İBRAHİM FAİK BAYAV
Enam Suresi 14: Veli Kimdir? Hukuktan Anlamayan Yönetici Veli Olamaz
Enam Suresi'nin ondördüncü ayetin ilk kelimesi şu:
''Kul e ğayrallahi ettehızü veliyyen fatıri's-semavati ve'l-arzi''. Yani, Hz. Muhammed'e, Allah'tan gayrını veli mi edineyim, de. emri verilmiş. Ayetin geliş sebebi şu: Mekke toplumunun 'veli' edindiği biri veya birileri var. Mekke toplumu Hz. Muhammed'in de onları veli edinmesini istiyor. Hz. Muhammed ayet ifadesi ile bunu ret ediyor. Allah'ın veli edinmesinin sebebi, Semavatı ve arzı Allah'ın ortaya çıkarmış, yaşanılan hale getirmiş olmasıdır.
Ondördüncü ayetn son kelimesi ise şu:
''La tekünenne min el-müşrikine''. Yani, Allah Hz. Muhammed'e ''sakın müşriklerden yana olma'' emrini veriyor. Bu ifade, Mekke ağalarının hakim olduğu toplumda yaşamanın çok zor olduğunu belirtmiş oluyor.
Ayetin bu iki kelimesi ile arasındaki diğer kelimeleri irdeleyeceğiz.
Veli: وَلِيَّا Bu terim, sözü ve tavsiyesi dinlenecek olan gücü tanımlar.
Mekke'de, rezil edilmiş topluma sözünü dinleten bir otorite var. Bunlar Mekke ağalarıdır. Toplum sefil olurken otorite mensupları semiriyor ve zenginleşiyor. Hz. Muhammed otorite mensuplarının bozuk düzenini kabul edemeyen birisidir. Ayetle gelen emirler onu o düzenden uzak tutar. Konuşması gerektiğinde ''Veli; sadece Allah'tır'' der.
Allah
''Fatıri's-semavati ve'l-arz...'' dır.
Ayetin bu kelimesini, tüm mealciler ve tefsirciler ''gökleri ve yeri yoktan yaratan, var eden'' şeklinde Türkçeye çevrilmişler. 'Fatır' sıfatı, yoktan var etme anlamındaki 'Halık' sıfatıyla aynı değildir.
'Fatır'; فاطِرِ var edileni ya da var edilecek olanı açığa çıkartan, demektir. Toprağa atılan tohum patlayınca toprak üstüne çıkartılır. Dişi hayvana salınan döl, yeni bir canlıya dönüştürülür ve doğurulur. Olay, 'fatır' olan zatın koyduğu kanun çerçevesinde gerçekleşir. Ortaya çıkartılan şeyler yaşamın devamını sağlayan rızık olurlar.
''Ve hüve yut'ımü ve la yut'amü...''. Yani, Allah, yedirir, doyurur, besler. Lakin, yemeye, içmeye gerek duymaz. Anlaşılıyor ki, Allah'ın VELİ edinilmesi, müşriklerin 'veli' edindiklerine hiç benzemiyor. Allah'ın koyduğu kanun olmasa, hiç bir canlının rızık edinmesi, beslenmesi ve yaşaması mümkün olmaz.
Hz. Muhammed'den ''Kul'' emriyle muarızlarına vermesi istenen diğer karşıkık şu:
''İnni ümirtü en küne evvele men esleme''. Yani, bana, islam hareketini başlatanların ilki olmam emredildi. Bu emir yerine getirildikçe Hz. Muhammed'e inananların içinde İSLAM hareketini devam ettirenler ortaya ıkacaktır.
Soru: Hz. Muhammed'in başlattığı İslam hareketinin... yeme, içme, beslenmeyle ve semavatta ve arzda olanlarla ilgisi ne?
Cevap: Sosyal düzenin kurulması, hukuk kurallarının işletilmesidir. Bireylerin özgür irade kazanmasıdır.
Mekke ileri gelenlerinde 'hukuk' diye bir tanımlama yok. Her hak, serveti ve silahı elinde tutan ağalara ait. Toplum bireyleri, yaşamak için onlara 'abd' olmak zorundalar. Hz. Muhammed, ''Ben İslam olanların ilkiyim'' derken, özgür irade ve hukuk kuralının ilk uygulayıcısı olacağını deklare etmiş oluyor.
''Sakın müşriklerden yana olma'' uyarısının sebebi de, 15'nci ve 16'ncı ayetlerde beliritiliyor:
a) BÜYÜK GÜN AZABI'nın gelecek olmasıdır bu. (Toplumun ileri gelenleri ya da ülke yönetenler, kanun ve kural dışında iseler, belanın zeminini oluşturmuşlardır)
b) İslamlığı kabul etmeyip, kural dışında icra edenlerin... ya da biz ne dersek o olacak diyenlerin... zamanı geldiğinde kurtuluşlarının olmayacağıdır.
İbrahim Faik Bayav
(10.02.2025 09:10)