Hadid Suresi’nde Işık, Lamba ve Edison
Hadid Suresi'nin Medine'de indiği belirtiliyor. Surenin bazı ayetlerinde ilerdeki yıllara ve yüzyıllara ait işaretler fark ediliyor.
9'ncu ayette Allah'ın varlığı hakkında şu tanımlama var: ''O, öyle bir zat ki, kuluna, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye açık-seçik ayetler indiriyor''.
Ayet mealinden anlaşılan şu: Yeryüzünde karanlıkta kalmış insanlara, Yaratan'ın merhameti gelir, layık gördüğü kulunun zihnine vahy veya ilham değeri taşıyan fikirler getirir. Bu kulun sayesinde karanlıkta kalmış insanların karanlıktan aydınlığa çıkma imkanı oluşur.
Sözcüklerin tahlilini yaparsak...
a) 'Siz' (küm) sözcüğü:
Bu sözcük ile -ilk anlamda- gösterilenler, ayete o zamanda muhatap alınanlardır. O kimseler karanlıktadırlar; ışıklı, aydınlık bir yaşamın özlemini taşıyorlardır.
İkinci anlamda; bu sözcük ile gösterilenler, sonraki her yılda ve her yüzyılda Kur'an'a ''kitabım'' deyip bağlananlardır. Kur'an, tüm dünyada değeri eksilmeyen kitap olduğunu gösterecek, ayetlerin içindeki gizler zaman zaman ortaya çıkacaktır.
b) 'Kulu' (abdihi) sözcüğü:
Yarattığı her canlı Allah'ın kuludur. Lakin bu ayetteki anlamı, yaratılanlara hizmeti gaye edinen kişidir, Bu kişi, gayesi karşılığında Yaratan tarafından -özel olarak- 'O'nun kulu' iltifatına mazhar olacaktır.
c) 'Yünezzilü' fiili:
Bu fiil, 'İndirme' hareketini bildirirse de gönderme-verme anlamını da taşır. Yaratan zat, 'Alîm' sıfatını alan kudrettir. Geçmişte ve gelecekte gelişen ve gelişecek tüm ilimlerin sahibidir. İlminin hazinesi, 'Levhimahfuz' adıyla makamı yüce bir yerde saklıdır. Meraklı ve azimli kul, davranışıyla ilmi talep ettiğinde, ilim oradan ona perdeypey gönderilir yani indirilir.
'Zulümat' sözcüğü, her çeşit karanlığı tanımlar...
'Nur' sözcüğü ise -bu ayette- sadece aydınlığı ve ışığı tanımlar.
Karanlıklardan ışığa ifadesininin anlamını, bu Sure'nin altıncı ayetindeki ''gündüzü gecenin içine sokar'' hükmü içinde bulmak gerekir.
d) 'Ayatin beyyinatin', kelimesi:
Bu kelime, anlamı belirgin cümleler demektir. Kişi (kul) edindiği bilgileri düşünce safhasına getirdiğinde, zihinden yeni cümle (tümce) olarak meydana çıkarlar. Mutlaka ya uygulama ya da deney ortamına geçilecektir.
Yaratan zat, altıncı ayette, gündüzü gecenin içine soktuğunu bildirmişse, bir kulunun benzer şeyi yapabileceğini ima etmiş olur.
'Ayetin Beyyinatin' kelimesi ebced ilmince H.985/M.1577 tarihini veriyor. Bu tarih gecelerin mum, çıra veya kandil araçlarıyla aydınlatılmasından daha öteye bir şey arzulanması tarihidir. İnsanlarda geçmişten gelen bilgi yok ise sadece arzu bir işe yaramayacaktır.
''Yünezzilü abdihi'' kelimesi, geçmişin bilgisine vakıf ve düşüncesi muteber bir kulun ortaya çıkacağını haber verir.
Kimdir o?..
''Yünezzilü abdihi âyâtin beyyinâtin'' kelimesi ebced ilmince H.1280/M.1863 tarihini veriyor. Bu tarih İngiliz Thomas Edison'un karanlığı aydınlatma düşüncesinin tarihidir. 1879 yılında elektrik lambasını icad etmiş, ayette oluşumu gösterilen geceye gündüzü sokma işleminin ilk safhasını oluşturmuştur. İkinci safha 1927 yılıdır, geceye sokulan gündüzü daha da geliştiren floresan icat edilmiştir.
Ayatte karanlıklardan aydınlığa çıkışı anlatan ''Min'ez-zulümâtı ila'n-nur'' kelimesi var. 'Ez-zulümat' ebceden (şeddesiz) H.1402/M.1982 tarihini veriyor. Bu kelime bu tarihte, Kur'an bizim kitabımız deyip dünyadaki elektrik enerjisinden ve lambalarından faydalanamayan ya da layıkıyla yararlanamayan toplumları gösterir. Dünyanın başka yerlerindeki ışığa aydınlığa kavuşmayı bekliyorlardır. 'Min'ez-zulümati ila'n-nûr' kelimesi ise ebceden H.1820/M.2388'dir. Gelecekteki bu tarihte, yeryüzünde geceleri karanlık olan hiç bir bölge ve yer kalmayacağının işareti olur. Yanlız bir şey var: 'Ez-zulümat' (karanlıklar) sözcüğünün taşıdığı anlam içinde, 1982 ile 2338 tarihleri arasındaki bir zamanda, Dünya'nın meskün yerlerinin kıyameti andıran bir olay ile kararması konu dışındadır.
Hadid Suresi'nin altıncı ayetinde bahsedilen ''gündüzün gecenin içine sokulması'' olayı anlaşıldı. Gecenin gündüzün içine sokulması nasıl olacak acaba?