Güncel Sorular

SELMA ERDAL

Güncel Sorular

Güzel yurdumuz, Cennet ülkemiz, en değerli varlığımız Türkiye'miz. Her doğan güne uyandığımızda; içimizde buruk umutlar yaşasa da, ne yazık ki bitmiyor sorunlar. Sorunlar var oldukça da beynimizi kemiren sorular, sorular dökülüyor dilimizden... İşte günün ilk sorusu: Mevla; Farsça... Rab; İbranice... Allah; Arapça... Tanrı; Türkçe... TANRIM diyenlere, TANRI TÜRKÜ KORUSUN diyenlere, neden duyulur öfke? Burası Türkün ülkesi, dili de Türkçe... Neden yakarmasın Tanrısı'na Türk de kendi dilinde?. Hemen geliyor sorumuzun ikincisi; kuşkusuz yanıtını bekliyordur hem çağdaşı, hem de dincisi: Yıllardır BOP diye hoplamaktan ve de BONZAI hoplamaktan YORGUN düşen bu halk; bunca DOLAR vurgununu nasıl kaldıracak diye kaygılanan etkili, yetkili birileri var mıdır acaba? İşte üçüncü sorumuz, bu konuda ulusça meraklıyız her birimiz: Rus kızları Türk erkeklerine giderken, Eylül 2012'de Denizbank da Ruslar'a gitmişti. Acaba bugün yerli ve milli neyimiz kaldı diye merak eden var mı bu ülkede? Ve bu meraklılara namusluca; milli envanteri açıklayacak bir babayiğit de kaldı mı ki bizleri yönetenlerin arasında? Dördüncü sorumuz; toplumsal yapımıza ilişkin... Herkes boşvermiş bilgiye, aydınlık düşünceye; yeter ki herkes güzel olsun, kalmasın kimsecikler çirkin: Oscar Wilde; Dorian Gray'in Portresi'nin yazmasaydı, estetik cerrahlar bu kadar çok iş yapabilir miydi? Kitap okuyarak beynini geliştirmek yerine, makyajsız duramayan başını güzelleşmekten başka kaygısı olmayan günümüzün silikonlu dilberleri; acaba yetiştirebilecekler mi ülkenin geleceği için sağlıklı nesilleri ? Beşinci sorumuz herkesin yakındığı konudan... Özellikle de yaşanırken "iklim değişikliği" sorunları; hiç kimsecikler kaçamaz bu sorudan: Ne dönenceleri bilirler, ne mevsimlerin geçişlerini, hele ki pastırma sıcaklarını... Önümüzdeki hafta pastırma sıcakları olacak diye her Eylül ayında açıklama yapan cahiller; pastırma sıcakları Kasım ayında yaşanır. Ne zaman öğreneceksiniz mevsimleri ve mevsim dönencelerini; başını cep telefonlarından kaldırmayan kitap özürlü yeni yetmeler? Altıncı sorumuzsa en hassas konudan... Çünkü bu gidişle ülkede bazıları çok dayak yiyecek bu sorudan: Doğu'dansa, Batı'da daha çok sayıda; PKK'lılar, destekleyenler, onlardan yana olanlar... Özellikle de yazlık yörelerde turizm, emlak, inşaat, ev ve beyaz eşya ticareti ve kuyumcu dükkanları tümüyle onların ellerinde; bir başka deyişle bir Türk'e göre oldukça varsıllar... Yine de bu ülkeye, bu ulusa düşmanlar... Herkes bayrak asıyormuş da, onlar asamıyorlarmış. Herkesin bayrakları dalgalanıyormuş da onlarınki neden yokmuş? Sürekli kaygılanıyorlar. Herkes dedikleri; yörenin Türkler'i, yörükleri, Ne Mutlu Türküm diyene söylemiyle ulus bilincine ulaşmış ülke yurttaşları... Ve de herkesin bayrakları dedikleri de; turistik işletmelerde bulunan diğer ülkelerin bayrakları, ülkemize konuk olarak gelenlerin ülke bayrakları... Ama bunların derdi, sorunu, yakınması ise; "neden asılı değil pkk paçavraları?" diye... Ve onları yanıtlamak da nedense hep bana mı düşüyor, ne? -Bu ülkenin bayrağı belli; rengi al-kırmızı... Üzerinde ayla, yıldızı... Çok özeniyorsan bayrak asmağa; armağan edivereyim bir tanecik sana... Kıvançla asar mısın duvarına? İşte geliyor yedinci sorumuz. Bu soruyu sormazsak, bu soruyu önemsemezsek çabuk gelir sonumuz: Şu Eylül ayı solgun güzellikleriyle geçip giderken; takvim yapraklarının arasından, 14 Eylül Günü'nde Amerika'nın "milli marş günü" kutlanıyor. Ulus devletleri yıkmak amacıyla diğer ülkelere KÜRESELEŞME mucidi, kendine ulusalcı / milliyetçi Amerika: her 14 Eylül geldiğinde ULUSAL MARŞI'nın yıl dönümünü kutlarken... Bizde ise Arapçı yosmaların, haspaların popoları kurtlanıyor İSTİKLAL MARŞIMIZ'a dil uzatmak için... PKK paçavralarını bayrak diye asmak isteyen bölücülerin yanı sıra... Ülkemizi, ulus devletimizi; ulusalcı / milliyetçi yapıdan, ümmetçi bir yapıya dönüştürmek için yırtınan bu BAYRAK ve İSTİKLAL MARŞI düşmanlarına; hadleri ne zaman bildirilecektir acaba?... İşte sekizinci sorumuz da burada... Dünyamız'ı doyumsuz açgözlülükleriyle sömüren acımasız kapitalistler; Dünyalı'yı avutmak, sorumluluk duyan halkları kandırmak için yeni bir gün daha türettiler. Bunca yıldır doğal kaynakları acımasızca tükettiler, sıra yine ağızlara bir parmak bal çalmağa geldi; Dünyamız'ın kocabaşları, sömürgen egemenleri kirletti. Buna karşın son on yıldan beri Dünyalılar sorumluluk yüklendi. 16. yılı kutlanacak olan “Let’s Do It - Haydi Yapalım” hareketi çevremizi daha yaşanabilir bir hale getirmeyi hedeflediğinden beri 15 Eylül DÜNYA TEMİZLİK GÜNÜ oluverdi. Ve dediler ki bir kaç yıl öncesinde; Dünya Temizlik Günü'nde 150 ülkeden milyonlarca gönüllü, küresel atık problemine karşı toplanacak ve 1 günde dünyayı temizlemek üzere güçlerini birleştirecek. Ve bizimkiler de sandılar ki sokaklardaki çöpleri toplayınca da ülke temizlenecek... Hiç düşünen var mı acaba ;bir türlü sonu gelmeyen kirli olaylar bağlamında gerçekleşen taciz, tecavüz, hırsızlık, gammazlık, yolsuzluk, soysuzluk varken ülkede, nasıl temizlenecek hepsi bir günde? Bizler yaşadıkça... Ve birileri tarafından da yanlışlıklar yapıldıkça... Elimizden, dilimizden yalnızca sorular sormak geldikçe... Soracağız sorularımızı... Çaresiz, umarsız kalmamak için soracağız sorularımızı ve elbette verilecektir de günün birinde yanıtları... Her türlü olumsuzluğa karşın güveniyoruz; ülkemize, ulusumuza, ülke bütünlüğünden, ulus birliğinden yana olan halkımıza...
Benzer Videolar