İçinden KİTAP Geçen Sözler

SELMA ERDAL
İçinden KİTAP Geçen Sözler
Kitapsız bir benlik; benzinsiz bir araç gibidir. Benzinsiz bir araç nasıl ki trafiğe çıkamaz. Donanımsız beyin de gerçek bilgiye ulaşamaz. Yine de her şeyi bildiğini sanıp da... Ancak gönlüne oyuncak arayışıyla ona, buna bulaşır. Ve o kitapsızlar... Geçmişini bilmeyen, bugününü yorumlayamayan, yarınını öngöremeyen dogmatik beyin(siz)ler; ülkeyi bataklıklara çekmeye çalışanlara bilinçsizce destek verir. Verir de… Bir de ne yaptığının, kimin değirmenine su taşıdığının ayırdına varmaktan aciz; “sözde” demokrasi değer yargıları adına ülkesini, ulusunu savunanlara hayasızca saldırır o kitapsızlar, kitaplara değer vermeyen, kitapların aydınlığından korkanlar... Kitaplardan söz açmışken; yemek tarifi verir gibi; yaşam tarifi veren kitaplara ne demeli ? Yaşadığımız şu risk toplumunda, belirsizlikler, rastlantılar, kendi denetimimiz dışında oluşan, ortaya çıkan olaylar nedeniyle bilinmezler arasında yaptığımız yolculukta ne derece yararlı olabilecek bu kitaplar ya da sayfalarında yer alan ahkamlar ? Bu kitapları yazanlar gerçekten de yaşamı hakkıyla yaşamayı başarmışlar mı, becermişler mi ? Ansızın karşılarına çıkan olumsuzlukları yenmeyi, tüm zorlukların üstesinden gelmeyi, tüm olumsuz dış etkenlere karşın yine de ayakta durmayı ve bir gün bile bunalmadan sonuna kadar/doğal sonlarına kadar yaşamda kalmayı becerebilmişler mi ? Özellikle de şu “yaşam koçları”; kendilerine ilişkin, kendi yaşamlarına ilişkin ne öğrendiler, ne deneyimler, ne çıkarsamalar edindiler de başkalarının yaşamlarına ilişkin sağaltıcı reçeteler yazmaya, başkalarına yol göstermeye, önderlik etmeye kalkışıyorlar ? Ki onlar hani şu çok bilinen atasözündeki gibi; kendi başını bağlayamaz, gelin başı bağlamaya kalkar diyebileceğimiz kişiler bu işlere girişenler… Ve tarotçular, falcılar… Üfürükçüler, sihirciler, büyücüler, şifacılar… Kitapları yetmedi, yaşamlarımıza biçim vermeye soyunmuş, bilgileri, bilinçleri kendinden menkul zavallılar … Şeyhler, şıhlar, ağalar için kaygılanırken; bir de bunlar türedi toplumu çürütenler borsasında… Ve onların peşinden giden, kendi aklını, iradesini, karar alma mekanizmasını dumura uğratıp üste bir de para sayarak, onların peşinden gidenler ki onlar çok daha zavallılar… Düşünüyorum, düşünüyorum ve artık ürküyorum; yarınlarımızdan…
Selma Erdal
Benzer Videolar