Çariçe II. Katerina veya Büyük Katerina (Rusça: Екатерина II Великая (Yekaterina II Velikaya), (d. 2 Mayıs 1729 – ö. 17 Kasım 1796), 34 yıl boyunca Rusya’yı yönetmiş ve 18. yüzyıl Rusya’sına damgasını vurmuş bir Çariçedir.
Kırım’ı Rus topraklarına katan çariçedir. (Prut Savaşı sırasında Baltacı Mehmet Paşa’yla antlaşma yapan Çariçe I. Katerina’yla karıştırılmamalıdır.)
Yaşamının ilk yılları
II. Katerina 2 Mayıs 1729 tarihinde Prusya’nın Stettin kentinde (şimdi Polonya’ya ait) doğdu. Doğduğu zamanki adı Sophie Augusta Frederike idi. Babası Prusya’ya bağlı Anhalt-Zerbst bölgesinin prensiydi ve Prusya ordusunda bir generaldi. Bu soylu ailenin diğer üyeleri olan Sophie’nin kuzenleri III. Gustav ve XIII. Karl sonradan İsveç kralı olarak görev yaptılar.
Sophie 1744 yılında Holstein-Gottorp dükü Peter’le evlendi. Sophie’nin kocası Peter, Çar Büyük Petro’nun torunuydu ve Peter’in teyzesi Çariçe I. Elizaveta Peter’i Rus tahtına veliaht olarak seçmişti. Sophie evlendikten sonra Ortodoks dinine geçti ve Katerina Aleksievna adını aldı. I. Elizaveta’nın zorlamasıyla gerçekleşen bu evlilik hiçbir zaman mutlu olmadı. Katerina’nın ve kocası Peter’in başkalarıyla çok sayıda aşklar yaşadıkları bilinmektedir. Katerina’nın kocası Peter, teyzesi I. Elizaveta’nın ölümü üzerine 5 Ocak 1762 tarihinde III. Petro adıyla Rus tahtına çıktı. Ancak III. Petro’nun çarlığı fazla uzun sürmedi. 28 Haziran 1762 tarihinde muhafız alayı çara karşı ayaklanarak III. Petro’yu tahttan indirdi ve Katerina Rusya çariçesi olarak ilan edildi.
Zamanında Rusya’nın Genişleme Siyaseti
II. Katerina’nın çariçeliği döneminde Rusya batısı ve güneyindeki 518.000 km²’lik bir alanı topraklarına katmayı başardı. Bu genişleme Lehistan ve Osmanlı İmparatorluğundan alınan topraklar sayesinde oldu. Novorusya, Kırım, Ukrayna, Beyaz Rusya, Litvanya ve Kurşas (Letonya) Rusya’nın topraklarına katıldı. Lehistan’ın parçalanarak Rusya, Prusya ve Avusturya arasında paylaşılmasına öncülük etti. II. Katerina 1796 yılında öldüğünde Lehistan diye bir ülke artık ortada kalmamıştı. Ancak 123 yıl sonra I. Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra Polonya tekrar bağımsızlığını kazabildi.
Zamanındaki Osmanlı-Rus ilişkileri
II. Katerina zamanında Rusya Osmanlı Devletine çok büyük kayıplar verdirdi. II. Katerina’nın çariçeliği sırasında 3 değişik Osmanlı padişahı hüküm sürdü: III. Mustafa, I. Abdülhamit ve III. Selim. Bu dönemde Rusya Osmanlı Devleti’yle iki büyük savaş yaptı. Bunlardan birincisi III. Mustafa döneminde yapılan 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı’ydı. Bu savaşta büyük kayıplara uğrayan Osmanlılar I. Abdülhamit tahta geçtiğinde Ruslarla Küçük Kaynarca Antlaşması’nı imzalayarak Kırım’ın bağımsız olmasını kabul ettiler. Ama II. Katerina ünlü generali Potemkin’le birlikte Kırım’ı Rusya’nın bir parçası olarak görmek istiyordu. Antlaşmanın imzasından 9 yıl sonra 1783 yılında Rusya Kırım’ı resmen topraklarına kattı.
I. Abdülhamit’in saltanatı sırasında gerçekleşen bu durumu kabul edemeyen Osmanlılar Kırım’ı geri almak için Rusya’yla tekrar 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşına girdiler. Ancak tekrar yenilen Osmanlılar III. Selim tahta geçtikten sonra Yaş Antlaşması’nı imzalayarak Kırım’ı Ruslara bırakmaya razı olmak zorunda kaldılar. Kırım’ın kayıbı Osmanlılar için büyük bir hezimet olmuştu. Çünkü ilk defa Müslüman bir Osmanlı toprağı Hıristiyanlara kaybediliyordu. Rusya ise Karadeniz kıyısındaki bu toprakları ele geçirerek büyük bir stratejik başarıya sahip olmuş, Karadeniz’de donanma kurma imkânını elde etmişti. Bu gelişmeler 19. yüzyıl boyunca Boğazlar sorununu gündeme getirecekti.
Özel Yaşamı
II. Katerina kendisini kültür ve sanat açısından bir aydın olarak görüyordu. Zamanın Fransız filozofları Voltaire, Diderot ve D’Alembert ile yazışmalar yaptı. 1764 yılında Avrupa’dan satın aldığı 250 tabloyu sergilemek üzere St. Petersburg’da Hermitage Müzesi’ni inşa ettirdi. Bu müze sonraki çarların da katkılarıyla dünyanın en eski ve en büyük müzelerinden biri haline geldi.
II. Katerina çariçeliği sırasında hiçbir evlilik yapmadı. Ancak çok sayıda erkekle aşklar yaşadı. Sevgililerini büyük malikaneler ve çok sayıda hizmetçilerle ödüllendirdi. Oğlu Pavel Petroviç’e çok kötü davrandı ve ona adeta hapis hayatı yaşattı. 16 Kasım 1796’de banyo yaparken beyin kanaması geçirdi ve öldü.