Demirağ, 1992 yılında yeniden açılan CHP ile birlikte aktif siyasete başladığını ve o günden bu yana birçok kurultayda yer aldığını belirterek şunları söyledi:
“Kadın ve gençlik kurultaylarından program kurultaylarına kadar neredeyse tüm önemli süreçlerde aktif görevler üstlendim. Ancak bu son kurultay, içerdiği anlam itibariyle diğerlerinden ayrılıyor. Kurultay salonundaki atmosfer, partinin yalnızca yönünü değil ruhunu da yeniden tanımladığı bir andı.”
Demirağ, kurultayın olağanüstü toplanma kararının arka planında yaşanan siyasi gelişmelere işaret ederek, partinin kurumsal reflekslerinin güçlü şekilde devreye girdiğini vurguladı:
“Bazı gelişmeler CHP’ye ve Sayın Ekrem İmamoğlu’na yönelik yıpratma çabalarını da beraberinde getirmişti. İşte tam bu noktada Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel, olağanüstü kurultay yetkisini kullanarak süreci siyasi ve hukuki bir belirsizliğe mahal vermeden yönetti. Bu, liderlik refleksi açısından çok değerli bir adımdı.”
CHP’nin yalnızca kendi iç dengelerini değil, Türkiye’nin demokrasi mücadelesine olan katkısını da göz önünde bulundurarak kurultayı gerçekleştirdiğini belirten Demirağ, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“CHP, kurultayları sadece isim değişikliği yapılan toplantılar olarak değil, ortak aklın ve toplumsal beklentilerin sahnelendiği platformlar olarak görür. Bu kurultay, demokrasiye, parti içi barışa ve Türkiye’ye bir tazelenme çağrısıdır. Umudu büyütmenin, kararlılığı yenilemenin zamanıdır.”
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.