Özgür Özel’den teğmenlere destek: Trikopis’in askerleriyiz mi diyeceklerdi?”
Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde ''Mustafa Kemal'in Askerlerleriyiz" sloganı atan teğmenlere CHP lideri Özgür Özel'den destek geldi. Teğmenlere yönelik eleştirilere sert yanıt veren Özel, "Kanaat önderiniz, akıl önderiniz gibi, Fesli deli Kadir’in dediği gibi, 'keşke Yunan kazansaydı' deyip Trikopis’in askerleriyiz mi diyeceklerdi? Elbette Mustafa Kemal’in askerleri onlar" dedi.
Kara Harp Okulu'ndan yeni mezun olan teğmenlerin "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı atarken çekilen görüntülerine yönelik eleştirilere CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den partisinin Ankara İl Danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada sert ifadelerle yanıt geldi.
CHP Lideri Özel, "Mustafa Kemal’in askerleriyiz demişler, birileri bundan rahatsız olmuş. Ne diyeceklerdi? Sizin şimdi müteveffa kanaat önderiniz, akıl önderiniz gibi, fesli deli Kadir’in dediği gibi, keşke Yunan kazansaydı deyip Trikopis’in askerleriyiz mi diyeceklerdi?" ifadeleri ile eleştirilere cevap verdi.
"BİRİLERİ BU METİNDEN RAHATSIZ OLDU"
Özel, yaptığı konuşmada, "Mustafa Kemal’in askeriyim demeye itiraz edecek bir teğmen mezun ediyorsak işte yandığımızın resmi oradadır" diyerek, şöyle devam etti:
"Ağustos ayı milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri için çok önemli bir ay. 30 Ağustos Zafer Bayramı yanı sıra 30 ve 31 Ağustos’ta da kara, deniz, hava harp okulları mezuniyet törenlerini yapıyorlar. Bu törenlerde bu sene ilk kez ve acayip keyifli şekilde üçünün birincisi genç kadın teğmenler. Onları yürekten alkışlıyorum.
Tören bittikten sonra harbiyede bir gelenek var. Kılıç çekiyorlar. Birbirlerine vura vura bir yerde toplanıyorlar. Birinci de geliyor bir ant içiyor. O andı içtiler. Kadın teğmenimiz ezberinden okudu ve o andı içtiler.
Ant şu, 'ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin, hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacak ve şerefimizle öleceğiz. Ne mutlu Türk’üm diyene.'
Bu metin 2016 yılına kadar resmi törende okunan metin. 2016 yılından sonra metni biraz kendilerine benzettiler. Olsun varsın. Dün okul birincisi ve bütün teğmenler bu metni okudular. Birileri bu metinden rahatsız oldu.
"MUSTAFA KEMALİN ASKERLERİYİZ DEMEYEN TEĞMEN VARSA..."
Sonrasında Mustafa Kemal’in askerleriyiz demişler, birileri bundan rahatsız olmuş. Ne diyeceklerdi? Sizin şimdi müteveffa kanaat önderiniz, akıl önderiniz gibi, fesli deli Kadir’in dediği gibi 'keşke Yunan kazansaydı' deyip Trikopis’in askerleriyiz mi diyeceklerdi? Elbette Mustafa Kemal’in askerleri onlar.
Şimdi şunu söyleyeyim arkadaşlar Mustafa Kemal’in askerleriyiz demeyen bir teğmen varsa beka sorunu oradadır. Mustafa Kemal’in askeriyim demeye itiraz edecek bir teğmen mezun ediyorsak işte yandığımızın resmi oradadır. O yüzden hepimiz o andın hangi kelimesine itiraz edenler itiraz ediyor duymak istiyoruz.
Mustafa Kemal’in askerleriyiz demeyen bir teğmenden gelecekte sadakat beklemek, gelecekte liyakatli işler beklemek, gelecekte vatan için ölümü göze alacağını beklemek saflıktır. Asla ve asla hiçbirimizin kabul edebileceği bir şey değildir.
"KİME SÖYLEYECEK BU ÇOCUKLAR"
Sadakati Mustafa Kemal’e değil de bir zamanlar elini eteğini öptüğünüz, ne istediyse verdiğiniz şimdi Amerika’da bulunan ve 15 Temmuz’da sağladığınız imkanlar sonucunda başarabilseydi buraya ülkenin başına dini bir lider olarak dönecek olanların 15 Temmuz günü nasıl milletin üzerine tank sürdüğünü gördük.
Biz geçmişte doğru yerdeydik 15 Temmuz'da doğru yerde durduk, bugün doğru yerde duruyoruz. Sizin gibi 15 Temmuz’a kadar ne istediyse verenler, 15 Temmuz’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün apar topar resimlerini bulup il binalarından sallayanlar, şimdi başka tarikat eşleşmelerine giriyorlar. Buradan çok net söylüyoruz.
Bu ne siyasettir ne ordunun siyasete alet edilmesidir ne birilerinin üfürdüğü gibi 28 Şubatçılık bilmem ne. Bir gün askerler işlerini bırakıp bizim işlerimize karışmaya kalkarsa 15 Temmuz gecesi nasıl 14 arkadaşımızla gittik kapalı meclisi açtırdık, yeni bir seçim yapılana kadar demokrasinin arkasındayız dedik, orada durmayı biliriz.
Ama o korkuyu yöneterek Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyenleri hedefe koymaya kalkanları, bu andın herhangi bir kelimesiyle çelişkili olanları tarih de affetmeyecek biz de affetmeyeceğiz. İşin bir tarafından o konuşan AK Partili siyasetçilere sormak lazım, bir de şöyle düşünün elinizi vicdanınıza koyun namusunuz varsa söyleyin. Olmamalı da orada bazı teğmenler Tayyip Erdoğan’ın askerleriyiz dese çıkıp şunu diyecektin.
Tayyip Erdoğan Anayasaya göre başkumandan. Onun için söylüyorlar haksız mı? Kardeşim anayasaya göre ve yüzde 51’e 49 OHAL’de geçmiş anayasaya göre OHAL’de her numarayla geçmiş anayasaya göre olan Tayyip Erdoğan başkumandan da Anafartalar’da, Dumlupınar'da, Başkomutanlık Meydan Muharebesinde canını ortaya koyup bu memleketi kurtaran, ezanı yeniden okutan, bayrağı yeniden çektiren, düşmanı defeden baş komutana söylemeyecek de kime söyleyecek bu çocuklar?"