İBRAHİM FAİK BAYAV
Sad Suresi’nin 71 ve 72’nci ayetinde beşer meydana getirilmesi konusu var.
71’nci ayetten anlaşıldığına göre Rabb, zamanın birinde meleklere şunu demiş: ”Sadece ben çamurdan ‘beşer’ yapanım”. Bu ifade, Rabb’in daha önceden ‘beşer’ yapmış olduğunu, bahsin açıldığı zamanda da sonraki zamanda da beşer yapabileceğini belirtir.
72’nci ayetten anlaşıldığına göre Rabb, ‘tıın’ denen maddeden oluşturmuş beşeri.
Oluşturduğu beşeri tesviye işlemine tabi tutmuş…
Tesviye işlemi bittiğinde ona ruh vereceğini bildiriyor…
Meleklerden istediği, yapılan, meydana getirilen o beşere secde etmeleridir…
İblis denen varlığın dışında tüm melekler secde etmişler.
Hikaye böyle. Şu sorular akla gelir:
a) Meydana getirildiği bildirilen ‘beşer’ nedir?
b) yapı maddesi olan ‘tıın’ nasıl bir şeydir?
c) Rab kimdir? Melekler kimlerdir?
d) Secde etmek ne demektir?
Tüm meal ve tefsirlerde ‘beşer’ adlı varlık İNSAN anlamında gösteriliyor. Bu insan, bizim bildiğimiz doğan, beslenen, büyüyen, çalışan, savaşan ve ölüp mezara konulan insan mı? Yoksa başka bir şey mi?
‘Tıın’ adlı maddeden oluşturulduğu belirtilen bu varlık, bu şekilde anlaşılan insana benzemediği gibi, yeryüzündeki canlı hayvanlardan hiç birine de benzemiyor. Çünkü tüm canlıların nüvesi, ‘siperm’ adı verilen canlı varlıktır. Dişi yumurtayla buluşmadan ve kararlı bir ortama girmeden biçimlenmez.
Beşer yapılması konusunu işleyen ayetlerin sözcüklerini irdeleyelim:
Beşer: Bu sözcük, sevinmek, müjdeli olmak anlamında genel isimdir. Dünyaya gelen her canlı için, imal edilen her nesne için kullanılabilir. Bu sözcüğe sadece İNSAN anlamı verilmesi, bu ayette anlatılanı anlamaya yetmez.
Beşer sözcüğünden, ‘beşure’ fiili oluşturulursa, güzellik, sevindiricilik, mutlu olmaklık duygusu ortaya çıkar. Annesinin karnından tüm güzelliğiyle doğan bebek, budur. Lakin, insan dışındaki at, inek, deve, koyun gibi hayvanlardan çıkan yavru da, budur.
İnsanın veya canlıların yapı taşı olan canlı hücre, ağırlıklı olarak, karbon, oksijen, hidrojen, azot, kalsiyum ve fosfor elementlerinden oluşur.
Tıın: Bu sözcük, ‘çamur’ adı verilen şeydir. Lakin tarladaki toprağın su karışmış hali değildir bu. ‘Kil’, su ile karıştırılır ‘çamur’ oluşturulur. Oluşturulmasının sebebi, ihtiyaç olunan ya da sanat görüntüsü verecek olan nesnelerin yapılacak olmasıdır. Sanat görüntüsü verecek olan nesneler o zamanda heykellerdir; mimaride kabartmalardır; kullanımda çömlek, bakraç, tabak gibi ürünlerdir.
Kili meydana getiren maddeler sulu alüminyum silikatlerdir.
Tesviye: Bu sözcük, yapılacak şeyi düzgünleme, uygun duruma getirme fiilidir. . Düzgünlemek ve uygun duruma getirmek, planlanmışsa mümkündür. Yani tasarlanan bir şey taslak halinde oluşturulacak, tesviye edilecek, planına uygun hale getirilecektir.
nefeha: Bu sözcük, üfleme, üfleyerek şişirme fiilidir. Ayette bu fiil asıl değildir, mecazdır. Üfleme, yapılana, meydana çıkarılana değer koyma olayıdır.
Melek: Bu sözcük, inanç çerçevesinde nurdan yaratılmış, görünmeyen varlıktır. Ama ayetteki anlamı o değil.
Ayetteki anlamı, görünür olmayan anlamında ise de, melek, ‘meleke’ fiilini işleyen demektir.
‘Tıın’ denen nesneden, ‘beşer’ oluşturmayı bilen ustadır melek. Topluma, sanatında güçlü olduğunu gösterendir. Çoğul olan ‘melaike’, kilden ya da başka maddelerden eser oluşturmayı becerebilen ustalardır.
Rabb: Bu sözcük, düzene sokan, düzenleyen anlamında isimdir. Bir sanat camiasında yetiştiricilik görevi alana bu ad verilir. Osmanlı’da ‘mürebbi’ ve ‘mürebbiye’ adları, ‘rabb’ sözcüğünden türemiştir. Rabb sözcüğünün bu ayetteki anlamı, ‘tıın’ (kil) sanatının eğitimini veren kişi olur. Bir zaman dedi anlamındaki ”iz kâle” kelimesi, Hz. Muhammed’in yakın bir zaman öncesindeki, belki gençliğinin devresindeki olayı hatırlatır.
Ayeti oluşturan sözcükleri irdeleyip, hangi anlam oluşturduğunu öğrendik. Yaratılan beşerin ne olduğunu anlamıza yeterli olur mu?
Edebiyat sanatı işin içinde yoksa, anlamamıza yeterli olmaz.
Sad Suresi’nin 73 ve 74”ncü ayetleri, meleklerin hepsinin oluşturulan beşere secde ettiğini, iblisin ise istikbar edip secde etmediğini söylüyor. Sebep, iblisin ateşten (nâr)yapılması imiş.
Nâr (ateş), bu ayette bildiğimiz asıl ateş değildir. Mecaz ifadedir.
İblis: Bu sözcük, hayrı iyiliği bulunmayan anlamında sıfat isimdir. İblis, hayırsız varlık demektir. Zarar ziyan oluşturucu özellik taşır. Bu yaratılıştaki varlık, meydana getirilen hiç bir güzel eserin varlığını kabul etmeyecektir. İnsandan başka varlıklarda bu özelliğin bulunduğu görülüyor mu?
Secde etmek: Bu ifade, aciz olmak, zayıflığı kabul etmek demektir.
Sad Suresi’ndeki ”BEŞER YARATILMASI” konusunun edebiyatın İNTAK sanatı çerçevesinde işlendiği anlaşılmıştır herhalde.