ZAHİDE UÇAR
Adlarına AK koydular. Zalim avcının yanında durup LEŞE talip oldular. AK- Baba takımı şimdi Suriye üzerinde fır dönüyor. Kanda yıkanıp, şeytana secde ediyor.
Iraklı Nur’un kirletilen namusu, küçücük bebelerin kimyasal silaha bulanmış bedenleri üzerinden saltanat sürüp zengin olanlar, koltuklarını koruyabilmek adına yeni tecavüzlere, yeni cinayetlere ihtiyaç duyuyor.
Masumiyetle, Muhammedi ahlakla, Kuran’la savaşıyor.
“Kurucuları arasında eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in de bulunduğu Ensar Vakfı hazırladığı“Hz. Muhammed’i Nasıl Öğretelim” kitabında, İslamiyet öncesinde kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesinin gerekçesini “fuhuş” olarak açıkladı. Kitapta, “diri diri gömme” için “Mekke’nin kenar mahallellerinde fuhuş yapılmaktaydı. Anne babalar, kız çocuklarını büyüdüğünde bu bataklığa düşmesine vicdanları razı olamayacağı düşüncesiyle onları diri diri gömmeyi daha uygun görüyorlardı” ifadesi yer aldı. Cumhuriyet-Sinan Tartanoğlu’nun haberi)
Cahiliye dönemini hortlatanlar, cahiliye dönemini aklamaya çalışırken, Hz. Muhammed’in kimliğinde Kuran’a savaş açıyor.
Aslında onlar Ebu Cehil’in, yani zamanın müşriklerinin yanında insanlığa karşı savaşıyor.
İnsanoğluna ebedi düşmanlığın temsilcisi şeytanı kendilerine rehber seçenler,
Dünyayı insanlığa cehennem kılmak için ODUN topluyor.
Büyük şeytan avlanacak, AK-BABALAR nemalanacak.
AK BABALAR ülkenin bütün maddi varlıklarını “düşman ülkenin mallarını talan edercesine”satıp-savdılar. Üretimi bitirip TEFECİLİĞİ hakim kıldılar.
Küçük esnafı bitirip, şehir merkezlerine küresel şeytanların tapınakları olan AVM’leri dikerek, “hakim güç biziz” mesajı vermişlerdir.
Osmanlıcılık ayağına yatarak Osmanlı eserlerinin önüne şeytan kuleleri dikerek kadim şehirlerin ruhuna tecavüz ettiler.
Televizyonları hipnoz aracı gibi kullanarak milleti uyuşturdular.
Nihayetinde AK BABALARDAN bir bakan;
“Diziler olmasa yaptıklarımızı halka kabul ettiremezdik” diyerek hakikati ağzından kaçırmıştı.
Geldiklerinde buğdaylarımız vardı. Paramızda ise başak resmi… Başak; üretmenin, doymanın, temel gıdanın kutsallığını, bereketin özünü temsil ediyordu. Mana da ise kemalatı.
Şeytan bu ya;
Önce tarlaları kuruttu, sonra paramızdan başak resmini sildi. Tefeciliğin, gayrimeşruluğun hakim kılındığı ekonomik bir sistemde parada başak resminin ne işi vardı değil mi?
Geldiklerinde hayvan ihraç ediyorduk, şimdi canlı hayvan ve et ithal ediyoruz.
Hayvan kaçakçılığında tecrübeli olan AK-BABALARIN reisi ve sorumlu bakanı, gene birilerine rant kapısı açmıştı.
Onlar üretimi bitirdikçe şeytan boyunlarına nal gibi madalyalar takıyor, ödüle boğuyordu.
Oysa bütün kutsal kitaplar uyarır;
“Şeytanın yoldaşlığı yoldan çıkarana ve bir daha yola giremeyecek kadar kirletene kadardır.”
Sonra;
“Ben senden beriyim(senin kadar sapıtmışlardan değilim)” diyerek yolunu ayırır.
Ak BABA takımı uçurum göründükçe ve şeytanın çare olamayacağını anladıkça, kendi bok canlarını ve banka hesaplarını kurtarabilmek adına bütün Ortadoğu’yu yakmak için savaş tam tamları çalıyor.
Din soygunculuğundan ölü seviciliğe evrilenler; Iraklının, Libya’nın, Afganistanlının, Suriyelinin, Mehmetçiğimin kanında istikbal arıyor.
Suriyeli mazlumların kanında ekonomik iflası gizleyebilmek için,
Suriyelinin kanında millete kabul ettiremediği bebek katiline kanat takabilmek için,
Suriyelinin kanında söz verdiği federasyon sözünü yerine getirebilmek için,
Suriyelinin kanında savaş sebebiyle seçimleri erteleyip hesap vermekten kaçabilmek için,
Suriyelinin kanından “gladyatörün kanından aşk iksiri yapan” sapkınlar gibi aşk iksiri yaparak şeytanla olan aşkını tazeleyebilmek için,
Suriyeli mazlumların kanını istiyor.
Bütün Ortadoğu yanarken, hatta 3. Dünya savaşının bile başlama ihtimali söz konusu iken, bütün mesailerini insanlığa dünyada cehennemi sunmak için toplara, füzelere, silahlara secde ediyorlar.
AK-BABALAR, Suriye üzerinden efendilerinin yanında “leş yeme” iştahıyla sapkın çığlıklar atıyor.
Bütün ihanetlerini, bütün kirli çamaşırlarını, bütün soygunlarını, kirden badanalı saraylarını Esad’ın iktidarını yıkarak, ülkeyi savaşa sürerek AK-LAMAYA çalışıyorlar.
Eroinman gibi tutsak oldukları, secde edip tapındıkları para ve gücü koruyabilmek adına;
Anadolu’nun gariban çocuklarını şeytanın savaşına sürerek;
Ölümcül ALTIN VURUŞA hazırlanıyor.
Mehmetçiklerimizin, fidanlarımızın;
Canları-kanları üzerinden “kuru temizlemeci yerine konarak” AK İHANETİN aklanmasına razı olacak mıyız?
BÜTÜN MESELE İŞTE BUDUR!!.