Çocukta “Arkadaşlık” Kavramının Önemi
A- Çocuk Eğitiminde Arkadaşın Önemi
Çocuk eğitiminde, arkadaşın ve arkadaş grubunun önemi oldukça fazladır.
Çocukta arkadaşlık ihtiyacı, bebeklik dönemine kadar uzanır. Ağlayan bebek, yanına bir başkasının yaklaştığını görünce, susar. Çocuklar arkadaşlığa, sadece doyum sağlamak için değil, aynı zamanda deneyim kazanma amacıyla ihtiyaç duyarlar. Çocuklar, diğerleriyle birlikte ola ola, grup isteklerini ve kabul edilen davranışı öğrenirler. Bu konuda yapılan çalışmalar, arkadaşlığın zamanla tutarlılık kazandığı yolunda birleşmektedir.
Yaşamın ilk yılında başlayan bu ilişki bebeğin arkadaşlarına tepki vermesi şeklinde görülür. Altıncı ayında bebek, karşısındaki bebeği elleyerek, bakarak ya da ağlayarak iletişim kurmaya çalışır. Bütün bunları yaparken onun da kendisine tepkide bulunmasını bekler. Altıncı ayla 12. ay arasındaki çocukların arkadaşlarına olan tepkilerinin giderek daha amaca yönelik olmaya başladığı görülür. Bir yaşından sonra bebeklerin hemen hemen % 46'sının taşkın, saldırgan ve çatışmak davranışlar sergilediği görülür. İki yaşında çocuk, arkadaşlarıyla dövüşürcesine taşkın tepki vermeye başlar. Bu dönem çocuğu, erişkinleri yerine arkadaşlarıyla oynamayı yeğler.
Dört yaşından önce çocuklar, normal olarak beraber oldukları kişilerin, oyun arkadaşları olmasını isterler. Onlarla oyun faaliyetlerini paylaşmak arzusundadırlar. Bu dönemde çocuklar kendileriyle oynayacak bir ya da iki arkadaşlarını seçerler. Ön-Önceleri seçtikleri oyun arkadaşları her iki cinsten olabilir. Ancak, okula gitmeye hazırlandıkları yedi yaşından itibaren çocuklar, oyun arkadaşlarını kendi cinslerinden seçmeye özen gösterirler. Çünkü, sosyal baskı sebebiyle kendi cinslerine uygun oyun oynamayı öğrenirler.
Bu dönemde çocuklar, hem grup başarılarına, hem de kişisel başarılara ilgi duyarlar. Birlikte çalışmaktan ve birbirlerine yardım etmekten zevk alırlar. Çocuk, okula başladığında, sosyalleşmesi yolunda, öğretmen ve ailesine oranla, daha büyük bir ilgiyi, arkadaş grubunda görür.
Çocuğun yaşamındaki bu evrenin özelliği, büyüklerin ya da anne ve babanın standartlarını reddetmek, buna karşılık arkadaş grubunun standartlarını kabul etmektir.
Altı yaşından itibaren grup oyununda giderek bir artış görülür. Bu değişmeye koşut olarak, toplumsallaşmada da belirgin bir artış meydana gelir. Çocuk, daha az bencil ve saldırgan, buna karşılık daha fazla grup bilincine sahip ve yardımsever olur.
Okul döneminde çocuklar, arkadaşlarını, çoğunlukla yakın çevredeki komşularından seçerler. Ancak, seçimi yaparken, kendi yaşlarına, cinslerine, zihne ve sosyal düzeylerine uygun olmalarına özen gösterirler. Yıllar geçtikçe, arkadaş seçiminde; yardımseverlik, dürüstlük, sağduyu sahibi olmak, arkadaş canlısı olmak gibi kişilik özellikleri ön sırayı almaya başlar.
Çocuk arkadaş grubu, onun sosyal tavırlarını etkiler. Bu sosyal tavırlar, çocuğun genellikle diğer bireylere ve sosyal yaşama karşı tüm tavırlarım içerir. Bir dereceye kadar ailede kazanılan bu tavırlar, çocuğun arkadaş grubuyla olan deneyimleri sonucu değişebilir. Arkadaşlarıyla oynayan çocuğun sekiz yaşına doğru grup oyununda giderek bir artma, toplumsallaşmasında da belirgin bir değişiklik görülür. Çocuk, daha az bencil ve saldırgan, buna karşılık daha fazla grup bilincine sahip ve yardımsever olur. (Yavuzer, 1999: 177)
B- Arkadaş Seçiminde Anne Babanın Rolü
Anne babalar çocuklarının hangi arkadaşı seçtiğini, bu seçimle birlikte ne gibi davranış değişikliği olduğunu izlemek durumundadırlar.
Çocuğun arkadaşı veya arkadaş grubu, bulunduğu çevre sürekli denetim altında tutulmalıdır. Anne baba çocuğun yakın arkadaş çevresinde bir olumsuzluğa rastladığında, direkt çocuğu uyararak, onun üstüne gitmek yerine, dolaylı yoldan o olumsuzluğun nedenlerini anlatma yoluna gitmelidirler. Çocuğu bir anda o çevreden men etmek, çocuk üzerinde olumsuz etki yapar.
Çocuk için yanlışın neler ve nerede olduğu, doğru olanın ise neler bulunduğu, onun anlayacağı bir dille anlatılmalıdır.
Halit Ertuğrul