İBRAHİM FAİK BAYAV
Tevbe Suresi'nin önceki ayetinde bir ülkeyi cennet oluşturan vasıflar ve davranışlar konu edilmişti. Yönetim kademesindekilerden alt kat vatandaşlara kadar sorumluluklar belirlense ve uygulamaya konsa da ŞEYTAN adı verilebilecek oluşumla karşılaşmamak mümkün olmuyor.
Tevbe Suresi'nin 113'ncü ayetinde, 'emin' اَمينُ vasıflı yöneticilere ve 'müminمُؤمينُ vasfı almış vatandaşlara biraz daha değişik uyarı yapılıyor. Ayet şu:
''Ma kane li en-nebiyyi ve ellezine amenü en yestağfiru lil-müşrikine ve lev kanü üli kurba min badi ma tebeyyene lehüm ennehüm ashabü'l-cehim''.
Hamdi Yazır'ın belirttiğine göre, geçmişteki alimler bu ayetin kim için geldiği ve niçin geldiği hakkında değişik anlamlar çıkarmışlar. Onların anladıkları onlarda kalsın. Biz, burada, ayetin sözcüklerini irdeleyip, günümüzle ilgisini bulmaya çalışacağız.
Ayette 'en yestağfiru' اَنْ يَسْتَغْفِروا kelimesi geçtiğine göre, Anlaşılan şu: Toplum sıkıntılı ve berbat yaşamdın çıkmıştır ya da çıkmaya hazırlanıyordur. Normal düzene geçilmiştir ya da geçiliyordur. Lakin birileri mutlu değildir. Bir şekilde kargaşa oluşmasını istemiş ve planlar yapmıştır. Kargaşa çıkmasıyla öldürme ve yaralama olayları meydana gelecektir. 'Emin' vasıflı yönetim, kargaşayı önledikten sonra failler toplanır. Onlar için gereken cezai hüküm belirlenecektir. Fakat, faillerin mümin olmuş yakınları ve sevenleri, acıma duygusuyla, onların af edilmelerini arzularlar.
Ayetin ''
Ellezine amenü en yestağfiru'' kelimesi, o zamanda mümin kimselerin, yakınları için af istediklerini belirtiyor. Hz. Muhammed'in bizzat kendisi bile, böyle bir arzuda bulunmuş. Yönetici konumundaki Hz. Muhammed'deki bu arzu
''Ma kane li en-nebiyyi'' uyarısıyla ret edilmiş. Sebebi; affı istenen kimselerin ''ashabü'l-cehim'' grubunda olmaları.
Net olarak anlaşılan şu: Müşrik kişiler tevbe ettiklerinde af edilebilirse de ashabü'l-cehim' mensuplarının tevbesi geçersizdir; af edilemezler.
Soru: Ashabü'l-cehim اَصْحابُ الْجَحيمِ nedir?
Tüm meal ve tefsirler, ayetteki 'ashabü'l-cehim' kelimesini cehennem ehli şeklinde Türkçeye çevirmişler. Ayette işaret edilenler, cehenneme sürülüp cehennem ehlinden olmuşlardır mutlaka. Ama 'cehim' sözcüğünün Türkçe karşılığı cehennem değil.
'Cehim' terimini, Arapça Türkçe lügat, 'ateş' unsuruyla ilgili bir şey olduğunu gösteriyor.
'Cehame' جَ حَ مَ fiili, ateş yakma hareketiymiş...
'Cehıme' جَ حِ مَ fiili, yakılan ve oluşturulan ateşin, kendini büyütmesi imiş. Demek ki, 'ashabü'l-cehim' kelimesi içinde, bir ateş var, bir de ateşi oluşturan var.
Tevbe Suresi'nin 113'ün ayeti, sosyal, hukuki ve adli konu içerdiğinden, 'ashabü'l-cehim' kelimesi, fitne çıkaranlar; fitne ateşi oluşturanlar anlamında mecaz oluyor. Oluşturulan fitne ateşinin yayılmasıyla, ölümler ve katliamlar meydana geliyor. Arapça Türkçe lügatte belirtildiğine göre, muharebenin ya da savaşın en kesif yerine 'EL-CAHİM'' اَلْ جاحِمُ deniyormuş. (Mevlüt Sarı)
Cehim sözcüğünün ne demek olduğu anlaşıldıysa günümüze gelelim:
Türkiye, 2016 yılında, ''15 Temmuz'' adıyla bilinen uğursuz bir olay yaşadı. Türk Ordusu içinde yetişen ama zihinleri şeytan üflemesiyle iğfal edilen ünüformalı birileri, ülkenin savunma silahlarını kullanıp isyana yeltendi. İsyan bastırıldı. İsyancılardan, isyancılığa yakınlığı olanlardan, ya da gönlü onlardan yana olan on bine yakın kişi tutuklandı; hapishanelere dolduruldu. Tahribatın tüm Türkiye'de büyük olduğu, üçyüzden fazla kişinin öldüğü, sakat kalanlar olduğu anlaşıldı.
Hapishaneye doldurulanların arasında isyan etmekten, isyancılara taraftarlıktan pişman olanlar, tevbe edenler, yönetimden af bekleyenler mutlkaka vardır. İçlerinde iktidara yakınlığı bilinen 'ashabü'l-cehim' mensubu olanlar da vardır. Yani, gizli mahfilde fitne çıkarma planı yapan kimseler...
Yedi yıl sonrasında bugün, yönetimdekilerin, tevbe etmiş ya da tevbe etmeye hazır isyancıları af edebileceği söylentileri vatandaşların kulağına kadar geliyor. Olabilir... Müslümanların Kutsal Kitabı Kur'an içinde bunun örneği gösterilmiş. O zamanda affı mümkün olanlara da affı ret edilenlere de 'müşrikler' مُشْرِكينَ deniyormuş. Bu zamanda, 'ashabü'l-cehim' grubundan olanlar ve onlardan yana olanlar, değişik ama hoş bir isimle anılıyor olabilirler. Günümüzdeki, fitne ateşi yakanlar anlamındaki 'ashaü'l-cehim' mensupları, ayetin ışığında kalınmak isteniyorsa, yönetimdekilere yakınlığı var diye af edilemezler.
Yönetimdekiler, doğru uygulama ile tüm millete karşı 'eminlik' vasfını almak zorundadırlar. Çünkü, yönetimdekilerin eminliğinin olmadığı durumda ashabü'l-cehim mensupları, cahimi oluşturmaktan geri durmazlar.