Ağustosböceği (Sayı Sayan Böcek)
Bazı ağustosböceği türlerinin yıllık yaşam döngülerini bir asal sayıya (yani sadece kendisine ve 1′e bölünebilen sayılara) nasıl denk getirebildiğini kimse gerçekten bilmiyor:2357111317 vb.
“Asal sayılı ağustosböcekleri ” yada Yunancada “sihirbaz” anlamına gelen “magos” sözcüğünden türeyen “magicicadalas”ların tek yaşam alanı Amerika Birleşik Devletleri’nin doğusudur.Nimfleriyse ömürlerini toprağında ağaç kökleriyle beslenerek geçirir.Her 13 ila 17 yılda birçiftleşmek üzere toprağın yüzeyine çıkarlar.
Tüm bu matematiksel kesinlikçift sayılı (dolayısıyla öngörülebilir) çiftleşme döngülerinden kaçınmakböylece olası avcılarınkine denk gelmemek içindir.Trilyonlarcasının aynı anda yumurtadan çıkmasınıfakat bunun tek bir gecede yani öngörülebilir olmayan bir zamanda yapılmasını sağlayarakkendilerini tıka basa mideye indirebilecek avcılarıkelimenin tam anlamıyla atlatmış ve popülasyona zarar gelmesini engellemiş olurlar.Otuz farklı kuluçkanın her birinde yumurtaların çatlama zamanı ayrıdır.13 ve 17 yıllık döngüler ancak 221 yılda bir denk gelir.
Yeraltındaki uzun esaret yılları boyunca larvalar kendi dışkılarını kullanarak sellerden korunmalarını sağlayacak su geçirmez hücreler inşa ederler.Buna rağmen yumurtaların yüzde 98′içatlama zamanı gelmeden telef olur.Hayatta kalan çocukluk formlarından derhal kurtulur ve adeta hiddetle çiftleşmeye başlar.Büyük bir çoğunluğu iki hafta içinde ölür bu da orman zemini için büyük bir azot kaynağıdır.
Kuşkusuz bu hayvanlar böcek türlerinin en gürültücüsüdür fakat sadece “erkeklerin” şarkı söylediğinionu da ancak yaz gecelerinde yaptıklarını hatırlatmak gerekir.Bazı türlerde ses şiddeti 120 desibele yani AC/DC konserini ön sıradan dinlemeye denk düşecek bir büyüklüğe ulaşır.Seslerini yaklaşık iki kilometre öteden işitmek mümkün olabilir.Ağustosböcekleri çekirgelerin yaptığı gibi bacaklarını birbirine sürtmek yerine karınlarındaki timbal adı verilen bir çift zarı bükerek bir dizi takırtı çıkarırlar.Bizim denge tahtası üzerinde durmaya çalışmamıza benzetilebilecek bu harekette titreşimler vücutları aracılığıyla yükseltilir.
Genellikle şarkılarını kalabalık gruplar halinde söylerler.Böylece kuşların teker teker bireylerin konumunu belirlemesi imkansızlaşır.Öteyandan şarkının asıl amacı eşlerinin dikkatini çekmektir (rahatsız edildiklerinde söyledikleri bir “protesto şarkıları” da vardır.).Her türe özgü ayırt edici bir çağrı dizisi bulunur;dişilerin kulaklıkları bu ayrıma duyarlıdır.
19. yüzyılda yaşamış Fransız entomolog Jean-Henri FABRE ağustos böcekleriyle dolu bir ağaca doğru topla ateş ederek bu hayvanların sağır olduğunu ispatlamaya çalışmıştır.Şarkılarında değişme olmadığı için doğrudur fakat sebepsağırlıkları değildir.Topun sesi onlar açısından anlamsızdır:Sonuçta ağır silahlarla çiftleşmek mümkün değildir.
“Topraktan çıkarak hayat bulma” becerileri sayesinde ağustosböcekleri birçok kültürde yeniden doğuşu ve ölümsüzlüğü ifade eder.Taoculukta bu hayvanlarölüm halinde bedeni terk eden ruhuyani “tsieni” simgeler.
Antik Yunan’ın evcil hayvanları ağustosböcekleriydi.Platonbir hikayesinde ağustosböceklerinin bir zamanlar insan olduğunu fakat zamanla büyük bir tutkuyla bağlı oldukları müzik dışındaki tüm özelliklerinin köreldiğini anlatır.Aristotales ise bunları kızartıp patlamış mısır gibi yer.Şaşılacak derecede etli olan ağustosböceklerinin tadı kuşkonmaza benzer.