ŞEREF IŞIK
Diğer partilerin kongrelerinden sonra da buna benzer başlık kullanmıştım; onun için değiştirmedim.
Yalnız CHP kongresine sondan başlayayım isterseniz.
Kongre salonundan ayrıldıktan sonra yılların sosyal demokratı, Mustafa Azgın döneminde belediye encümen üyesi ve emekli öğretmen Ali Kızıltepe’ye sordum.
-Hocam CHP kongresini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir şey sorulduğunda Ali Hoca pat diye hemen cevap vermez. Yine bir baktı, düşündü, yutkundu ve şöyle dedi.
-Tepesi delik eyne, kendin çal kendin oyna.
Başka bir şey söylemedi.
Bizden de yorum yok!
***
Neyse biz tekrar başa dönelim.
Kongre salonuna doğru yalnız giderken, arkamdan CHP’li bir arkadaşım geldi. Selamlaştık, tokalaştık. Eğitimli kültürlü bir genç. Sordum:
-Yönetimde var mısın?
-Hayır sade bir üyeyim, delege dahi değilim, dedi.
Turunç düğün salonunun bulunduğu sokağa döndük, sokak boydan boya parti bayrakları ve Kılıçdaroğlu resimleri ile süslenmiş, davullar çalıyor, salona dönecek yerde 15-20 kişilik bir topluluk var.
Salondan tarafa döndük. Bilen bilirde bilmeyenler için tarif edeyim. 50-60 metre uzunluğunda 4-5 metre genişlikte dar çıkmaz bir sokak. Her iki tarafta boydan boya binalar var. Karşılıklı olarak her iki duvar diplerine sandalyeler dizilmiş. Girişe yakın bir yerde masa var. Burada delege yoklamaları yapılıyor. Biz de geçtik salon giriş kapısına yakın bir yere oturduk. Bir ara baktım salonda az sayıda insan vardı; ama dışarısı kalabalıktı.
Çoğu oturan o kalabalığı şöyle bir süzdüm. Eğer ilçe başkanını tanımasam, bir de yanımdaki arkadaş olmasa, kongreye gelen en genç insan benim diyeceğim. Ben elli beş yaşındayım. Gerisini siz hesap edin.
Şöyle bir düşündüm.
Eğer CHP her yerde bu yaşta ise bir seçimlik ömrü kalmış.
Neyse, beklenen misafirler geldi. Salona giriş hızlandı. Bende ayağa kalktım, yanımdaki arkadaşa dönerek;
-Hadi girelim de oturacak bir yer bulalım.
-Hayır ben girmiyorum, dedi.
-Neden? Diye sorunca;
-Baksana! Hep belli bir yörenin insanları. Bu partiden bir poh olmaz, ben gidiyorum, dedi.
Anlaşılan kendi yöresinin CHP’lilerini görememişti orada.
İyi ki bizim yörenin CHP’lilerinden vardı da ben gariplik çekmedim.
Kimler mi vardı? Bir sayayım.
Emekli öğretmen Ali Kızıltepe, emekli öğretmen Hüseyin Sarıtaş, emekli öğretmen Mehmet Kızıltepe, müteahhit Mustafa Demir, Şeref Ataş, Mustafa Başer, Mehmet Avcı, Mehmet Altınsoy, Ahmet Akkurt, muhtar Mehmet Yavuz ve Kazım Duru.
Salon CHP bayrakları ve Kılıçdaroğlu resimleri ile süslenmişti. Hınca hınç olmasa da salon doluydu. Azımsanmayacak sayıda kadın katılımcı vardı. Küçük çocuklarıyla gelmişlerdi. Bazen çocuk ağıtları karıştı konuşmacıların seslerine. 10-15 tane gençlik grubu geldi sonradan. Sanki ısmarlama gibi bir müddet durup kayboldular.
Kongrede konuşmalar uzadıkça erkeklerin yoğun olduğu masalar bir bir boşaldı. Kadınlar sanki yevmiyeci gibi salonu terk etmediler.
Saygı duruşunda çift dikiş yaptık. İki saygı duruşu ile başladık kongreye. Divan başkanı ile sesçiler birbirine çok yakın olduklarından uyum sağlayamadılar!
Salon, kongre için uygun değildi. Kongre havası değil de düğün dizilişi vardı. Ses düzeni hep sorunluydu. Salondan uğultu eksik olmadı. AKP ve MHP kongrelerindeki hatiplere saygı yoktu burada.
Kongrede demokratlıklarını vurgulamak adına konuşmasını bilene de bilmeyene de söz verdiler. Bunlardan sadece CHP Ankara Milletvekili Kozanlı Levent Gök heyecanlı, coşkulu bir konuşma yaptı. Ertan Karaoğlu kapsamlı bir konuşma metni hazırlamış okudu. Biraz daha sakin ve heyecanlı okusa güzel olacaktı. Kuddusi Çalatlı kısa ve öz, kendi mesajını verdi tepkiye rağmen. Derya Deniz kerhen bir konuşma yaptı haklı olarak. Divan başkanı, ilçe başkanı da dahil diğer konuşmacılar vasatın altındaydı. Ben saat on iki olmadan salondan ayrıldım. Çünkü salonun yarıdan çoğu boşalmıştı zaten.
Ismarlama delegeler ve sipariş yönetim kalmıştı salonda.
Başkan adayı tek olsun tamam da yönetim çarşaf liste olamaz mıydı?
Ali Kızıltepe’de bunu demek istemişti sanırım.
“Tepesi delik eyne, kendin çal kendin oyna” demekle.
Sonra listeye baktım, ülkücü kardeşlerim delege listesinde.
Babasının yetmiş yıllık CHP üye kimlik kartını özenle saklayan sevgili hemşerim yedeklerde bile yok.
2014’de Kozan Belediyesini istiyorlar!
Aklıma Gül Ahmet Yiğit’in türküsü geldi…
……
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.