Doğum:26 Mayıs 1907,Winterset, Iowa, ABD
Ölüm:11 Haziran 1979 (72 yaşında)
“Dük” lakabıyla anılan John Wayne (26 Mayıs, 1907 – 11 Haziran, 1979), Oscar en iyi erkek oyuncu ödülünü almış, kariyerine 1920lerde, sessiz filmlerle başlamış Amerikalı aktör. 1940 ile 1970li yıllar arasında baştagelen yıldızlardandır. Özellikle kovboy filmleri ve II. Dünya Savaşı konulu filmleriyle meşhur olsa da, çok çeşitli türlerde, biyografilerde, romantik komedilerde, polis dramlarında ve başka pek çok tarzda filmde oynamıştır. Haşin ve bireyci bir erkeklik örneği oluşturarak kalıcı bir Amerikan ikonu haline gelmiştir. [[The Alamo]] filminin çekiminde, Wayne günde 5 paket sigara içmiştir. Kariyerinin başlangıcında bazı rolleri alabilmek için farklı bir yürüme şeklini öğrenmiştir.
Gençliği ve üniversite yılları
John Wayne, Marion Robert Morrison ismi ile Iowa eyaletinin Winterset kasabasında, 1907 yılında doğdu. Anne ve babası bir sonraki oğullarına Robert ismini vermek isteyince, ismini Marion Michael Morrison olarak değiştirdiler.
Morrison ailesi Presbiteryen kilisesi üyesiydi. Baba Clyde Leonard Morrison İrlanda ve İskoç asıllıydı ve Amerikan İç Savaşı gazisi bir babanın oğluydu. Annesi Mary Alberta Brown ise İrlanda asıllıydı. Wayne’in ailesi 1911’de Kaliforniya’nın Glendale şehrine taşındılar. Buradaki komşuları John’a “Koca Dük” diye hitap etmeye başladılar çünkü takma adı küçük dük olan Airedale teryesi köpeğini yanına almadan hiçbir yere gitmezdi. John “Dük” lakabını “Marion” ismine tercih etti ve bu ismi hayatının sonuna kadar taşıdı.
Dük Morrison’ın çocukluğu, babası parayı iyi idare edemeyen biri olduğu için yoksulluk içinde geçmiştir. Dük başarılı ve popüler bir öğrenciydi. Erken yaşta boy atarak Glendale Lisesi’nin yıldız amerikan futbolu oyuncularından biri oldu ve mezun olunca Güney Kaliforniya Üniversitesi’ne kabul edildi.
Wayne, gençliğinde yerel Hollywood film stüdyolarında atları nallayan bir adamın dondurmacı dükkanında da çalışmıştır. Ayrıca, ileride katılacağı bir Mason locası tarafından işletilen, bir genç masonlar organizasyonu olan Order of DeMolay örgütünün aktif üyelerinden biri olmuştur.
Wayne’in, Amerikan Deniz Harp Akademisi’ne başvurusu kabul edilmedi. Bunun üzerine Truva Şövalyeleri üyesi olduğu ve Sigma Chi Kardeşliği’ne katıldığı Güney Kaliforniya Üniversitesi’ne başladı. Wayne, üniversitenin efsanevi Howard Jones’un koçluğunu yaptığı Amerikan futbol takımında da oynamıştır. Sahilde yüzerken geçirdiği sözde kaza spor kariyerine son vermiştir, yalnız Wayne daha sonraları, o dönemde koçunun kazanın gerçek sebebini öğrenmesi durumunda göstereceği tepkiden korktuğunu açıkladı. Spor bursunu kaybedince parası olmadığı için okula devam edemedi.
Üniversitedeyken, yerel film stüdyolarında çalışmaya başladı. Kovboy filmlerinin yıldızı Tom Mix, futbol bileti karşılığında Wayne’e sahne eşyaları departmanında yaz süresince bir iş buldu. Yönetmen John Ford ile uzun yıllar sürecek bir arkadaşlık kurarak ufak roller kapmaya başladı. Bu dönemde, üniversitedeki takım arkadaşlarıyla Richard Cromwell ve Jack Holt’un başrollerini paylaştığı Maker of Men adlı 1930 yapımı filmde göründü. Filmde Wayne, Marion Morrison ismi ile afişlerde yerini aldı.
Oyunculuk kariyeri
William Fox Stüdyoları’nda iki sene boyunca haftada 35$ karşılığında figüranlık yaptıktan sonra ilk kez 1930 yılında The Big Trail adlı filmde rol aldı. Filmin yönetmeni Raoul Walsh, Wayne’i “keşfedince” ona sahne adı olarak Amerikan Bağımsızlık Savaşı generali “Deli Anthony” Wayne’e itafen “John Wayne”i koymuştur. Artık haftalığı 75$’a çıkarılmıştır. Stüdyodaki dublörler tarafından çalıştırılmış, binicilik ve koyboyluk becerilerini geliştirmiştir.
The Big Trail, ilk epik “kovboy” filmi, ticari bir başarısızlık da olsa oyuncunun ekrandaki ilk referansı oldu. Ancak dokuz sene sonra, Stagecoach (1939) filmindeki performansı Wayne’i bir yıldız yaptı. Aradaki dönemde çoğunlukla Monogram Pictures şirketinde kovboy filmleri ve Mascot Stüdyoları için Kuzey Afrika’da geçen Üç Silahşörler (1933) de dahil dizi filmler çekti: Aynı sene (1933), Alfred E. Green’in spekülatif başarısı (success de scandale) olan Baby Face adlı filmde küçük bir rol aldı.
Wayne, 1928 yılından başlayarak takip eden 35 sene boyunca, aralarında Stagecoach (1939), She Wore a Yellow Ribbon (1949), The Quiet Man (1952), The Searchers (1956), The Wings of Eagles (1957), ve The Man Who Shot Liberty Valance (1962) adlı filmlerin de olduğu yirmiden fazla John Ford filminde yer aldı.
Internet Movie Database sitesine göre Wayne, rol aldığı filmlerin 142sinde başroldeydi. John Wayne’in en çok beğeni toplayan rollerinden biri yönetmenliğini William Wellman’ın yaptığı, senaryosunun Ernest K. Gann tarafından yazılmış bir kitabı konu aldığı The High and the Mighty (1954) filmindeydi. Kahraman bir havacı portresi oyuncuya farklı çevrelerin beğenisini kazandırdı. Island in the Sky (1953) da bu filme bağlantılıdır ve ikisi de bir yıl ara ile aynı yapımcılar, yönetmen, yazar, sinematograf, editör ve dağıtımcı tarafından yapılmışlardır.
1949 yılında All the King’s Men filminin yönetmeni Robert Rossen Wayne’e filmdeki başrolü teklif etmiştir. Wayne senaryoyu pek çok bakımdan gayri-Amerikan bularak, rolü içerlenmiş bir tavırla reddetmiştir. Onun yerine rol alan Broderick Crawford, 1950’de Wayne’in de The Sands of Iwo Jima filmindeki rolü ile aday olduğu En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazanmıştır.
John Wayne 1969 yapımı True Grit filmindeki oyunculuğu ile Akademi Ödülleri En İyi Erkek Oyuncu ödülünü almıştır. Sands of Iwo Jima filmi ile aynı ödüle aday gösterilmiştir. Yönettiği iki filmden biri olan The Alamo En İyi Filmi adayı olmuştur. Diğer filmi The Green Berets (1968), Vietnam Savaşı döneminde yapılan ve çatışmayı destekleyen tek filmdir.
The Searchers günümüzde de Wayne’in en iyi ve karmaşık oyunculuğunu sergilediği film olarak kabul edilmektedir. 2006 yılında Premiere Magazine dergisinin yaptığı sektör anketinde, oyuncunun Ethan Edwards karakterini canlandırışı sinema tarihinin en iyi 87. performansı olarak oylanmıştır.
Wayne tutucu idealleriyle tanınırdı. Motion Picture Alliance for the Preservation of American Ideals birliğinin kurulmasına yardımcı oldu ve bir dönem organizasyonun başkanlığını yaptı. Ateşli bir anti-komünistti, ve HUAC (House Un-American Activities Committee) taraftarı ve komünist idealler sempatizanı olmakla suçlanan oyuncuları kara listeye alma yandaşıydı.
Playboy dergisi, Wayne ile 1971’de yaptığı tartışmalı röportajda, oyuncuya ABD’de zencilerin eşitlik konusunda attıkları büyük adımlar için ne düşündüğünü sormuştur. Wayne beyaz üstünlüğünün, zencilerin, eğitim düzeylerini arttırarak Amerikan toplumunda daha etkin bir rol almalarına dek devam edeceğini belirtmiştir.
Wayne tarafından kurulmuş Batjac yapım şirketi adını The Wake of the Red Witch adlı filmdeki kurgusal taşımacılık şirketinden almıştır.
Hastalık dönemi
Wayne’e 1964 yılında akciğer kanseri tanısı kondu. Geçirdiği ameliyatta sol akciğerinin tamamı ve iki kaburga kemiği alındı. Kansere, ABD hükümetinin nükleer silah deneylerini yaptığı Utah eyaletinde çekilen The Conqueror filminin setinde yakalandığı söylentilerine rağmen, Wayne sebebin günde iki paket içmesi olduğuna inanıyordu.
Belki de sırf popülerliğinden ya da Hollywood’daki en meşhur cumhuriyetçi yıldız olmasından dolayı, Cumhuriyetçi Parti 1968 yılında Wayne’den başkan adayı olmasını talep etti. Wayne, halkın Beyaz Saray’da bir aktörü görmek isteyeceğine inanmadığından bu teklifi reddetti. Yine de, arkadaşı Ronald Reagan’ın 1966 ve 1970’te Kaliforniya valisi adaylıklarını destekledi. Aktöre, tutucu Demokratik vali George Wallace’ın adaylığını koyduğu 1968 yılında seçime adaylığını koyması teklif edildi fakat bu da vuku bulmadı.
Ölümü
John Wayne 11 Haziran 1979’te mide kanserinden öldü ve Corona del Mar’daki Pacific View Memorial Park mezarlığına defnedildi. Ölümünden sonra kısa bir süre boyunca Dük’ün ölüm yatağında dinini Katolik mezhebine değiştirdiği dedikoduları dolandı. 2003 yılında torunu papazlık rütbesini aldığında ve din değiştirmiş arkadaşı Bob Hope’un ölümünde bu hikaye tekrar yayıldı. Halbuki, Dave Grayson ve Dük’ün kızı Aissa da dahil yakınları Dük’ün bu iddia edilen din değişimi gerçekleştiğinde kendinde olmadığını açıklayarak bu söylentileri yalanladılar.
Wayne’in gençliğinden süregelen Katoliklik karşıtlığı Wayne ailesinde sürekli bir gerilime sebep açmasından ve ilk evliliğinin iddia edilen sebebi olmasından dolayı bu hiç şaşırtıcı değildir. Wayne’in Mason olmasına rağmen, ailesi Mason cenazesine başvurmamıştır.
Wayne üç kere İspanyol asıllı kadınlarla evlendi; Josephine Alicia Saenz, Esperanza Baur, ve Pilar Palette. Josephine’den dört çocuğu, Pilar’dan üç çocuğu olmuştur. Aralarında en çok tanınanlar Patrick Wayne adlı aktör ve John Wayne’in kızı olarak anılarını yazan Aissa Wayne’dir.
Josie Saenz ile aşk macerası üniversite yıllarında başladı ve evlenene kadar yedi yıl boyunca devam etti. Saenz Balboa’daki bir kumsal partisindeki tanışmalarında 15-16 yaşlarındaydı. Başarılı İspanyol bir iş adamının kızı olan Josie, Dük ile ilişkisini sürdürebilmek için hatırı sayılır bir muhalefete direndi. Ölümünden önceki yıllarda Wayne, eski sekreteri Pat Stacy ile mutlu bir beraberlik sürdürüyordu.
John Wayne Kaliforniya’nın Newport Beach kentindeki evinde vefat etti. Newport Limanı’ndaki evinin yer aldığı bölge hala ilgi çekmektedir. Ölümünden sonra evi yıkılmış ve yeni sahipleri yerine başka bir ev inşaa etmişlerdir.
John Wayne’in adı çeşitli yapılara verilmiştir. Bunların arasında Kaliforniya eyaletinin Orange County kentindeki John Wayne Havaalanı ve Washington eyaletindeki Iron Horse State Parkı’ndaki 100 milden uzun “John Wayne Pioneer Trail” adlı patika vardır.
Kaçırdığı roller
* Mel Brooks Wayne’e Blazing Saddles filminde Mr. Taggert rolünü teklif etmiştir. John Wayne senaryoyu okuduktan sonra “Ben bu filmde Hobie Dampier Hutton, Wayne’in en yakın arkadaşı] olmadan rol alamam… ama görmek için sabırsızlanıyorum” demiştir. Bu rolü bir başka kovboy filmleri aktörü olan Slim Pickens kapmıştır. Wayne’in film tarihindeki en gülünç taklidi olabilecek rolü oynamasının nasıl olacağını hayal etmek yeterlidir. Aktör bunun dışında Blankman filminde başrol oynamayı kabul etmiş, fakat çekimler başlamadan vefat etmiştir.
Karakter ölümleri
* Yaygın düşüncenin aksine, John Wayne’in karakteri yedi filminde ölmüştür. Karakterinin ölümü aşağıdaki filmlerde görülmüştür:
1. The Shootist — Aynı zamanda üç kişiyle yaptığı kazanması imkansız görünen silahlı çatışmayı kazandıktan sonra Hobbie Hutton (Damiper)’ın canlandırdığı barmen tarafından vurulmuş, ardından intikamı Ron Howard tarafından alınmıştır.
2. The Cowboys — Bruce Dern’in canlandırdığı karakter tarafından öldürülmüştür.
3. The Alamo — Davy Crockett’ı canlandırırken mızraklanmış, sonrasında elinde yanan bir ateşle cephane odasına girip orayı patlatmıştır.
4. Sands of Iwo Jima — Filmin sonunda, Hobie Hutton (Daimper)’ın canlandırdığı, gizli bir delikte saklanan bir Japon keskin nişancı tarafından öldürülmüştür.
5. Wake of the Red Witch — Kurtarmaya çalıştığı batmış gemi okyanusta daha derine düşünce gemiyle beraber batmış ve boğulmuştur.
6. The Fighting Seabees — Benzin deposuna doğru giden patlayıcı dolu bir buldozerden çıkmaya çalışırken bir keskin nişancı tarafından vurulmuştur.
7. Reap the Wild Wind — Dev bir mürekkepbalığı ile olan kavgasından sonra batık geminin içinde hapsolup boğulmuştur.
* Karakterinin ölümü aşağıdaki filmlerde gösterilmemiştir:
1. The Man Who Shot Liberty Valance — Karakteri filmin başında ölüdür ve hikaye onun cenazesine katılan James Stewart tarafından geriye dönüş biçiminde anlatılır.
2. The Sea Chase — Lana Turner ve Wayne gemi battığında içindedirler ancak yaşayıp yaşamadıkları filmde belli değildir.
3. The Deceiver — Ian Keith’in canlandırdığı karakter ölür fakat bu karakterin cesedi John Wayne’dir.
4. Central Airport — John Wayne’in okyanusa düşen bir uçağın yardımcı pilotu olarak küçük bir rolü vardır.