Tüketicinin enflasyonu ya da TÜFE…

OKTAY EROL

Haber, basında şu tümceyle yer aldı: “Tüik’in hesaplamalarına göre yüzde 64,7 olan 2023 yılı tüketici enflasyonu vatandaşlarca yüzde 129,4 olarak hissediliyor! TÜİK açıkladığı enflasyon verilerinin vatandaşlarca iki kat daha yüksek hissedildiğini hesapladı.” Hesaplamayı yapan Tüik, yıl boyunca veri açıklayıp da emekçinin “alım gücünü” her ay biraz daha küçülten Tüik! Böyle bir durumda, sözüm ona, Tüik’in açıkladığı verilerle, tüketicinin markette/ pazarda/ piyasada önüne çıkan rakamların ikiye katlanıyor olması/ algılanması herkesi sarsacaktır doğal olarak! Bu ne anlama geliyor, diye soracaktır! Tüik, bir yandan akılları zorlayan açıklama yapıp, bir yandan da tartışma konusu olmasına üzülmüş olmalı ki, yaptığı “tepki” amaçlı açıklamada şu sözlere yer verdi: "Tüketicilerin geçmiş 12 aydaki enflasyon algısını yansıtan ve tek soruluk veri setinden elde edilebilen sonuçlar üzerinden resmi TÜFE verisini eleştirmek manipülatif ve art niyetli bir yaklaşımdır. Tüketicinin enflasyon tahmini ile TÜFE'nin farklılaşması son derece doğaldır.” Tüfe ile tüketici gereksinimi arasındaki makası “doğal” saymak… *** Yurttaşın, bir yıl içinde yaşadığı enflasyonun hiç de Tüik’in açıkladığı biçimde olmadığını herhangi bir raftan alacakları/ herhangi bir ürün fiyatını karşılaştırarak görmek o denli zor mu? İnsanımız en çok ne tüketiyor, nelere harcama yapıyor, hangi ürünlerin alımını terk etti, hangi ürünleri daha az tüketmek zorunda kaldı, et/ süt/ peynir/ yakacak/ kira bedelleri geçen yıldan bu yana ne denli değişti, okula giden çocuğunun masraflarını karşılayabiliyor mu iyice araştırmalı… Yurttaşı “etkiyen alan” bu! İşin garip olan yanı, yurttaşın cebinden çıkan bedelin “algı” olarak açıklanıyor olması! Emekli onbin lira, asgari ücretli onyedibin artı iki lira aylık alıyor! Aldığı aylığı, ay sonuna dek yetiştirmeye çalışıyor! Cebinden çıkan her kuruşun gittiği yer belli! Birçok “temel gereksinmesini” edinmekten uzak duruyor! Birkaç yıl önce “salık verildiği” gibi, çocuğunu markete/ pazara/ parka götürmüyor! Yadsıyan var mı? *** “TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerini”, yurttaşın “iki kat” fazla yaşadığı doğru! Bunu, bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu ENAG birçok kez açıkladı! Türk-İş, Disk, İstanbul Ticaret Odası İto yaptığı araştırmalarda Tüik’le benzeşmeyen oranlar ortaya koyuyor! Sözlerinin en başında, çalışanların üzerlerindeki yükün her geçen gün arttığı belirtiliyor! Tüik veri sonucundan tek hoşnut olan, tek uyulmasının zorunluluğunu söyleyen, tek bunun dışında dayanak aramayan “iktidar”! TÜFE verisini eleştirmek manipülatif ve art niyetli bir yaklaşımdır” deniyor! Ne yapalım şimdi? Tamam, açıklanan veriler “gerçeği yansıtıyor” mu diyelim? Aslında yurdun büyük çoğunluğunu oluşturan, ancak “açlık sınırında” ya da altında aylıkla yaşamlarını sürdürenlerin “hiçbir kaygısı yok” mu diyelim? Evinde erinçli, gereksinmelerini karşılayabiliyor, kirasını ödeyebiliyor, çocuğunun eğitimini “zorlanmadan yapıyor” mu diyelim? “Manipülatif/ art niyetli” olmamanın koşulu bu mu? *** Yurttaşın yaşamının neresindesiniz, ne denli yurttaşın “temel gereksinmeleri” üzerine odaklısınız bilmiyorum, ancak “kendi adıma” yaşanan zorlukların bilincinde olduğumu söyleyebilirim! Tüik’in açıkladığı verilerle, yurttaşın yaşadığının ilgisi olmadığını bilmeyen yok! Günlük yaşamda iğneden/ ipliğe değin her şeyi etkileyen akaryakıt fiyatının geçen yılın ocak ayında yirmi lira, yaşadığımız ocak ayının son haftasında kırk liranın üzerinde olduğunu oturup “iyice” düşünün isterim!
Benzer Videolar