Kompleman sistem , Komplement sistemi veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal bir kaskaddır. Bağışıklık sisteminin bir canlının yaşamı süresindeki gidişlerle değişmeyen ve uyum sağlamayan doğuştan gelen bağışıklık sistemine ait geniş kısımlarıdır. Bununla beraber edinilmiş bağışıklık sistemiyle birlikte işleme konulup, eyleme geçirilebilir.
Kompleman sistem, normalde zimogenler diye bilinen dolaşan kanda inaktif olan bulunan proteinlerinin küçük miktarını içerir. Bazı tetikleyiciler tarafından uyarıldığında, sistemdeki proteazlar özgül proteinlere sitokinleri salmak üzere ayrılırlar ve daha ileri ayrılmaları yükseltecek kaskadları başlatırlar. Bu kaskadın aktivasyonun sonucu, hücre-öldürücü yüzey saldırı kompleksinin etkinleştirilmesi ve yanıtının oldukça yükseltilmesidir. Serum proteinleri, serozal proteinler ve hücre yüzeyi proteinlerini kapsayan 20’nin üzerinde protein ve protein parçaları kompleman sistemini düzenler. Bu proteinler ana olarak karaciğer tarafından sentezlenirler ve kan serumunun globulin yüzdesinde %5’lik bir orana sahiplerdir.
Üç biyokimyasal yol kompleman sistemini etkinleştirir:
19. yüzyılın sonlarına doğru, kan serumunun bakterileri öldürebilme yeteneğinde bir faktörünün ya da presibinin olduğu bulundu. 1896’da genç bir Belçika’lı bilimadamı Jules Bordet Paris Pasteur Enstitüsünde bu prensibin iki bileşende analiz edildiğini yayımladı: bir sıcaklığı-sabit ve bir sıcaklığı-değişken bileşen. (Sıcaklığı-değişken, serum ısıtıldığındaa etkinliğin kaybeden demek.)
Sıcaklığı-sabit bileşen bağışıklık karşıtı özgül mikroorganizmalara sunulmuş bulunurken, sıcaklığı-değişken bileşen bütün normal serumca sunulan özgül-olmayan antimikrobiyal aktiviteden sorumlu bulundu. Sıcaklığı-değişken bileşen bizim şu an bahsettiğimiz kompleman yani “tamamlayıcı”ydı.
Kompleman (tamamlayıcı) terimi, Paul Ehrlich tarafından 1890’ların sonlarına doğru onun büyük bağışıklık sistemini teorisinin parçaları olarak ortaya çıktı. Bu teoriye göre, bağışıklık sistemi hücreleri yüzeylerinde antijenleri tanıyan özel reseptörler (almaçlar) taşımaktaydı. Antijenle bağışıklama sırasında bu reseptörlerin çoğu şekillenir ve dolaşan kana dökülürlerdi. Günümüzde “antikor”lar olarak isimlendirdiğimiz bu reseptörler Ehrlich tarafından bağlama kapasitelerinin her ikisini de (özgül antijeni tanır ve bağlanırlar, fakat ayrıca taze serumdaki sıcaklığı-değişken olan antimikrobiyal bileşene de bağlanırlar) vurgulamak için “amboseptörler” olarak adlandırılmıştı. Bu yüzden Ehrlich bu sıcaklığı-değişken bileşeni kompleman (tamamlayıcı) olarak nitelendirdi, çünkü bu; bağışıklık sisteminin hücreleri “tamamlayan”, kanda bulunan bir şeydi.
Bordet tamamlayıcının sadece bir tipi olduğuna inanırken, Ehrlich her antijene-özgü amboseptörün kendine özgül tamamlayıcısı olduğuna inandı.
Bu tezatlık, 20. yüzyılın başlarında, komplemanın özgül antikorlarla kombinasyonlarda ya da özgül-olmayan yollarda rol oynayabileceğinin anlaşılmasıyla çözüldü.
Batı dillerinde kompleman sözcüğü tamamlayıcı anlamına geldiğinden, bu biyolojik sistemin adı da Türkçeye “kompleman sistemi” olarak girmiştir.