ORHAN AFACAN ŞİİRLERİ
Bazen yolum düşer, gider gelirim
Dört gözle beklerler beni bilirim.
Ahiret şehrinde yakınlarım var.
Bazen yolum cenaze için uğrar
Bu günde bu şehre bir konuk verdik.
Hasırlı, tahtalı bir çeyiz derdik.
Beyaz üniformasıyla kundaklı
Yüzü, gözü bedeni bizden saklı.
İslam’ca kabir ya çukur, ya bahçe
Ortak dilmiş orda her dil, her Lehçe.
Parselleri boya göre dağıtılmış.
‘Sığamam denmemiş’’ rahat sığılmış
Hane tek kişilik, bitişik nizam.
Asılardır değişmez ayni intizam.
Yeşile, gül serpilmiş bir şehir içi.
Dünyaya örnek olacak ‘’çevreci.’’
Mermerler az değil çok abartılmış
Yetmemiş üste, resim kabartılmış
Gizlenmiş şehrin nüfusu, rakımı
İstenmiyor demek, konuk akımı.
Girişte kısa, öz ayet yazılı
Ölüm tadacak her nefs velhasılı-
Mealen yazılmış girişe ayet—
Hayatı, ölümü anlatır pek net.
Meal bu şehrin konumuna özgü.
Meal şehre giriş sunumu özgü.
Meal kime,niye böyle dokunsun..
Dünyada herkesçe sık, sık okunsun.
Ne zülüm yapılır, nede haksızlık.
Kulu canavar yapar imansızlık
Girişteki dua yerini bulsun-
Dilerim ‘’Cennet mekânları olsun.
Meal üzerinden olan polemik,
Ahmaklık, cahillik hemde komik.
*****
Omuzlarda verilir elden ele
Götürülüyor son adrese acele
Hani o bizimle canandı, candı,
Ne yaptı ki size böyle harcandı..
Bir tür telepati yapılan telkin.
Annesiyle ismi söylenir ilkin.
Fark etmez cinsiyet, zengin ve fakir.
Hep ayni soruyor münkirle, nekir
Bu ara aklıma geldi bir anı
İlgilendirmekte sizi bir yanı.
Gecende evimde telkindi konu-
Kız Torunumda dinliyordu onu.
Rabbin kim, dinin ne, Peygamberin kim.
Ben daha sözümü yarım etmedim
Çekmiş torunumun çok ilgisini
Göstermek için bize bilgisini.;
Sevinç içinde ortaya atıldı
‘’Rabbim Allah’’ deyip söze katıldı.
‘’Resulüm Muhammed, dinimde İslam
Kitabım Kur’andır’’ dedi, cevap tam.
****
Ayaklar baş, başlar ayakucunda
Eşitlik böyle, bu yer kanununda.
–
Yok, olmak değil ki asla ölüm.
Bir Şeb-i arustur ihlâsla ölüm.
Ahiret şehrinde davul çalınmaz
Kabirler görülür, ibret alınmaz
***
Çatı diye biraz toprak yığılmış.
Daracık, kısacık yere sığılmış-
Tek kişi içindir her bir hanesi
Ne kapısı vardır, ne penceresi.-24.10.14
****
Yapılar tek tiptir, boyalar tek renk.
Kurallara uyum var hem ahenk. Ne —24.10-114
Ahiret şehrinde polis bulunmaz
Ne ihtiras, ne hırs, ne his bulunmaz.
***
Son bineğimiz ağaçtan tabut
Son giyeceğimiz üç beş kuruşlu çaput.
Düşünün ki yerinde biz olsak
Olmadan önce bundan ibret alsak.
Elle tutar, gözle görürüz hani.
Dünya ölümlü, varlıklar fani.
Tabuttaki bilsem ah ne ediyor.
Ahiret şehrine mecbur gidiyor.
**
Uhut şehitliği, Cennetül baki
Cennetül Mualla Ahiret şehri.
Üçünüde görsen çöl sanırsın.
Gölgelenmek için kökçük aranırsın
Başında dikili taştan bir parça
Bilinmez kimliği gizli açıkça
Benzetirsiniz kimsesiz gaibe..
Peygamber eşi,halife,sahabe..
Birçoğu cennetle müjdelenmiştir.
Bir kaçı içinde ayet inmiştir.
Mermer yapıyı kafesi bırakın
Düz tarla sanırsın bilmeden bakın.
***
Mermere yapılan o lüks harcama
Bir hayra yapılsa ne güzel ama.
**
Girişe yazılmamış hoş geldiniz.
Çıkışta yok güle, güle gidiniz.
Doğaldır aramızdaki ilişki
Bizden kaynaklı sanılan çelişki..