ZAHİDE UÇAR
AHMET TÜRK VE ARKA BAHÇELİ
Bahçeli Başkanlık yanıltmasıyla, tek adam rejimini Türkiye’nin gündemine soktu. Yani; Türkleri, Türkiyeli, azınlık kompleksi içinde kıvranan, rejimle kan davalı olanlara sattı.
Bu durum Bahçeli’nin ilk tuzağı değildir. Bahçeli bunu hep yapıyor. Musluk reklamı gibi;
“Açıyor-kapatıyorum. Ben bunu her zaman yapıyorum.” Markası: ARKABAHÇELİ.
Hatırlayalım!!.
Cumhurbaşkanını halk seçecek. AKP’nin adayı Erdoğan… CHP ve MHP seçmeni partilerine “ortak hareket edin” diye baskı yapıyor. Arka Bahçeli, bu çağrıya güya kulak verdi. Hemen İngiliz Gül’ü Abdullah’ın yanına köşke çıktı. Köşkten döndü. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı, Erdoğan hayranı Ekmeleddin’i ortak Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etti. Kılıçdaroğlu ve ekibi tuzağa mı düştü, yoksa onlar da bu oyunun içinde mi bilmiyorum.
Ekmeleddin Gül gibi Exeter ajan okulu mezunudur. İngiliz tezgahından geçmiş bir isim. Bu isme CHP seçmeninin önemli bir kısmının oy vermeyeceği çok açıktı. Ekmeleddin’in aday yapılması demek, Erdoğan’ın kazanmasına terstan destek vermekti.
Bahçeli Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı yaptı. Şimdi de tek adam yapmak için uğraşıyor. Ve şunu demek istiyor:
“550 vekil bir Erdoğan etmediğine göre, Erdoğan tek başına ülkeyi yönetsin.”
Erdoğan hastalandığında da telaşlanmış, “Erdoğan’a bir şey olursa kaos olur” demişti. Bir muhalefet partisi başkanı düşünün ki, ülke yönetmeye talip değil. Bir parti başkanı düşünün ki, iktidar partisinin genel başkanına bir şey olursa diye korkuyor.
Destek karşılığında Arka Bahçeli’ye rüşvet olarak bazı sözler verildiği söyleniyor. Güleyim derken bağırsaklarım da gülüyor.
Cumhurbaşkanı adayı yapılma sözüne karşılık, Baykal’ın Erdoğan’ın önünü açtığı söylenmişti. Sonra ne olduğunu biliyoruz.
Bunlar köprüyü geçene kadar herkese DAYI der. “Amaca ulaşmak için papaz elbisesi bile giyerim” diyenlerden bahsediyorum.
Bahçeli 57. Hükümet döneminde koalisyon partisi DSP’de istifalar yaşandığında birinci parti durumuna geldi ama inatla başbakan olmadı. Sonra ne oldu. Ülkeyi seçime götürdü. Partisi meclis dışı kaldı.
Şimdi gene aynı süreç yaşanıyor. Bahçeli MHP’yi tasfiye ediyor. Oysa AKP’nin tek rakibi MHP idi. Bahçeli milli bir duruş sergilese, doğru düzgün bir muhalefet yapsaydı, birinci parti durumuna gelebilirdi. Bahçeli bu gerçekten özellikle kaçındı.
Neden olabilir sizce???
Benim bir fikrim var.
Yenidünya düzeni hesabı yapan küresel güçler, yeni dünya düzeni için ulus devlet istemiyor. Milli bir devlet istemiyor. Ne istiyor? Mikro milliyetçilik üzerinden ülkeleri parçalayıp, şehir devletçikler kurmak istiyor. Türkiye’den Türk adını silmek istiyor.
Bahçeli Yenidünya Düzeni hesabı yapanların politikaları ile hiç zıtlaşmadı.
Ekmeleddin küresel güçlerin Müslüman coğrafyaya soktuğu bir Truva atıdır.
Gül aynı küresel güçlerin eğitiminden geçmiş bir kişidir.
Bahçeli Gül’ü ziyaret ettikten sonra Ekmeleddin adını söylemiştir.
BAHÇELİ Türk Milletine tuzak kuran bir isim haline gelmiştir.
Kim ve kimler adına???
ARKA BAHÇELİ VE AHMET TÜRK
Sağlık sorunları nedeniyle tutuksuz yargılanma kararı alınan Mardin eski Belediye başkanı Ahmet Türk, tutuksuz yargılanmasını gündeme getiren Bahçeli’ye teşekkür etti. Türk,”Kendisine teşekkür ve ziyaret etmek istiyorum” dedi. (Yeniçağ Gazetesi)
Ben bu haberden sonra, Hergelekon yargısını düşündüm. İntihara sürüklenenleri, içeride öldürülenleri, kanser olduğu halde tedavilerine bile izin verilmeyenleri. İçim acıdı.
AKP İLE ortaklar birbirine düşünce, birbirlerini satmaya, sonra asmaya başladı. Tek tek itiraflar geldi. Ergenekon ve türevi davaların, FETÖ tezgahı olduğunu ilk ağızdan açıkladılar. Müebbet yiyenler çıkarılmaya başlandı. Ve o süreçte bile ARKABAHÇELİ ne demişti?
“Darbeciler Ordudan ayıklansın” demişti değil mi?
Bu söz karşısında MHP’den vekil olan Engin Alan bir daha aday olmadı. Engin Alan’ın kızı tepki gösterdi.
Neymiş? Bahçeli’nin arka bahçesinde başka aşlar pişiriliyor, başka kumpaslar kuruluyormuş.
Sahi, Bahçeli’ye Arka Bahçeli diye yazalı kaç yıl oldu? O yazımı hatırlayan var mı?
Bahçeli’nin arka bahçesinde hangi istihbarat örgütlerinin kampı var acaba diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
Ve diyoruz ki;
O arka bahçe mutlaka deşifre edilmelidir.
Zahide UÇAR