OKTAY EROL
Bir süreden beri gerek İYİP’in Genel Başkanı’ndan milletvekillerine, gerekse sosyal medyada yapılan paylaşımlarda CHP’yi yerden yere vurmayı sürdürüyorlar! Yalnız İYP’liler değil, diğer “benzemezlerden” de benzer suçlayıcı söylemler geliyor!
Biri “istediğim onbeş vekil en büyük yanılgım” diyor, biri “yakınlarıma bile CHP’ye oy verdiremem” diyor, biri “milletvekili sayımız anamızın ak sütü gibi helal” diyor, biri “CHP’nin aldığı yüzde yirmibeş oyun yedisi kendinin değil” diyor! Bununla bitse; bitmiyor! “Benzemezlerin” her biri, buldukları her fırsatta, seçim öncesinde yapılan “birlikteliğe” ateş püskürttüğü gibi, “MHP AKP ile birlikte olabiliyorsa, biz neden olmayalım” demelere dek gidiyor!
***
Bu “millet ittifakı” denen birlikteliği; salt “amaç birliği” denerek, demokrasinin güçlendirilmesi için bir erek olacağı yaygın biçimde konuşulduğu için benimseyenlerdenim! Yoksa, bir partinin, özellikle de CHP’nin “ödün veren” olarak gerçekleşmesi, CHP’den çok, oyları yüzde “sıfır bilmem kaç” olan partilerin “koşullar” öne sürmesi, daha “işin başında” bunların yaşanacağının ayak seslerini veriyordu aslında! Ayrıca “iktidar” partisinin içinde uzun yıllar kalıp, gerçekleşen “icraatların” birçoğuna destek verenlerin de “millet ittifakı” içinde yer bulması CHP’deki “utangaçlığın” en açık kanıtıydı!
Bir partiye “onbeş ödünç vekil” vererek seçmende “yer” edindirmişsin ki; cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde “yanında” olmaları/ kazanmak için uğraş vermeleri gerekirken, daha işin başında alandan uzaklaştıkları gibi “müslüman olmayan Türk olamaz” diyenden genel başkana dek herkes “kazanacak aday değil” söylemini yaymak için ne demediler ki? Bir bildikleri olmalıydı; ama ne?
***
“Millet ittifakı” bileşenlerinin CHP dışında herkes bir şeyler söylerken, bir CHP içinde bir/ iki isim dışınsa ne konuşan oldu, ne ısrarla gündemde tutan, ne de medyanın önüne her çıktıklarında farklı biçimlerini dillendiren… Neden konuşulmuyor, neden yanıt verilme gereği duyulmuyor, neden parti tabanının yüzü güldürülmüyor, neden; anlamıyorum dersem doğrudur aslında!
Örneğin İYİP’in nasıl bir durumda kapısını çaldığını, kendinden neler istediğini, istediğini alamazsa neler yapacağını neden anlatmazlar ki? Ya da şu “iktidar” partisinden kopup gelen partiler… Seçimin birkaç ay öncesine değin “kendi listelerinden” seçime gideceklerini söylememişler miydi, güçlü oldukları bölgelerin olduğunu söylemiyorlar mıydı? Neden “dönüp” CHP listelerinden girdiler, sonra da “sayı/ liste sıralaması” yarışına girdiler; bunlar neden konuşulmuyor ki? Bunlar komplo olmasın!
Ahmet Davutoğlu, İYİP’e “bu sağ seçmen CHP’ye oy vermez, beraber olalım” demiş! Bunları söylemişte, peki “CHP neymiş, hayınmıymış, ulusun değerlerini mi satmış, tarihsel bir anlamı olan türbeyi korkudan mı sökmüş, dar gelirliyi açlığa mı sürüklemiş”; ne yapmış?
***
Kılıçdaroğlu’na neden kızıyorsun diyorlar ya; işte bunlar için, yerinde/ zamanında duruş göstermediği için, CHP’nin “benzemezlere” benzetilmesine izin verdiğin için, “İYİP, CHP’ye stepne olsun diye kurulmamıştır” diyenlere yanıt vermediği için, bir de “beşli çete” denildiğinde bazı gözlerin öne düşmesinin “nedenini” halka açıklamadığın için… İşte bunlar için CHP’nin baştan/ tırnağa yenilenmesi gerek!