Avni Özgürel

Avni Özgürel

ABONE OL
Temmuz 28, 2024 11:47
Avni Özgürel
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1948 yılında Ankara’da doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini tamamladıktan sonra Ankara’da Ulus gazetesinde gazetecilik mesleğine başladı. Aynı zamanda İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Ekonomi-Maliye Bölümü’nde yüksek öğrenimini tamamladı. Bu süreçte Milliyet, Akşam, Yeni İstanbul, Ayrıntılı Haber gazetelerinde ve Yankı Dergisi’nde gazetecilik mesleğini sürdürdü. 1981 senesinde TRT televizyonu için Bulgaristan Türklerinin içinde bulunduğu durumu yansıtan ilk film senaryosu olan Belene’yi kaleme aldı. Bu dizi filmin gördüğü ilgi dolayısıyla başkaca senaryo ve belgesel film metinleri de kaleme aldı. Gelişim Yayınları’nda çalıştı.

Gazetecilik hayatını daha sonra Sabah ve ardından Radikal gazetesinde özel haber müdürlüğü, Doğan Yayın Grubu bünyesinde Yeni Ufuk Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yaparak sürdürdü. Halen Radikal gazetesinde yazar olarak çalışıyor.

Belgesel/dramatik film yazarlığını da sürdürmektedir. Gerek TRT gerekse Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen pek çok belgesel filmin yanı sıra, Zincirbozan ve Büyük Oyun adlı sinema filmlerinin senaryo yazarlığını yaptı. Katıldığı ve yöneticiliğini yaptığı TV programları, panel ve konferanslarda tahlilleri kitleler tarafından ilgiyle izlenen bir aydın olarak tanınmaktadır.

ESERLERİ:

İşaret Taşları, Din ve Cumhuriyet, Osmanlı’ya Hasret Topraklar, Ayrılıkçı Hareketler
X

Osmanlı`dan Cumhuriyet`e İKTİDAR OYUNU
Avni Özgürel
Etkileşim Yayınları

İktidarı ele geçirmek, hükmetmek ve yönetmek… İnsanlık tarihine baktığımızda çıkan bütün çatışmaların kaynağında hükmetme ve yönetme isteğinin izlerini görürüz.

Elinizdeki kitapta bu isteğin bizim tarihimizdeki yansımalarını okuyacaksınız. Osmanlı`dan Cumhuriyet`e İktidar Oyunu`nda on beşinci yüzyıl günümüze kadar yaşanan iktidar savaşlarının bir dökümünü bulacaksınız.

İktidarı elinde bulunduranlar ile iktidarı ele geçirmeye çalışanlar arasında kanlı savaşlar yaşandı. Çoğu zaman devleti ve siyaseti zaafa uğratmak pahasına ağır bedeller ödendi.
Osmanlı`nın kuruluşundan kısa bir süre sonra başlayıp günümüze kadar devam eden iktidar oyununda rol oynayanlar değişse de mücadele hep devam etti.
Yirminci yüzyılın hemen başında İkinci Abdülhamid`in hal`inden başlayarak çok büyük bedellerin ödendiği iktidar oyunlarına sahne oldu. Koca bir imparatorluk devlet aklına sahip yöneticilerin susturulması sebebiyle, on yıl gibi kısa bir sürede tarih sahnesinden çekildi.

Ve acılarla dolu 27 Mayıs İhtilali… Cumhuriyet tarihimizin son yarım yüzyılını şekillendiren bu ihtilalin izlerini Türkiye bugün hâlâ üzerinden atmaya çalışıyor. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan e-muhtırası 27 Mayıs`ın izlerini taşıyor.
Yakın ve uzak tarihimizde sürekli sahne alan “İktidar Oyunu”nundaki yeni aktörlere ve açılan perdelere her geçen gün yenileri ekleniyor. Ergenekon davasının 27 Mayıs İhtilali`nin açtığı yolda önemli bir kırılma noktası olup olmadığı sorgulanıyor. Ancak millet olarak iktidarı ve muktedir olmayı amaç edinen kişi ve kesimlerin sergilediği yeni oyunları iyi ve doğru okumak elimizde.
Osmanlı`dan Cumhuriyet`e İktidar Oyunu tam bir rehber kitap.

X
Portreler Galerisi KÜLLENEN İZLER – 1
Avni Özgürel
Etkileşim Yayınları

Türkiye’nin yakın tarihinde düşünce, sanat, kültür hayatına damgasını vurmuş kişilerin bir kaçı dışında üzerine atılan nisyan (= unutulmuşluk) perdesinin suçunu sadece genç kuşaklara, onların ilgi ve merak eksikliğine yüklemek haksızlık olur. Evet ilgisiz ve meraksız oldukları da söylenebilir kuşkusuz; ama bu, bizim anlatmak, ilgilerini çekmek konusunda yeterince gayret sarf etmediğimiz gerçeğini ortadan kaldırmaz.

İlgilenen gençlerin internet ortamına veya ansiklopedik eserlere yönlendirilerek baştan savulması. Soru soran gencin küçümser bakışlarla süzülüp sorduğuna-soracağına pişman edilip terslenmesi. Hem de aydın olarak bilinen, tanınanlarca.

Şu gök kubbe altında nice hoş sadâlar bırakan seçkin şahsiyetlerin mektuplarından fotoğraflarına, el yazılı notlarından eşyalarına, kitaplarına ne varsa mezatta alınıp satılması çok acıdır.

Abdülbaki Gölpınarlı, Ahmet Cevdet Paşa, Ali Fuad Başgil, Elmalılı Hamdi Yazır, Erol Güngör, Fethi Gemuhluoğlu, Fethi Okyar, Fuzuli, İsmail Hami Danişmend, Mehmet Akif, Mir Said Sultan Galiyev, Mustafa Suphi, Nihat Sami Banarlı, Niyazi Berkes, Nurettin Topçu, Ömer Lütfü Barkan, Pertev Naili Boratav, Prens Sabahattin, Sabri Ülgener, Seyyid Ahmed Arvasi, Süheyl Ünver, Şerif Muhittin Targan, Şevket Rado, Şevket Süreyya Aydemir, Yahya Kemal Beyatlı.

İşte “Küllenen İzler”, kendi ışığında gününü değil geleceğini aydınlatan kültür ve düşünce adamlarının unutulan, unutturulan, küllenen cevherlerini hatırlatma, zihinlerde ve gönüllerdeki yerlerini yeniden inşâ etme amacıyla iki ciltlik bir çalışma olarak hazırlandı.

“Küllenen İzler”i okurken tanıdığınız, aşina olduğunuz çehrelerle, simalarla ilk kez tanışıyor hissine kapılacaksınız.

X
Portreler Galerisi KÜLLENEN İZLER – 2
Avni Özgürel

İnsan zihninin eseri her davranışın tek bir amacı var: Anlatmak!.. Roman, şiir, öykü yazmak; beste, bilim, resim, heykel, bina yapmak; matematik problemi çözmekten araştırmalar yapmaya aklınıza ne gelirse hepsinin tek bir manası var: Anlatmak..
“Küllenen İzler”in bu ikinci kitabında hayat öyküleri sunulan isimlerin ortak özelliğidir bunlar.
Abdülhak Şinasi Hisar, Aka Gündüz, Ali Ekrem Bolayır, Ali Ulvi, Asaf Haled Çelebi, Bekir Sıtkı Baykal, İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Kaya Bilgegil, Kemal Tahir, Kemalettin Kamu, Mehmet Ali Aybar, Mehmet Çavuşoğlu, Mehmet Halit Bayrı, Mehmet Kaplan, Mimar Kemalettin, Mustafa Akdağ, Mustafa Şekip Tunç, Mümtaz Turhan, Nurettin Artam, Nurullah Ataç, Osman Turan, Osman Zeki Üngör, Sabahattin Ali, Sabahattin Eyüboğlu, Sevim Burak, Süreyya Duru, Şair Nigar Hanım…

Bu isimlerin hepsi işte o anlatmaya çalışanlardandır. Kendilerini çevreleyen kalabalıktan farkları, sadece anlatmış olmaları değil, neyi ve nasıl anlattıklarıdır da. Dili kullanıştaki ustalıklarında ya da anlattıklarıyla uyandırdıkları etkide bunu görebiliriz.
Belleğimizin yüzük taşı kıymetindeki isimlerden bazılarını okuyacağınız bu ikinci ciltte henüz tanımadığınız simalarla tanışacak, tanıdıklarınızı da ilk tanışma heyecanıyla okuyacaksınız. Her ismi tanırken sanki onun yakınında bulunmuş, mahremiyetlerine nüfuz etmiş, dost ve arkadaş olmuş hissini duyacaksınız.

Ve en önemlisi vefa ve minnet borcunun edası olarak kaleme alınan iki kitaplık “Küllenen İzler”i okurken kendi içinizdeki küllerin de savrulduğunu göreceksiniz.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP