baş eğmeyen
Günü gelir çarpılır, düşer, yere serilir.
Bir avuç yobaz için, bir sürü cahil için
Devrimi çiğneyecek ayak varsa, kırılır.
Bir de bakarsınız ki her meydanda bir kere
Her genç Türkte bir kere bir Atatürk dirilir.
Bir an unutmayın ki Atatürk ülkesinde
Ahiretten önce de Yüce Divan kurulur.
Behçet Kemal ÇAĞLAR