Aşıklar Mağarası, Antalya’nın Alanya ilçesinde bir mağara.
Alanya yarımadasının, denize yakın yamacında iki girişli bir mağaradır. Cilvarda burnuna doğru teknenin kayalıklara yanaşmasından sonra kayalara tırmanılarak çıkılır. Birkaç adımda mağaranın alçak girişine gelinir. 75 metre uzunluğundadır. Alçak tavanı nedeniyle mağaranın içinde zaman zaman eğilerek yürünür. Mağaranın, Damlataş tarafındaki ağzı, denizden sekiz metre kadar yüksektedir ve buradan denize atlanır. Kayalıklara tutunarak aşağıya inmek çok daha zordur. Söylenceye göre antik çağın korsanları bu mağarada ganimetlerini ve esir kızları saklamıştır
BALLICA MAĞARASI
Tokat ilinin Pazar ilçesinde yer alan Ballıca mağarası,1085 metre yükseklikteki Ballıca Mağarası, doğanın bu inanılmaz işçiliğinin dünya üzerindeki en güzel örneklerinden biri. Ballıca Mağarası’nın ilk sakinlerinin, kanun kaçakları, define avcıları ve çobanlar olduğu sanılıyor. Ancak magaranın resmen tespit edilmesi ve öneminin anlaşılması 1990-91 yıllarına rastlıyor. Bu tarihten sonra magaranın gezilmesini kolaylastıracak bir yürüyüş platformu ve dogal yapıya zarar vermeyecek bir ışıklandırma sistemi kuruluyor. Yaz kış ortalama 18 derece sıcaklığın hüküm sürdügü Ballıca Magarası, haşmetini gizleyen küçük bir galeriyle açılıyor. Giriş kısmının hemen arkasındaki Havuzlu Salon’da, sıcaklığın biraz daha yüksek olması (20o C) ve nem oranının düşüklüğü (yüzde 54) yüzünden, damlataşları oluşturan kalsit kristalleri arasındaki bağ zayıflamış ve pul pul soyulmuşlar. Havuzlu Salon’dan sonra, dar bir geçitten geçerek Büyük Damlataşlar Salonu’na ulaşıyoruz. Dev boyutlu sarkıt ve dikitlerin arasında bir an başınız dönüyor. Nesnelerin büyüklüğü ve kendi ebatlarınız konusunda garip bir illüzyon yaşıyorsunuz. Bu bölümdeki oluşumların renk çeşitliliği de insani hayrete düşürüyor. Kırmızı demir minarellerinden, sarı renk ise demirin bir başka türü olan limonitten kaynaklanıyor. Mavi ve yeşil renkler ise, bakırın türevleri olan azurit ve malakit li sulardan oluşmuş 18 metrelik bir inişle ulaşılan Fosil Salon’a, içinde yasayan ve mikroorganizmaları yiyerek beslenen yarasalardan dolayı Yarasalı Salon da deniyor. Magaranın en genç ve en yeni olusumlarının yeraldıgı bu bölümde, halen gelişim halinde bulunan makarna sarkıtları (yavru sarkıtlar), mağara gülleri, mağara iğneleri ile içi su dolu damlataş havuzları bulunuyor.
Buradan, yer yer 20 metreye yaklaşan kuyuların bulunduğu Çöküntü Salonu’na geçiliyor. Daha çok mantar kayaların yer aldığı bu bölümden sonra büyük sütunlar tarafından 3 ayrı salona ayrılan Muhteşem Galeri’ye ulaşıyoruz. Galerinin en kuzeyinde bulunan Mantarlı Salon’un özelliği olağanüstü irilikteki soğan sarkıtlar ve mantar şeklinde gelişmiş dikitler. Galerinin orta bölümünde yeralan Sütunlar Salonu, adını salonu birçok odaya ayıran makro sütunlardan almış. Yüksekliği 15 metreyi bulan salonun kenarlarinda damlatas havuzlari bulunuyor. Sütunlar Salonu’ndan bir basamakla ayrılan Genç Salon, mağaranın en yeni oluşumlarından. Girişten yaklaşık 50 metre aşağıda yeralan bu salonda, hemen her tür damlataş oluşumu birarada bulunuyor. Tabanda yeralan dikit ve havuzlar, yan yüzeylerde bulunan bayrak ve perde damlataşları, tavanda ise büyük sarkıtlar, salonu bir damlatas müzesine çevirmis adeta. Tavanın giderek alçaldığı ve tabanla birleştiği mağaranın son bölümünde, oluşumları halen devam eden çok sayıda soğan sarkıtı bulunmakta. Mağara’nın şu anda gezilebilen salonları bu kadar. Ancak, çok dar bir geçitle inilen alt kısımda, dev bir yeraltı gölünün bulunduğu biliniyor. Önümüzdeki yıllarda yapılacak çalışmalarla bu bölümün de ziyarete açılması için çalısılıyor. Mağaranın daha derinlerinde neler bulunacağı da şimdilik bir bilinmeyen. Yan yolları ile toplam 680 metre uzunluga sahip olan Ballıca Mağarası, dünyanın pekçok yerindeki bilimadamlarinin ilgisini üstüne çekmiş son yıllarda. Mağaranın en önemli özelligi, mağara oluşumlarının her çeşidini birarada bulundurması. Bu anlamda bir çeşit sarkıt-dikit oluşumları müzesi niteliğine sahip. Dönüş yolunda, doganın önümüze serdiği ihtişamdan şaşkın, yine kavak ağaçları boyunca ilerleyen yoldayız. Gözümüzün önünde yüksek dağlar, yemyeşil ova, meyva bahçeleri, bacalarından duman tüten köy evleri ve tüm bunların arasında emeğiyle yeryüzü
ne biçim veren insanlar var. İnsan ister istemez bu gördüklerini, Ballıca Mağarası’nda, doğanın kendi kendine biçimlendirdiği, bir sanat eseri kusursuzluğunda yarattiğı oluşumlarla karşsılaştırıyor ve insanın yaratma yetisinin, kusursuzluk arayışının, kendi anası olan doğadan türediğini düşünmeden edemiyor.
Zeytinlitaş Mağarası
Antalya’nın Serik ilçesinde bir mağara.
Zeytinlitaş Tepe’de yapılan ocak çalışması sırasında bulunan mağara 3 salonlu, sarkıt ve dikitlerle bezeli bir doğal oluşum mağarasıdır. Açılan 10 metrelik galeriden sonra 2 metrelik sağ kol galerisi, mağaraya girişi sağlamaktadır. Daha sonra 5×30 metre ebatlı delikten geçilerek salonlara girilir. 3. Salonda 7 x 5 metre ebatlarındaki delik, mağaranın alt katlarına iniyor.
Mağaranın oluşumları doğa harikasıdır. Bu mağaranın turizme kazandırılması için çalışmalar sürdürülmektedir.
Korsanlar Mağarası, Antalya’nın Alanya ilçesinde bir mağara.
Korsanlar Mağarası, Alanya Kalesi’nin bulunduğu tarihi yarımadanın altında bir deniz mağarasıdır. Teknelerle gidilir. Yarımada çevresindeki tekne turlarında ilk mağaradır. 10 metre genişliğinde ve altı metre yüksekliğinde ağzı vardır. Küçük teknelerle mağaranın içine girilebilir. Tekne gezisi sırasında yüzerek de mağaraya girilir. Bir söylenceye göre mağaranın içinden kaleye çıkan gizli bir yol vardır ve antik çağın korsanları ganimetlerini bu yoldan yukarı çıkarır. Deniz dibindeki kayaların görüntüsü, mağaraya ayrı bir gizem katmaktadır.
Yalan Dünya Mağarası
Yeri: İçel
Anamur-Silifke yolunda Aydıncıktan sonra Gülnar yol ayrımından itibaren 13 km. mesafede Sele Mahallesinin yaklaşık olarak 1 km. mesafede, kuzeybatısında Yalandünya tepesi mevkiindedir.
Özellikleri: Kısmen yatay, kısmen dikey tipindedir. Mağaranın içinde güzel görünümlü sarkıt, dikit ve kolonlar vardır. Bol miktarda mağara incileri de gözlenmektedir. Giriş kısmındaki büyük salonda dağınık biçimde seramik parçaları bulunmuştur.
Mağara karstik kalkerlerde açılmış olup iki giriş ağzı vardır. Giriş ağızları arasında mesafe yaklaşık 100 m. kadardır. Giriş ağızlarından biri kubbe şeklindeki bir örtünün üzerinde 8×6 m. ebadında büyükçe pencere gibi bir açıklık olup içeriye 17 m.lik iniş ancak özel merdivenle yapılabilmektedir.
İniş doğrudan doğruya, kalınlığı 30 m. kadar olan ebuli üzerine olmaktadır. Ebulinin eğimi yaklaşık olarak 40 derece kadardır. Buradaki büyük salon 92 m. uzunluğunda 67 m. genişliğindedir. 10 m. yükseldikten sonra küçük bir salona girilir. Bu salon 30 m. derinliğindeki kuyunun dibine kadar ulaşılmaktadır.
Antalya’daki Mağaralar
ANTALYA’da ki MAĞARALAR
Karain Mağarası
bb.gifAntalya – Burdur karayolunun 13. km.’sinde Karain işaret levhasından sola dönülerek Karain Mağarası yoluna girilir. Antalya’ya uzaklığı 27 km.’dir.1946 yılından beri kazılar yapılmaktadır. Yapılan kazılardan, bölgenin günümüzden 50 000 yıl kadar öncede yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Türkiye’nin içinde insan yaşamış en büyük mağarasıdır. Buluntular Karain’deki küçük bir müzede ve Antalya Müzesindeki Tarih Öncesi bölümünde sergilenmektedir.
Antalya’nın 26 km. güney-batısında deniz kenarındadır. Tarih öncesi çağlara ait kalıntılar bulunmuştur.
Antalya’ya 115, Elmalı’ya 5 km. uzaklıktadır. Karain ve Beldibi Mağaralarından sonra bölgenin en eski yerleşim merkezidir. 1961 yılından beri bilimsel kazılar yapılmaktadır.
Altınbeşik Düdeni
bb.gifDünyanın en ilginç mağaralarından birisidir. Ürünlü Köyü sınırları içerisindedir. Altınbeşik Düdeni’ne ulaşılması için şu yolun izlenmesi gerekir: Antalya-Alanya yolunda Manavgat’tan sonra kuzeye Akseki yönüne dönülür. Bu yolun yaklaşık olarak 70. km.’sinden İbradı’ya yönelinir. 23 km. sonra varılan İbradı’dan Ürünlü Köyü 8 km.’dir. Ürünlü’den sonra yaklaşık 5 km.lik bir patika yolla Düden’e ulaşılır. Buraya ilk kez gelenlerin köyden bir rehber almaları ve mutlaka araziye uygun ayakkabı giymeleri gerekir.
Toros Dağlarının altındaki bu ilginç yeraltı Dünya’sını görmek için özel hazırlık ve gereçler gereklidir. Yer altında çok sayıda mağara ve göl vardır. Bu göllerin su seviyeleri farklı olup aralarında çağlayanlar oluştururlar. Mağaralarda dev boyutlarda sarkıt ve dikitler mevcuttur. Bu mağara ve göllerin milyonlarca yıllık bir sürecin sonucu oluştuğu bilinmektedir. Oluşum teorisi şöyledir: Kalkerli bir yapıya sahip olan bu dağlık yerde sular çatlaklardan içeriye sızmış ve oluşan bazı kimyasal reaksiyonlarla yer yer erimeler ve böylece yer altında küçük boşluklar oluşmuştur. Bu boşluklar suyun aşındırıcı ve sürükleyici etkisi ile zamanla büyüyüp mağara halini almıştır. Mağaralarda toplanan su da yer altı göllerini oluşturmuştur. Bu süreç günümüzde de devam etmektedir. Konu ile ilgilenenler ve cesur tırmanıcılar için eşi bulunmaz bir doğa harikasıdır.
altin1s.jpglup.gifAltınbeşik Düdenibb.gifaltin2s.jpglup.gifAltınbeşik Düdeni
Alanya’dadır. Sarkıt ve dikitler ihtiva eder. Mağara içindeki havanın nemlilik oranı % 90 civarındadır. Tedavi amacıyla da kullanılmaktadır.
damla1s.jpglup.gifDamlataş Mağarasıbb.gifdamla2s.jpg
Cennet Obruk Mağarası
Yeri: Mersin
Mersin ‘in 63 km. güneybatısında Silifke ilçesine 22 km. uzaklıktadır. Obruka Mersin-Silifke sahil yolu üzerindeki Narlıkuyu koyuna 1800 m.lik asfalt yolla ulaşılır.
Özellikleri: Çeşitli jeolojik hareketler ve yeraltı sularının aşınması sonucu ortaya çıkan obru Mersin’de en ilgi çeken doğal oluşumlardan biridir.
Miyosen devrine ait kalkerler içinde alttan bir yeraltı deresine yaptığı erozyonla tavanın çökmesi sonucu oluşmuştur. Takriben 275×125 m. çapında ve en derin noktası kenarlarından itibaren 135 m. dir. Cennet obruğu güneye doğru meyilli bir kuyu halinde alçalır ve en aşağıda mağara şeklini alarak son bulur. Bu kusumda yeraltı suyu seviyesinin yüksek olduğu sıralarda ortaya çıkan geçici göl yazın kurur.
Cennet ve Cehennem Obrukları aynı yeraltı mağara sisteminin üst kısmının çökmesiyle meydana gelmiş iki bacaya tekabül eder. Obruğa Romalılar döneminden kalma merdivenli bir patika ile inilir. Batı uçta Bizanslılara ait kilise kalıntıları vardır.
Zonguldak Mağaraları
Gökgöl Mağarası
Yeri: Zonguldak
Zonguldak-Ankara karayolunun, Zonguldak çıkışında 4. km.de Üzülmez bölgesinde hemen yol üzerinde bulunmaktadır. Mağaradan çıkan su, Üzülmez deresine ********tadır.
Özellikleri:
Mağara girişi geniş ve yüksek olup, büyük bir fosil ağızla kaya blokları arasından girilmektedir. Buradan 250 m. sonra bir sifona ulaşılır. Sifon 10 m. uzunlukta olmasına rağmen, özellikle yaz sonunda çekilen sular sonrası yürünerek geçilebilir. Sifondan geçilerek yeraltı deresine gelinmektedir. Sel sularının getirdiği sarı bir çamurla kaplı olan zeminde yer yer su birikintileri bulunmaktadır. Buradan sonra mağara son derece zengin ve güzel oluşumlar arasından suyun gelişi yönünde 2 kol halinde devam eder. 3200 m. uzunluğundaki mağara kavisler çizerek ilerlemektedir.Nehir ve içerideki göller yürünerek rahatça geçilebilirken büyük yağışlarda ani su baskını olmaktadır. Bu tehlike nedeniyle mağaraya yaz ve sonbahar aylarında girmek uygundur.
Kızılelma Mağarası
Yeri: Zonguldak
Zonguldak ili, Gelik bölgesinde Ayiçi köyünde, Kızılelma semtinde bulunan mağaraya vasıta ile rahatlıkla ulaşılabilmektedir.
Özellikleri:
Aydın deresi ile Büyük Ay Deresinin suları aktif olan düden ağzından batmaktadır. Mağaraya yukarıda bulunan 30×10 m. boyutlu fosil ağızdan girilip, 100 m. sonra suya rastlamaktadır. Mağara, su ile beraber yatay olarak ilerlemektedir. ilk 100 metreden sonra 400 m. sürünülerek ilerlenebilmektedir. 400 m.nin sonunda 10 m,’lik bir sifon vardır. Bu sifon sonbahar aylarında geçilebilmektedir. Mağarada galeri sifondan sonra çok büyük boyutlara ulaşmaktadır.
Temelde tek bir aktif galeri halinde devam eden mağaranın 3200 metresinde, 80 m. yüksekliğinde ve dibinde bulunan gölü aydınlatacak derecede büyük bir baca bulunmaktadır. Buradan göllerle üç kilometre daha ilerleyen mağara, 2 sifonla sonlanmaktadır. Batan suyun iki kilometre sonra Cumayanı Mağarasından çıktığı saptanmıştır.
Yeraltı sisteminin (Kızılelma- Cumayanı) toplam uzunluğu 10 km.yi bulan Mağara, 12 km.lik Pınargözü Mağarasından sonra Türkiye’nin ikinci uzun mağara sistemi unvanını taşımaktadır.
İnağzı Mağarası
Yeri: Zonguldak
Zonguldak ilinde, şehir içinde bir mağaradır ve Kilimli yolunun 15 km.sinde deniz kıyısında bulunmaktadır.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 800 m. olan mağaraya denize bakan fosil ağızla girilmektedir. 50 m.den itibaren bir insanın ancak sığabileceği bir delikten sonra yer yer yeraltı deresi ile devam eder. 400 m.de sifon vardır ve suların çekildiği dönemde yürünerek geçilebilmektedir. Buradan itibaren 400 m. daha ilerleyip sifonla sonlanmaktadır.
Cumayanı Mağarası
Yeri: Zonguldak, Çatalağzı İlçesi
Çatalağzı ilçesinin üç kilometre uzaklığındaki Cumayanı mahallesinde bulunur
Özellikleri: Kızılelma-Cumayanı yeraltı su sisteminin boşalım ağzını oluşturur. Dışarı birçok ağızla açılmaktadır. Suyun çıktığı ağızdan 100 m.lik sulu bir galeri ile, ya da yukarıdaki fosil kuru ağızdan 75 m. yürünerek salona gelinmektedir. Salon yeraltı deresi üzerinde bir köprü fonksiyonu gören ve olağan üstü güzelliğe sahip Traverten ile başlamaktadır. Yüksekliği 60 m. ve uzunluğu 70 m. olan salonun tabanı kalın bir kum tabakasıyla kapalıdır. ve sifonla sonlanmaktadır. Travertenden sola suyun gelişi yönünde ilerlendiğinde Kızılelma mağarası yönündeki sifona ulaşılır. Bu galeride bot gereklidir.
Yağışlı dönemlerde ya da ani fazla yağış olduğunda çok kısa süre içinde su baskını olduğundan, yaşam tehlikesi oluşmaktadır.
Düdensuyu Mağarası, Antalya’nın İbradi ilçesinde bulunan mağara.
Altınbeşik Düdensuyu mağarası ilk kez 1966 yılında, bölgede Oymapınar barajı ile ilgili yapılan araştırmalar sırasında bulunmuştur. Adını bir üst kısmında yer alan Altınbeşik tepesinden almıştır.
1966 – 1967 yıllarında İngiliz ve Fransız mağaracılar ile ilk denemeler yapılarak kamuoyuna tanıtılmıştır.
Mağara içinden çıkan su, yeraltından Beyşehir Gölü ile irtibatlıdır. Beyşehir Gölü’nün kuzeyindeki Mada Adası’nda bulunan bir düdene kaçan su üzerinde yapılan boya deneyi, Düdensuyu mağarasından çıkan ve Manavgat Çayı’na karışan suyu boyamış ve böylece bu yer altı ilişkisi kanıtlanmıştır.
Altınbeşik Düden suyu mağarası iki kat üzerine yayılmıştır. Mağaraya 200 mt. uzunlukta bir yeraltı gölü üzerinden botla girilmektedir. Bu gölün sonunda traverten oluşumları vardır. Göl sonundan 44 mt.’lik dikey bir traverten oluşumu üzerinden ikinci kata çıkılmakta ve oradan 130 mt. uzunluğunda ince uzun sığ bir göl başlamaktadır. İkinci katın sonuna kadar küçük gölükcükler ve orta kısmındada göçük yapan çok büyük ve yüksek bir salondaki kalker blokları üzerinden, 1,5 km. kadar ilerlenebilmektedir. Mağaranın bu bölümü kısmen fosil durumuna geçmiştir, üst kat sağ ve sol cihetlerde bulunan yan kolların hepsi henüz araştırılmamıştır.
1985 yılında 10 kişilik bir Japon mağara grubu mağarada araştırma yapmış; 1.göl sonundaki 44 m.’lik duvar önünden, memba şeklinde çıkansuya dalış yaparak sifonun arka tarafına geçtikleri ve kumsal bir zemin üzerinden birçok gölleri geçerek dağın içine doğru 3500 mt. ilerledikleri bildirmişlerdir.
1992’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi su altı dalış ekibine mensup, mağara sifonlarına dalış yapan dalgıçlar, mağara içindeki yer altı gölüne dalış yapmışlar, fakat arkaya geçit veren sifonun ağzını bulamamışlardır.
Mağaradaki araştırmalar henüz bitmemiştir. Zaten mağara turizme açıldığında da bütün sistemin dolaşılması mevzubahis değildir. Düden suyu halen aktif bir sistem olduğundan, bu durumu gözetilerek turizme açılmıştır. Yağışlı günlerde Düden patlaması olmakta ve mağaradan çok büyük su çıkmaktadır.
Çimenini mağarası, Antalya’nın Alanya ilçesinde bir mağara.
Mağara, Alanya’nın doğusunda Cebireas güney eteğinde, Şıhlar köyü yakınlarında bulunur. Konya – Gazipaşa yolunun, Demirtaş bucağından ayrılan 15 km. lik stabilize yolla Şeyhler Köyüne, oradan da yürüyerek mağaraya ulaşılır. Mağara yakınında Romalılardan kalma tarihi eserler vardır.
Toplam uzunluğu 10 m. olan mağara bir dik çıkış dışında tamamen yataydır. Mağaranın içinde geliştiği kireçtaşı kalınlığının çok az ve sınırlı bir alanda bulunması nedeniyle, hidrolojik olarak tamamen kurudur. Mağaranın havası açık havaya nazaran serindir. Ortalama sıcaklığı 17ºC -20ºC civarındadır.
Mağara, birbirleriyle bağlantılı çok sayıda odacık ve iki kattan meydana gelmiştir. Başlangıçta Doğu kuzeydoğu – Batı güneybatı yönünde tek bir boşluktan oluşan mağara, zamanla traverten sütunlar tarafından bölünerek odacıklar meydana gelmiştir. İlk bölümde çok sayıda odacık vardır ve tamamen yataydır.
Mağara +57 metrelik dik bir çıkışla ikinci bölüme geçer. Girişe göre +10 m. yukarıda olan bu bölge, iki büyük odadan meydana gelmiştir. Mağara traverten birikimi açısından son derece zengindir. Odaları oluşturan traverten sütunlar geniş yer tutar. Ayrıca yan duvarlar perde travertenler ile süslüdür.
Damlataşlarının olduğu ve güzelliği ile yakınında bulunan tarihi eserler nedeniyle ilginç bir mağaradır. Tarihi devirlerde kullanıldığı anlaşılan Mağarada yapılan araştırmalarda henüz yazılı belge bulunamamıştır.
Mağara henüz turizme açılmamıştır.
Yedi Delik Mağarası, Muğla’nın Ula ilçesinde bir mağara.
Ula’nın doğusunda, Alicin Dağı’nın yükseldiği yerdedir. Karyalılar’a ait olduğu bilinen bu mağaralarda 14 tane mezar bulunmaktadır. Eski inanışa göre ölüm kabul edilmeyip, ölümden sonra ruhun dirildiğine inanıldığı için ölülerin dirildiklerinde insanların saldırmaması için yüksek kayalara açtıkları mezarlara ölülerini bırakırlardı. Bu yedi delik o günkü mağaraların tahrip olmuş halidir
Cehennemağzı MağaralarıKdz.Ereğli`nin eskiden Ayazma olarak bilinen İnönü Mahallesindedir. Batılı kaynaklarda Akheron (Acheron) Mağaraları olarak geçen, mitolojide yeraltı tanrısı Lades`in ülkesine açılan yollardan biri olan Cehennemağzı Mağaraları üç mağaradan oluşmuştur.
Birinci Mağara (Kilise Mağarası) : 18 metrelik bir ağzı 3-4 metre yüksekliği olan büyük bir salondan oluşur. Mağaranın tabanında 5 metrelik bir zemin mozayiği duvarlarda kandil yuvaları (niş) bulunmaktadır. Hristiyanlığın yasak olduğu dönemlerde ilk hristiyanların gizli ibadet yaptıkları bu İnanç Turizmi anlamında değerlendirilebilecek özellikler taşımaktadır.
İkinci Mağara : Birinci mağaranın 80-100 m kuzeydoğusunda bulunan mağara günümüzde Kocayusuf Mağarası olarak bilinir. Dar, merdivenli ama kolay bir girişten yaklaşık 7 metre yüksekliği olan bir salonuna geçilir. Salonun önemli bir kısmı gözle kaplıdır. Söylentiye göre göl, Amasra`da bulunan bir yeraltı suyuyla bağlantılıdır. Yarı tanrı Herkül Hades`in ülkesini bekleyen canavar Kerberus`u bu mağarada zincire vurmuştur. Tarihçi Xenephon,Rodoslu ozan Apollonuis ve ünlü ozan Hesiodos yapıtlarında yer alan bu olay Herakles`in gerçekleştirdiği on iki işten biridir. Mitolojiye göre bu mağara aynı zamanda kehanet tanrısı Apollon`un Anadolu`daki önemli kehanetgahlarından biridir.
Üçüncü Mağara : Birinci mağaranın 100 metre ilerisinde, yol kenarında bulunan bu mağarada iki salon; salonun sonunda derinliği bilinmeyen bir göl bulunmaktadır.
Hışlayık Mağarası
Yeri: Karaman, Ayrancı İlçesi
Özellikleri: Mağaraya 26 m.lik dikey bir bacadan iniş yapılarak yeraltı nehrine ulaşılmaktadır. Mağara bir süre yüzey akışında bulunduktan sonra sifon yaparak kaybolmaktadır. Hala devam eden mağara bir çok sifon geçilmektedir.
Manazan Mağarası
Yeri: Karaman’ın Taşkale kasabası sınırları içerisindedir.
Özellikleri: Yeryüzünde mevcut ilk manastırdan biridir. Kayalara oyulmuş birçok tüneli, galerileri ve yüzlerce odaları bulunan ilginç bir yerdir. Üç katlıdır. Manazan mağarasında bir kattan diğerine çıkış benzeri görülmeyen merdivenleri tırmanmak suretiyle yapılır. Ülkemizde bir başka benzeri yoktur.
Meraspolis (Meraspulla) Mağarası
Yeri: Ermenek ilçesindedir.
Özellikleri: İki giriş kapısı vardır. Ermenek kalesinin altındadır. Mağarada bulunan yeraltı nehri şehrin ve civar kasabaların içme suyunu karşılamaktadır. Ayrıca uzun süre Ermenek’in ve bağlı köylerin elektrik ihtiyacını karşılamış olan hidroelektrik santralini çalıştıran suda da mağaradan çıkmıştır. Dünyanın üç büyük mağarasından biri olduğu yabancı uzmanlarca tespit edilmiştir
Antalya Mağaraları
Geyikbayırı Mağarası Yeri: Antalya
Antalya’ya 26 km uzaklıktaki Geyikbayırı köyündedir. Antalya’dan batı yönünde Çakırlar köyü üzerinden Geyikbayırı köyüne gidilebilir. Köyün merkezinden mağaraya 5 dakikalık bir yürüyüşle erişilebilir.
Özellikleri: 120 m toplam uzunluğundaki mağaranın girişe göre en derin noktası 6,5 m dir. Turizme açmaya değer bulunmuş bir mağara olup çalışmalar devam etmektedir. Genellikle kuru, zaman zaman aktif mağara tipindedir. Yaz aylarında tamamen kurudur.Yağışlı mevsimlerde taban suyu yükseldiğinde mağara tabanını su basmaktadır. Mağara ısısı yaz aylarında açık havaya nazaran serindir. Sonbaharda açık hava ile eşit ısı gösterir.
Karain Mağarası
Yeri: Antalya
Antalya’nın 30 km. kuzeybatısında eski Antalya-Burdur karayoluna 5-6 km. uzaklıkta bulunan Yağca Köyü sınırları içinde bulunur.
Özellikleri: Türkiye’nin en büyük doğal mağaraları arasında yer alan Karain mağarası, önünde bulunan traverten ovasından 150 m., denizden ise 430-450 m. yüksekliktedir.
İnsanlık tarihinin başlangıcındaki süreç içinde mağara, alt Yontmataştan başlayarak, orta ve üst Yontmataş evreleri, Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç gibi Protohistorik Çağlarda ve Klasik Çağda insanlar tarafından sürekli bir biçimde iskan edilmiştir. Bunun doğal bir sonucu olarak da yaklaşık 11 m. yi bulan kalın bir kültür dolgusu içermektedir. Ancak mağaranın en uzun süren ve en önemli iskanı Paleolitik (Yontmataş Çağı) ile ilgilidir.
Klasik dönemlerdeki kullanım daha çok Adak Mağara (tapınak) niteliğinde olup, mağara alnı ve dış duvarları üzerinde Grekçe kitabe ve nişler bulunmaktadır. Karain Mağarasında yapılan kazalarda elde edilen arkeolojik buluntular, Antalya Müzesinde ve mağaranın hemen yakınında bulunan Karain Müzesinde sergilenmektedir.
Kocain Mağarası
Yeri: Antalya
Antalya İli’nin 45. km kuzeyinde yer alır. Mağaraya, Antalya-Burdur karayolundan Camiliköy-Ahırtaş köyleri üzerinden ulaşılır.
Özellikleri: Türkiye’nin en geniş ağzına ve tek parça olarak en büyük galerisine sahip bir mağaradır. İçinde 50-60 m. yüksekliğe sahip sütunlar bulunan mağarada, aynı zamanda Roma döneminden kalan bir sarnıç da bulunmaktadır. Çok büyük iki salondan oluşan mağaranın giriş ağzının genişliği 35×70 m.dir.
Konakaltı Mağarası
Yeri: Antalya
Antalya’da Atatürk Parkı’nın denize inen falezli kıyısındadır. Mağaraya karadan ulaşım yoktur. Denizden girilebilir.
Özellikleri: 60 m. toplam uzunluğundaki mağara Yatay mağara tipindedir. Denizle bağlantılı olması nedeniyle “deniz mağarası” da sayılabilir. Genellikle kurudur. Doğu salonunun bir kısmı sular altındadır. Batı salonunda dalgalar nedeniyle su birikintileri vardır.
Mağaranın doğuya ve batıya doğru iki girişi vardır. Mağaranın girişi deniz seviyesinden 3 m. yukarıdadır. Doğu bölümünün tabanı kısmen deniz seviyesine inmektedir. Mağaranın doğu salonu tümüyle kaya blokları ile kaplıdır. Batı salonu kısmen sarkıt, dikit ve sütunlarla kaplıdır. Batı salonuna bağlı iki küçük odanın travertenlerle süslü olması ve hemen denizin kıyısında bulunması turistik değerini arttırmaktadır. Mağaranın ısısı açık havaya nazaran serindir.
Küçükdipsiz Mağarası
Yeri: Antalya
Tünek Tepe’nin (618m.) güneybatıya devamı olan Alakaya Tepenin (661 m.) güney yamacındadır.
Özellikleri: Kuru ve yatay mağara tipindeki mağaranın toplam uzunluğu 74 m, girişe göre en derin noktası 27.5 m dir. Mağara dar bir girişten sonra ortalama 25ºC’lik bir eğimle kuzeybatı yönüe doğru devam eder. Mağaranın sonuna doğru travertenler sarkıt ve dikitler çoğalır. Karstik taban suyu yukarıda kaldığı için her zaman kurudur. Açık havaya nazaran serindir. Dışarıda ısı 20ºC iken Mağaranın sonunda 17ºC’dir.
Papazkayası Mağarası
Yeri: Antalya
Antalya Şehir kulübünun arka bahçesinden denize inen merdivenlerin kenarındadır.
Özellikleri: Denize inen traverten basamağının orta yerinde, denizden 20 m. yüksekliktedir. Toplam uzunluğu 149 m.dir. Mağara içinde herhangi bir su veya su birikintisi yoktur. Mağaranın gelişimi durmuştur. Mağara tabanı tavandan düşen kaya bloklarla engebeli, inişli çıkışlı ve yer yer çok dar bir hal almıştır. Mağara içinde sarkıt ve dikitler yok denecek kadar azdır. Herhangi bir hava akımı da yoktur.
Papazkayası mağarası tümüyle kuzey-güney yönünde bir yarık boyunca oluşmuştur. Antalya travertenleri ortalama 250-300 m. kalınlığında tümüyle Kuvaterner, muhtemelen Pleistosen devre aittir. Mağara 40 m. yüksekliğindeki kıyı falezlerinin altında yer alır.
Yerköprü Mağarası
Yeri: Antalya
Özellikleri: 110 m. toplam uzunluğundaki mağaranın girişe göre en derin noktası 27 m. dir. Gelişimi durmuştur. Denizle olan bağlantısı nedeniyle “deniz mağarası” denilebilir. Mağara kurudur. Denizle bağlantılı olan salonun tabanı kısmen deniz suyu ile kaplıdır. Mağaranın ısısı açık havaya nazaran serindir.
Yerköprü Mağarası tümüyle Antalya travertenleri içinde doğu-batı doğrultusunda, başlangıçta en az 150 m. uzunluğundaki bir mağaranın tavanınının çökmesi sonucu oluşmuş bir mağaradır.
Büyük olması nedeniyle kafeterya, gazino veya restoran olarak değerlenebileceği düşünülmektedir.
Gürleyik Mağarası
Yeri: Antalya, Akseki İlçesi
Aydınkent (İbradi)’e yaklaşık olarak 12-13 km. kadar kuzeybatıda bulunan Eynir Polyesi kenarında bulunmaktadır. Başlar köyünü geçtikten sonra yolun sağında yola yaklaşık 500-600 m. mesafede bulunmaktadır. Ancak yol güzergahında büyük kalker blokları bulunduğundan mağaraya ulaşmak oldukça güçtür.
Özellikleri: Mağaraya girişte ilk etapta 25m.lik bir ağızdan merdivenle inmek gerekir. Özellikle ilkbaharda bir hayli su bulunması nedeniyle ve mağara yüzeyinde çok keskin, sivri kalker uçlarının varlığı botla ilerlemeyi güç ve tehlikeli kılmaktadır. Ağustos ayında sular azalmakta, küçük gölcükler haline dönüşmektedir.
Kocadüden Mağarası
Yeri: Antalya, Akseki İlçesi
Akseki Polyesinin Güneybatı kenarında yer alır. Akseki-Bucakkışla yolunun 4. km. sinden ayrılan patika yol mağaranın kenarından geçer.
Özellikleri: Yer yer yatay olmakla birlikte çoğunlukla dikey olarak gelişen mağara, basamaklar halinde 155 metreye iner.
Akseki Polyesi akarsu havzasının yüzey sularının drene eden Koca Düden, Üst Kretase kireçtaşlarında önemli bir fay üzerinde gelişmiştir. İçinde çok sayıda göl bulunan Koca Düden, kapalı bir sifonla sona erer.
Oruç Düdeni Mağarası
Yeri: Antalya, Akseki İlçesi
Altınbeşik-Düdensuyu Mağarası yer altından gelen suların yolu üzerindedir.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 52 m.dir. Mağaranın alt bölümden geçen yeraltı deresinin yaratmış olduğu operasyonu ile çökmeye yüz tutmuştur.
Dim (Gavurini) Mağarası
Yeri: Antalya, Alanya ilçesi
Kuzkaya köyü mekiindedir. Alanya’nın doğusunda Cebireis dağının (1691 m.) batı yamacında bulunur. Dim mağarasının hemen ön kısmında, 250 m. aşağıda piknik yeri olarak kullanılan, tabanı çınar ağaçları, yamaçları çam ormanları ile kaplı bulunan Dim Vadisi yer alır. Mağaraya, hem Dim çayı vadisinden hem de güneydeki Yaylalı köyünden yürünerek varılabilir. Yaylalı köyünden de Cebireis dağı eteğinde açılmış olan sulama kanalı boyunca yürünerek 50 dakikada mağaraya varılabilir.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 357 m. yatay ve kuru mağara tipindedir. Sadece son kısmında durgun küçük bir göl vardır.
Dim mağarası, Türkiye’nin en güzel mağaralarından biridir. Alanya’ya yakın olması ve çevrenin piknik yerleri ve ormanlarla kaplı olması nedeniyle ziyarete uygundur. Tarih öncesi ve tarihi devirlerde insanlar tarafından barınak olarak kullanılmasından dolayı çevre halkı tarafından “Gavurini Mağarası” olarak adlandırılmıştır.
Beldibi Mağarası
Yeri: Antalya
Antalya-Kemer sahil yolunun yaklaşık 40 kilometresinde Çamdağ tünelinin hemen çıkışında yer alan bir kaya altı sığınağıdır. Oba köy mevkiindedir.
Özellikleri: Deniz sahilinde 25 m. yükseklikte sığınak biçiminde bir mağaradır. Doğal tahribatla büyük ölçüde zarar gördüğünden içindeki dolgu tabakaları yağmur suları ve rüzgarla sürüklenerek akıp gitmiştir.
Tümü Mezolotik kültürleri içeren 6 tabaka tespit edilmiştir. Yapılan kazılarda Üst Paleolitik ve Mezolotik döneme ait çakmaktaşı aletler ele geçirilmiştir. Ayrıca kaya altı sığınağının duvarlarında, şematize insan, dağ keçisi ve geyik resimleri bulunmaktadır. Yerli ve yabancı turistlere devamlı açık olan bir arkeolojik sit alanıdır.
Büyük Dipsiz Mağarası
Yeri: Antalya
Antalya limanının batısında Tünek Tepenin 3 km. güneybatısında Alakaya Tepenin (661 m.) güney yamacındadır.
Özellikleri: 40 m. toplam uzunluğundaki mağaranın girişe göre en derin noktası 29 m. dir. Karstik taban suyu yukarı katmanlarda bulunduğu için mağara kurudur. Açık havaya nazaran daha serindir. Kasım ayı başında dışarıda ısı 20ºC iken mağarada ısı 17ºC’dir.
Mağara Kretase yaşlı residal kireç taşları ile onun altında yer alan yine aynı yaşta konglomera kireçtaşı formasyonları arasında meydana gelmiştir. Dar bir girişten sonra ortalama 25’lik bir eğimle kuzeye doğru devam eder.
Damlataş Mağarası
Yeri: Antalya, Alanya İlçesi
Alanya şehir içinde ve deniz kıyısında bulunmaktadır. Merkeze 3 km. dir.
Özellikleri: Toplam Uzunluğu 30 m. olan mağara kuru, yatay mağara tipindedir. 200 m’.lik bir alanı kaplamaktadır. Çok sayıda sarkıt ve dikitin eşsiz bir görüntü verdiği mağara 15 m. yüksekliktedir. Karbondioksit gazı, yüksek ölçüde nem, düşük ısı ve radyoaktif havasıyla astım hastaları için son derece yararlıdır. Bu nedenle astım hastaları mağaranın en yoğun ziyaretçi gruplarını oluştururlar. Mağaradaki sarkıt ve dikitlerin İ.Ö. 20.000-15.000 yılları arasında meydana geldiği sanılmaktadır.
Derya Mağarası
Yeri: Antalya
Antalya’nın batı kıyısında Konyaaltı Caddesi ile deniz kıyısı arasında bulunan Atatürk Parkının içindedir.
Özellikleri: 124 m. toplam uzunluğundaki mağaranın girişe göre en derin noktası 35.65 m. dir. Dikey mağara tipindedir. Güney kenarı deniz içinde olduğu için “deniz mağarası” olarak da adlandırılabilir. Mağara kuru ve gelişimi durmuş bir mağaradır. Mağaranın denizde olan kesimleri yarı tuzlu deniz suları ile kaplıdır.
Büyük salonda az miktarda dikit ve duvar traventenleri gelişirken, güneye doğru sarkıt ve dikitler artmaktadır. Bu bölgede tatlı su kaynakları çatlaklardan çıkarak deniz suyuna karışmaktadır. Mağaranın asıl girişinin 40 m. batısında ikinci bir girişi daha vardır. 0,5 m. genişliğinde ve 1 m. uzunluğunda genişlemiş bir yarık görünümündedir.
Yaz aylarında açık havaya nazaran serindir.
Çimeniçi Mağarası
Yeri: Antalya, Alanya İlçesi
Çimenini mağarası, Alanya’nın doğusunda Cebireas güney eteğinde, Şıhlar (eski adı Şeyhler) köyü yakınlarında bulunur. Konya- Gazipaşa yolunun, Demirtaş bucağından ayrılan 15 km. lik stabilize yolla Şeyhler Köyüne, oradan da yürüyerek mağaraya ulaşılır. Mağara yakınında Romalılardan kalma tarihi eserler vardır.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 10 m. olan mağara bir dik çıkış dışında tamamen yataydır. Mağaranın içinde geliştiği kireçtaşı kalınlığının çok az ve sınırlı bir alanda bulunması nedeniyle, hidrolojik olarak tamamen kurudur. Mağaranın havası açık havaya nazaran serindir. Ortalama sıcaklığı 17ºC -20ºC civarındadır.
Mağara, birbirleriyle bağlantılı çok sayıda odacık ve iki kattan meydana gelmiştir. Başlangıçta Doğu kuzeydoğu-Batı güneybatı yönünde tek bir boşluktan oluşan mağara, zamanla traverten sütunlar tarafından bölünerek odacıklar meydana gelmiştir. İlk bölümde çok sayıda odacık vardır ve tamamen yataydır.
Mağara +57 metrelik dik bir çıkışla ikinci bölüme geçer. Girişe göre +10 m. yukarıda olan bu bölge, iki büyük odadan meydana gelmiştir. Mağara traverten birikimi açısından son derece zengindir. Odaları oluşturan traverten sütunlar geniş yer tutar. Ayrıca yan duvarlar perde travertenler ile süslüdür.
Damlataşlarının olduğu ve güzelliği ile yakınında bulunan tarihi eserler nedeniyle ilginç bir mağaradır. Tarihi devirlerde kullanıldığı anlaşılan Mağarada yapılan araştırmalarda henüz yazılı belge bulunamamıştır. Henüz Turizme açılmamıştır.
Mahrumçalı Mağarası
Yeri: Antalya, Manavgat İlçesi
Manavgat’ın kuzeydoğusunda Gebecek köyünün biraz daha doğusundaki Mahrumçalı mahallesinin aşağısında bulunmaktadır. Her türlü araçla mağaraya gidilebilir.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 157 m. olan mağaranın girişe göre en derin noktası -36 m.dir. Yarı yatay, yarı aktif bir mağaradır. Sadece yağışlı mevsimlerde mağara içine su akar. Yaz aylarında mağara ısısı 16-18ºC’dir.
Jeoloji-Jeomorfoloji: Cebireis formasyonu ile altındaki Mahmutlar formasyonu arasındaki kontakla gelişmiştir. Mağara dolomitik kireçtaşları içinde ve mikaşist tabakaların üzerinde her iki tabakanın eğimine uygun olarak güneye doğru 15 derece dalar.
Peynirdeliği Mağarası
Yeri: Antalya, Kemer İlçesi
Gedelme Yaylası mevkiindedir. Antalya’nın Kemer İlçesinden Gedelme yaylasına kadar her türlü aracın gidebileceği bir yol vardır. Köy merkezinden mağara ağzına 4 dakikalık patika bir yolla ulaşılır.Mağaranın 65 m. kuzeyinde Bizanslılara ait duvar ve kalıntıları vardır.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 74 m olan mağaranın girişe göre en derin yeri -19 m. dir. Kuru, daha çok dikey mağara tipindedir.
Mağaranın büyük bölümü kurudur. Sadece mağaranın sonunda ve en derin yerinde küçük bir gölcük vardır. Sonbaharda mağara ısısı 17ºC’dir. Mağara ağzının büyük olması nedeniyle ısı açık havaya bağlantılı olarak değişir.
Mağara içinde sarkıt, dikit ve sütunlar gelişmiştir. Çevredeki tabii güzellikler ve tarihi ören yerleri mağarayı çekici kılmaktadır.
Tilkiler Mağarası
Yeri: Antalya, Manavgat İlçesi Oymapınar Baraj alanında yer almaktadır.
Özellikleri: Yatay gelişmiş ve aktif bir mağara olup uzunluğu 7 km. dir. İlkbahar aylarında su seviyesi yükselir.
Mağara baraj etüdleri sırasında açılan enjeksiyon galerilerinden birinde doğal bir galeriye rastlanması sonucu ortaya çıkarılmıştır. Konglomera içinde gelişmiş olması da mağaraya ayrı bir bilimsel değer kazandırmaktadır.
Aslanlı (Yaren) Mağarası
Yeri: Antalya, Manavgat İlçesi
Kirazlı Köyü Yayla mevkiinde olan Aslanlı Mağara’ya gitmek için Kirazlıdan Kuşadası yolunun 3. kilometresinde Dereboğazı mevkiinde araçtan inerek yarım saatlik bir yürüyüş yapmak gerekmektedir.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 110 m. olan mağara kısmen dikey, kısmen yatay tipindedir. Kuru bir mağaradır. Ekim ayında ısısı 18ºC’dir.
Mesozoik yaşlı dolomitik mermerler içinde ve büyükçe bir fay üzerinde gelişmiştir. 6 m.lik dik bir inişten sonra mağara kabaca doğu-batı yönlü büyükçe bir fay boyunca batıya doğru 26 derece eğimle iner, 40 metreden sonra mağara daha da genişler ve tabanı eğimli bir salon görünümü alır. Salonun tabanı çamurlu toprak ve tavandan düşen kaya blokları ile kaplıdır. Sarkıt ve dikitler, duvarlarda perde ve bayrak travertenleri oluşmuştur. Dikitlerden birinin görünümü oturan bir aslana benzediği için bu ad verilmiştir.
Altınbeşik Düdeni
Dünyanın en ilginç mağaralarından birisidir. Ürünlü Köyü sınırları içerisindedir. Altınbeşik Düdeni’ne ulaşılması için şu yolun izlenmesi gerekir: Antalya-Alanya yolunda Manavgat’tan sonra kuzeye Akseki yönüne dönülür. Bu yolun yaklaşık olarak 70. km.’sinden İbradı’ya yönelinir. 23 km. sonra varılan İbradı’dan Ürünlü Köyü 8 km.’dir. Ürünlü’den sonra yaklaşık 5 km.lik bir patika yolla Düden’e ulaşılır. Buraya ilk kez gelenlerin köyden bir rehber almaları ve mutlaka araziye uygun ayakkabı giymeleri gerekir.
GÜMÜŞHANE…KARACA MAĞARASI
Karaca mağarası oluşumunu tamamlamış fosil bir mağaradır. Mağarada rengarenk sarkıtlar, dikitler,org desenli duvarlar, bayrak şekilleri , perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları, mağara gülleri damlataşı havuzlarının kenarlarında hatta havuzlardan çıkan küçük dikitlerin üzerinde bulunmakta , görünüm ve seyirleri görenleri adeta büyülemektedir.
Mağara yatay yönde gelişme göstermiş elipse benzeyen dört ayrı salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiştir. Mağaranın giriş noktasından en uc nokta arası 105 metredir. Tavan yüksekliği ortalama 18 m, toplam iç alan ise 1500 m2 dir . Mağaranın özel klima özelliğine sahip havası ziyaretçilerine rahat bir atmosfer özellikle astımlılara sunarak, mağara turizmi yanında sağlık yönünden de önem arz etmektedir.
SOFULAR MAĞARASI
Eski Zonguldak-Çaycuma karayolunun 10. km’sinde, Sapça Köyü’nün ilerisinde Sofular Vadisi’nin güney yamacında bulunmaktadır. Toplam uzunluğu 1.5 km’dir. Bu mağara prehistorik özellikler taşımaktadır. Oldukça dik bir kuyunun (inişte) sol tarafından inildiğinde 5m’lik bir tırmanış yapılır ve fosil üst kol ile aktif salon ve yan kolların bulunduğu kışıma ulaşılır. Aktif salona inmeden önce sağda yer alan bir küçük süslü odacık vardır. Bu odacık mağaranın adeta özetini sunar gibi tıpkı ince bir zevkle işlenmiş kristal bir oda gibidir.25-30 m’lik bir inişle aktif kısmın büyük salonuna ulaşılır. Elips şeklindeki salonun boyu 70 m eni 40-50 m’dir.Tavan yüksekliği 5-7 m olan % 15 meyilli salon tamamen oluşumlarla kaplıdır. Salondan aşağı inen kolların sonlarında göller yer alır. Fosil kolda bol miktarda guana bulunmaktadır. Sonunda kuyu inişiyle bir göl varılır. Fosil kolda bilek kalınlığında 4 m’lik dikit bilinen tek örnektir.
YENESU MAĞARASI
Coğrafi Konum ve Ulaşım
Yenesu Mağarası, Kırklareli’nin Vize ilçesinin yaklaşık 20 km kuzeybatısındaki Baklaya Köyü’nün 2 km doğusunda Kazandere’nin bir kolu olan Yana Dere’nin sağ kenarında yer alır. Dere yatağından 5 m yukarıda bulunan mağara Vize-Kıyıköy yolundan 8. km’de ayrılan Baklaya yoluyla gidilebildiği gibi Kıyıköy-Aksicim-Balkaya veya Saray-Bahçeköy-Aksicim-Balkaya yoluyla da gidilebilir.
Özellikler
Toplam uzunluğu 1620 m olan Yenesu Mağarası, gelişim dönemleri ve seviyeleri farklı iki koldan meydana gelmiştir. Girişteki çöküntü salonuna bağlanan ana galeri, mağaranın aktif bölümüdür. İçinde sürekli akış olan bu bölümde, derinliği 0,5 -1,5 metre arasında değişen çok sayıda damlataş havuzu vardır. Damlataş havuzu veya göllerin üzerine saçaklar şeklinde inen veya tabanından yükselen bu şekiller, maparaya sihirli bir hava kazandırmıştır.
KUZ MAĞARASIYeri: Isparta, Sütçüler İlçesi. Kuz Mağarası, Kesme Kasabası’nın güneybatısında bulunan Asar Tepenin yakınında, Köprüçay kanyonunun dik yamacında yer alır. Kasabadan traktör veya arazi taşıtıyla 15-20 dakikada kanyonun kenarına kadar varmak mümkündür. Bu yol düzeltildiğinde herhangi bir araçla bu süre çok kısalır. Buna karşılık
700-750 m. derinliğinde olan kanyonun orta seviyelerinde bulunan mağaraya, yürüyerek yarım saatte inilebilmektedir. Bu iniş çok zor ve tehlikelidir.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 224 m., girişe göre en derin noktası 17.5 metredir. Sıcak ve yarı kuru bir havaya sahiptir. Mağaranın dar geçitlerinde ve yan kol bağlantısında belirgin bir rüzgar hareketi vardır. Genişliği 2-16 m, tavan yüksekliği 1-20 metreler arasında değişen mağaranın orta ve son bölümleri, görünümleri son derece güzel her türden damlataşlar (sarkıt, dikit, sütun, duvar ve örtü damlataşları, damlataş havuzları,…vb.) ile kaplıdır. Ana galerinin son bölümlerinde ise kalın bir kum ve çakıl deposu bulunur. Bu kesimler, mağaranın en derin noktalarıdır. Buna karşılık bu depoların yanından ayrılan yan kolun son noktası, girişten +10 m. yukarıdadır.
Akarsu yatağından 250-300 m. yukarıda bulunan Kuz, Hidrolojik olarak askıda (vadoz kuşak) kalmış, fosil bir mağaradır. Bu nedenle yağışlı dönemlerde tavandan damlayan veya yan duvarlardan sızan sular dışında bütünüyle kurudur. Bu sular, ana galerinin son bölümünde küçük gölcükler oluşturmaktadır.