ZAHİDE UÇAR
EGEMEN BAĞIŞ SÖYLEMİŞTİ
Egemen Bağış danışman olduğu dönem, Amerika’da; “Biz Osmanlı’nın 1860 misyonunu temsil ediyoruz” demişti. Osmanlı’da 1860 ile başlayan süreç, Duyun-i Umumiye’yi getirdi. Devlet en verimli topraklarını kaybetti.
Şimdi, Türkiye’nin neyi var, neyi yok, kumar masasına kondu. Adına da “Varlık Fonu” dediler. Fona konacak varlık kalmadı. Evin eşyası, koltuğu, halısı, bakırları, buzdolabı, traktörü, altınları kumar masasına kondu. Çünkü o masaya konacak para yok. Türk Milleti’nin son kalan ederleri kumar masasında…
Varlık Fonu özel bir statüye sahip… Denetlenemiyor. Yöneticilerin sorumluluğu yok. Usulsüzlük, görevi kötüye kullanmak gibi durumlar yaşanırsa, yasal hiçbir işlem yapılamayacak.
Devletin bütün kaynaklarını ipotek edebilen Varlık Fonu, yargı dışına taşındı. Sayıştay denetim de yapılamayacak.
Fona devredilenler İçinde Eti Maden var. Yani, Türkiye’nin kurtuluş umudu olan BOR var.
Yabancılar Bor madenine el koyabilmek için her türlü oyunu oynayacaktır.
Ziraat Bankası, çiftçinin bankası, Halk Bankası, esnafın bankasıdır.
Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ait 3 Milyar TL nakit para da üç aylığına Varlık Fonuna veriliyor.
Asker hem içeride, hem dışarıda savaşıyor ama ne gam?
Her yanımızdan mermi yiyoruz. Bütün dallarımız kırılıyor.
15 yıldır Lale devri yaşadılar. Saraylar, uçaklar, yandaşa uçuk maaşlar…. Fahiş fiyatla ihale edilen köprü ve yollar… 3.5 milyon Suriyeli yükü… Tüketime ve sıcak paraya dayalı sürdürülen ekonomi… Yani, sonun başlangıcı…
Deniz bitti. Borç gırtlağa dayandı.
Borç almak için elimizde kalan son varlıklarımız da rehin verilecek. Ödenemediğinde ise, hepsi elimizden gidecek.
Cumhuriyete söve söve, Cumhuriyetin bütün kazanımlarını talan ettiler.
Egemen Bağış danışman olduğu dönemde ABD’de;
“Biz 1860 misyonunu taşıyoruz” dediğinde, “ Duyun-i Umumiye”yi mi getireceksiniz diye soran bir yazı yazmıştım.
Meğer, Egemen Bağış, ülkenin getirileceği noktayı, o zaman ilan etmiş.
Osmanlı diye tepinenlerin özlemi yükseliş dönemi değil, meğer çöküş dönemiymiş.
Atalarımızın dediği gibi;
“Hayırlı evlat katar katar yer, hayırsız evlat satar satar yer.”
Zahide UÇAR