Bir zamanlar, şirin bir evde, içi para dolu küçük bir kumbara varmış. İçindeki paralara mı güveniyormuş yoksa evin en yüksek yerinde oturmasından mı bilinmez. Bu kumbara pek kendini beğenirmiş. Karnındaki paralarla her şeyi alabileceğini düşünerek kendini mutlu ediyormuş. Bazen çocuklar kumbaranın bulunduğu odada oyun oynarlarmış, kumbarayı davet ettikleri halde kumbara onlara katılmazmış.
Bir gün, kumbaranın bulunduğu dolabın ayağı çürümüş ve kumbara olduğu gibi yere düşmüş. Bumm diye bir ses çıktıktan sonra bütün paracıklar etrafa saçılmış. Zavallı kumbaracığın karnı patlamış ve hiç parası kalmamış. Ev sahibi de artık kumbaranın bir işe yaramayacağını düşünerek parçalarını toplayıp çöpe atmış. Sonra gidip yeni bir kumbara almışlar. Bu arada ev sahibinin Kumbara da NAR şeklindeymiş. Umarız bu kumbaranın da başına böyle bir talihsiz olaylar gelmez.
Öğüt: Her şey bir gün başladığı gibi bitecektir. Onun için hiçbir şeyin sürekli olacağını düşünmemeliyiz.