Tekstil sektörüne bakış; gelişmeler, eğilimler ve hedefler

Tekstil sektörüne bakış; gelişmeler, eğilimler ve hedefler

ABONE OL
Ağustos 7, 2024 08:56
Tekstil sektörüne bakış; gelişmeler, eğilimler ve hedefler
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tekstil ve Hazır Giyim/Konfeksiyon sanayii, sağladığı istihdam imkanı, üretim sürecinde yarattığı

katma değer ve uluslararası ticaretteki ağırlığı nedeniyle ekonomik kalkınma sürecinde önemli rol

oynayan bir sanayii dalı olagelmiştir. Gelişmiş ülkelerin 18. yüzyılda gerçekleştirdikleri sanayileşme

sürecine damgasını vuran tekstil ve daha sonra hazır giyim sanayi, günümüzde de gelişmekte olan

ülkelerin kalkınmalarında benzer bir rol oynamaktadır. Tekstil, gelişmiş pazar ekonomilerinde yaratılan

katma değer sıralamalarında da, -bu ülkelerin yüksek teknoloji sektörlerinin ağırlığına rağmen-, ilk

sıralarda yer almaktadır.

Tekstil ve hazır giyim ticareti, uluslararası ticaretteki global kısıtlamalara rağmen, üretimin önünde

gelişmektedir. Dünya tekstil üretimi 1980-1999 döneminde %15 kadar artarken, ticareti %150’nin

üzerinde artmıştır. 2005 ve sonrasında DTÖ (World Trade Organization) düzenlemelerinin hayata

geçmesiyle, dünya tekstil ticaretinin daha da artacağı kesindir. Bloklar içi (AB, NAFTA, Uzakdoğu)

tercihli ticaret giderek daha fazla ağırlık kazanmakta; bu da bloklar arası ticaret ve özellikle bloklar

dışında kalan ekonomiler için yeni ve büyük boyutlu bir rekabet engeli yaratmaktadır.

Diğer bir önemli husus, işgücü maliyetlerinin düşük olduğu gelişmekte olan ülkelerin, tekstil ve hazır

giyim üretim ve ticaretindeki paylarını, gelişmiş ülkelere kıyasla giderek artırmalarıdır. 1980-2000 yılları

arasında tekstil üretimi Asya kıtasında yaklaşık %100, Amerika kıtasında %75 kadar artmış;

Avrupa’da ise %33 kadar gerilemiştir. 1980’de tekstil üretiminin yaklaşık yarısını gerçekleştiren

Avrupa’nın payı bugün %30 dolaylarına düşmüş; aynı dönemde Asya ülkelerinin payı ise %25’ten

%35-40 dolaylarına yükselmiştir. Amerika kıtası, dünya tekstil üretimindeki payını son çeyrek yüzyılda

%20’lerden %25-30 dolaylarına yükseltmeyi başarmıştır. Önümüzdeki yıllarda Çin dahil Asya

ülkelerinin paylarının, diğer bölgeler aleyhine artmaya devam edeceği beklenmektedir.

Elyaf üretimi

Bugün 55 milyon ton dolaylarında olan yıllık global elyaf (ve filament iplik) tüketiminin 2023 yılında 100

milyon tona erişmesi, ilk madde (hammadde) üretiminin ¾ kadarının Asya’da gerçekleştirilmesi ve bu

hammaddenin yaklaşık yarısının gene Asya ülkelerinde işlenmesi beklenmektedir.

1950’li yıllarda dünyada tüketilen elyafın %70’inden fazlasını tek başına pamuk oluştururken, II. Dünya

Savaşı sonrası sentetik elyaf ve iplik üretiminin artmaya başlamasıyla bu oran, 1970’li yıllarda %50’nin

biraz altına düşmüş, 1990’lı yıllarda ise %40’ın da altına inmiştir. 2003 yılında poliesterin, dünya’da en

fazla üretilen ve tüketilen lif olacağı beklenmektedir.

2/9

Başta poliester olmak üzere sentetik elyaf ve iplik üretimindeki bu hızlı artış önümüzdeki yıllarda da

devam edecek; yüzyılın ortasında dünya elyaf üretiminin %80’ini sentetik elyaf oluşturacaktır. Buna

ilaveten, önümüzdeki dönemde, son yıllarda olduğu gibi, filament iplik üretim ve tüketimi, kesikli elyafın

üretim ve tüketimine göre daha fazla artacağından, 2023 yılında dünyada tüketilecek tüm ipliklerin

yarıya yakınını filament iplikler oluşturacaktır.

Başlangıçta Batı Avrupa ülkeleri, ABD ve Japonya’nın tekelinde bulunan sentetik elyaf üretiminin şu

anda %60’a yakın kısmı, başta Çin, Tayvan, G.Kore ve Hindistan olmak üzere Güney ve Güneydoğu

Asya ülkelerinde gerçekleşmektedir. Bu eğilim önümüzdeki yıllarda da devam edecek ve 2023 yılında

100 milyon ton dolaylarına yaklaşması beklenen sentetik elyaf ve iplik üretiminin %80’ini Güney ve

Güneydoğu Asya ülkeleri gerçekleştireceklerdir.

Ancak, 2023 ve sonrasında AB, ABD ve Japonya’nın dünya sentetik elyaf üretimindeki payı miktar

olarak %10 civarına düşerken, değer olarak bununla kıyaslanamayacak kadar yüksek bir oranda

olacaktır. Çünkü, bu ülkelerin standart poliester, polipropilen gibi ucuz elyaf ve iplik üretimini terk

ederek, selülozik bazlı olanlar da dahil olmak üzere, tamamen yeni nesil yüksek performanslı, büyük

olasılıkla selülozik bazlı, özel elyaflar geliştirmeye yönelecekleri ve bunu başaracakları tahmin

edilmektedir.

Tekstil ürünleri üretiminde meydana gelen ve gelebilecek olan önemli değişiklikler açısından,

konfeksiyon dahil tüm tekstil ürün yelpazesindeki mevcut durum ve olası gelişmeler, ana hatları ile

aşağıdaki gibidir:

1. Moda-marka ürünlerinin pazar payı %5’i geçmese de, sağladıkları katma değerin yüksekliği

nedeniyle şu anda bütün tekstilcilerin rüyası olmaya devam etmektedir.

2. Modaya yönelik, parti üretimi yapılan ve sağladığı katma değer sıradan ürünlere nazaran daha

yüksek olan ürünlerin pazar payı %20 dolaylarındadır.

3. Ucuz, sıradan, seri üretilen tekstil ürünleri (commodity textiles), halen hacim olarak pazarın

yaklaşık %55-60 kadarını oluşmaktadırlar. Tekstil sektöründe mevcut kapasite fazlasının hemen

hemen tamamı bu gruba aittir. Bir diğer deyişle, bu türden ürünlerin üretimini artırmaya imkan

sağlayacak atıl kapasite, dünyanın çeşitli yerlerinde mevcuttur.

4. Tekstil pazarının geri kalan yaklaşık %20’sini teknik tekstiller oluşturmaktadır. Başlangıçta urgan,

halat, çuval, yelkenbezi, keçe gibi kısıtlı miktar ve kullanım yeri olan teknik tekstillerin kullanım

alanları, bugün, tarımdan inşaata, taşıt ve taşıma araçlarından savunma sanayiine ve sağlık

sektörüne kadar geniş bir alana yayılmaktadır. Önümüzdeki 15-20 yıl içinde teknik tekstillerin

miktar ve öneminin artması beklenmektedir. Buna ilaveten, tekstil elyaf ve malzemelerini diğer

malzemelerle, özellikle polimerlerle karıştırrarak oluşturulan komposit malzemelerin önemi büyük

ölçüde artacaktır.

5. Gelecekte, giyenlere ve kullananlara örtünme ve süslemenin ötesinde, başta sağlık, güvenlik ve

enformasyon alanlarında olmak üzere, başka hizmetler de sunabilen çok işlevli akıllı tekstil

ürünlerinin üretimi ve kullanımı sağlanacak ve gelişecektir. Uzun dönemde çok işlevli akıllı tekstil

ürünlerinin ciddi boyutlu pazar payı alacağı beklenmektedir. ArGe çalışmaları sonucu geliştirilecek

3/9

bu ürünlerin üretimi, uzun yıllar güçlü ArGe imkanlarına sahip bilgi toplumu ülkelerin tekelinde

kalacak ve dolayısıyla sağladıkları katma değer de yüksek olacaktır.

Önümüzdeki yirmi yılda bireylerin ve toplumların yaşamındaki temel itici güç, bilgi (üretme, paylaşma,

işleme) ve teknoloji (ArGe ve teknoloji geliştirme) olacaktır. Buna bilişim teknolojisinin gelişmesi ile

artan küreselleşme olgusu ve dünya ticareti eklendiğinde, tekstil sektörünü etkileyecek temel eğilimler;

• Bireysel, kurumsal, toplumsal boyutta küresel etkileşimin, işbirliklerinin ve rekabetin artacağı,

disiplinler ve sektörler arası yeni çalışma alanlarının ve ürünlerin ortaya çıkacağı;

• Global nüfus artışının yavaşlayacağı; çevre bilincinin ve evrensel değerlerinin önem kazanacağı;

demokrasinin ve yönetime katılımın, insan yaşamının süresinin ve kalitesinin (gelişmiş

toplumlarda) artacağı; farklı/alternatif düşünce ve yaşam biçimlerinin ortaya çıkacağı; boş

zamanın, çok amaçlı seyahatlerin ve klimatize ortamların artacağı;

• Üretim süreçlerinde otomasyonun artacağı, iş gücü talebinin üretimden hizmet sektörüne

kayacağı; iş ve üretim süreçlerinin küresel paylaşımının ve uzmanlaşmanın, part-time, ofis dışı,

proje bazlı çalışmaların, yaratıcı, yenilikçi ve nitelikli beyin gücü talebinin artacağı;

• Arzın talebi aşacağı, kişiye özgü üretim ve hizmet sağlanacağı, üretimin ekonomik ölçek

boyutlarının küçüleceği, erişim, dağıtım ve iletişim kanal ve ortamlarının çeşitleneceği, iş ve

yönetimde bilgi sistem ve teknolojileri kullanımının artacağı;

• İnsan, ortam, araç, alan, barınak giydirmesinde akıllı, çok amaçlı ve işlevli; kullanım kolaylığı,

estetik ve optik zenginliği olan tekstil bazlı ürünlere; bir kere giyilip atılan, geri dönüşümlü,

yıpranmayan, buruşmayan, vücut ısısını dengeleyen, hastalıkları teşhis ve tedavi edebilen,

bireysel talebe göre anında üretilen, ultra hafif, dayanıklı giysilere talebin artacağı; formal giyimin

azalacağı; genelde sentetik ve suni elyafta talebin doğal elyafa göre, gelişmekte olan ülkelerde

elyaf tüketiminin de gelişmiş ülkelere göre daha fazla artacağı yönündedir.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP