Çocuklarımıza nimete saygıyı nasıl öğretebiliriz?..
MÜSLÜMAN anne babalar olarak yemeğe başlarken “Bismillah”, bitirince “Elhamdülillah” deriz; çocuklarımıza da öğretiriz. Eğer bu kelimelerin ne anlama geldiğini ve niçin söylediğimizi anlayacakları bir dille açıklamazsak, çocuklar bu kelimeleri duygusal zekalarıyla kavramaz, teğet bir dille söylemiş olurlar.
Çocuklarımızın bu kelimeleri duygusal zekalarıyla kavramaları için şöyle bir açıklama yapılabilir:
“Çarşıdan bir yiyecek aldığımız zaman karşılığında satıcısına para ödüyoruz. Halbuki o yiyeceklerin gerçek sahibi satıcılar değildir, Allah’tır. Acaba o yiyeceklerin hakiki sahibi olan Allah verdiği bu nimetlere karşılık bizden ne istiyor? Nimetlerin gerçek sahibi olan Allah, bizden üç şey istiyor: Zikir, şükür ve fikir. Yemeye başlarken “Bismillah” (Allah’ım Senin adınla başlıyorum) dememiz zikirdir. Yedikten sonra “Elhamdülillah” (Allah’ım verdiğin bu nimetler için sana teşekkür ederim) dememiz şükürdür. Yerken bu nimetleri Allah’ın yarattığını, rahmetiyle binlerce canlı türünü yiyeceksiz bırakmadığını düşünmek fikirdir.”
Çoğu evlerimizde çocuklara Bismillah ve Elhamdülillah (zikir ve şükür) demeyi öğretiyoruz, fakat aynı hassasiyeti fikir konusunda göstermiyoruz. Böylece Allah’ın bizden istediği üç şeyden ikisini yani zikri ve şükrü yerine getirmiş oluyoruz. Ancak yerken bu nimetin bize nasıl ulaştığını pek düşünmüyoruz ve çocuklarımızla bunu konuşmuyoruz. O zaman Allah’ın bizden istediği üçüncü şeyi yani fikri yerine getirmemiş oluyoruz. Fikir eksik olduğu için nimetin kıymetini takdir etmiyor, gereken saygıyı göstermiyoruz. Eğer nimete saygımız olsaydı, her gün tonlarca yemek artığı ve ekmek çöpe atılır mıydı?
Seneler önce akrabam olan genç bir bayanı çöpe ekmek atarken görünce şöyle demiştim: “Ekmek nimettir. Neden çöpe atıyorsun? Nimete saygın yok mu?” Genç bayan, “Ne yapayım, eşim ve çocuklar bayat ekmek yemiyor,” diyerek kendisini savunmuş; nimete saygısı olduğunu göstermek için de ekmeği öpüp alnına götürdükten sonra çöp kutusuna atmıştı. Genç bayanın ekmeğe gösterdiği saygı teğet bir saygıydı, gerçek saygı değildi. Bismillah ve Elhamdülillah diyerek nimete şükretmek kadar, nimete saygı göstermek ve israf etmemek de ailede yaşanarak kazanılan bir alışkanlıktır. Annesinin yemek artıklarını ve bayatlamış ekmeği çöpe attığını gören bir kız çocuğu ileride anne olduğu zaman aynı şeyi yapacak; bunun nimete karşı bir saygısızlık ve israf olduğunu düşünmeyecektir.
Ali Çankırılı