Nedenleri Ve Tedavi Yöntemleriyle Çatlaklar

Tıbbi bir sorun yaratmasa da estetik kaygılara neden olan çatlaklar; hamile kadınların yüzde 90ında, ergenlik dönemindeki kızların yüzde 70inde ve erkeklerin yüzde 40ında görülüyor. Çatlakları tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yöntemi ise ne yazık ki yok. Bu nedenle uzmanlar, çatlak oluşmadan önlem almak gerektiğini söylüyor. Deri üç tabakadan oluşuyor; epidermis adındaki yüzeyel tabaka, onun altındaki dermis ve en altta subkutan doku. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi ve Bağdat Caddesi Tıp Merkezinde görevli Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Aydın Saray, çatlakların dermisteki kollajen ve elastin liflerinin miktarının ve birbirlerine yapışkanlığının azalmasından kaynaklandığını anlatıyor: “Derimiz kollajen, elastin ve bazı retikülin liflerinin yarattığı bir örgü olarak düşünülebilir. Derinin altındaki örgü gerilince, örgünün arasında boşluklar oluşuyor, tıpkı mazgallar gibi. Çatlaklar da cilt altı dokusunun aralıklarından kendini göstermesi ile meydana gelen izler.” ÇATLAKLARIN NEDENLERİ Hızlı kilo alma ve verme: Genellikle “hamilelik çatlağı” olarak bilinse de sadece hamilelerde görülmüyor. Ergenlik dönemindeki genç kız ve erkeklerde, özellikle vücut geliştirme ile uğraşan sporcularda, kimi hastalıklar nedeniyle kortizon tedavisi görenlerde, Cushing hastalığında olduğu gibi endojen kortizon düzeyi yüksek olan kişilerde de meydana geliyor. En önemli nedenlerinden biri ise hızlı kilo alma ve hızlı kilo verme. Acıbadem Bağdat Caddesi Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Yasemin Saray, aşırı kilolu kişilerde yağ dokusunun arttığını, derinin, artan vücut hacmine uyum sağlayamadığını ve böylece çatlaklar görüldüğünü anlatarak, şöyle devam ediyor: “En çok görüldüğü bölgeler; kalçalar, bacağın üst kısımları, meme bölgesi ve bel bölgesi. Çatlakların bulunduğu bölgeler, kimlerde görüldüğüne göre değişiyor. Kadınlarda, özellikle hamilelerde en çok karında, memelerde, uyluk dediğimiz bacağın üst kısımları ile iç kısımlarında görülüyor. Erkeklerde ise bacağın üst kısmının dış bölgesinde, bel bölgesinde ve sırtta daha çok karşımıza çıkıyor.” Göğüs protezleri: Doç. Dr. Aydın Saray bu listeye büyük göğüs protezi isteyenleri de ekliyor: “Çok hacimli göğüs protezi isteyenlerde de çatlaklar ortaya çıkabiliyor. Protez çıkartılıp meme küçültülüyor ama çatlaklar geride kalıyor. Ama her büyük göğüs protezi takılan hastada olmuyor.” Genetik yatkınlık: Çatlaklar, her hızla kilo alıp verende ya da hamilede görülmüyor, yani genetik yatkınlığın etkisi de büyük. Hamilelik döneminde kimi nemlendiriciler kullanılsa da ailede böyle bir öykü varsa çatlak riski çok artıyor. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı azalıyor. İyi bir haber de şu; oluşumun üzerinden zaman geçen çatlaklar daha az belli oluyor. Çatlaklar erken ve geç dönem olarak ikiye ayrılıyor. Oluştuğu ilk gün ve haftalarda kırmızı-mor renkli, deriyle aynı seviyede ya da hafifçe kabarık uzun çizgiler şeklinde kendini gösteren çatlakların uzunluğu ve genişliği zaman geçtikçe artıyor. Renkleri de mor ya da pembeden, porselen beyazına dönüyor ve deri seviyesinden hafif çökük bir duruma geliyor. TEDAVİ YÖNTEMLERİ Uzmanların “Çatlaklar tedavi edilebilir mi, ortadan kaldırılabilir mi?” sorusuna verdiği cevap; “Maalesef kesin tedaviden bahsetmek mümkün değil” oluyor. Çatlakları ortadan kaldırmak için kimi yöntemler mevcut ancak etkileri sınırlı. Doç. Dr. Yasemin Saray, piyasada bu izlere iyi geldiği belirtilen birçok ürün olduğunu ancak bunların bilimsel dayanağı bulunmadığını vurguluyor. Özellikle hamilelikte kimi kremlerin kullanıldığını söyleyen Doç. Dr. Aydın Saray da “Hamilelik döneminde kullanılan elastin liflerin onarılmasına yönelik bazı kremler var. Bunlar yüzde 50-60ında işe yarıyor. Hasta badem yağıyla ovsa karın bölgesini daha büyük fayda görür. Her pahalı ürün iyi geliyor diye bir şey yok. Bilinçli ürün seçimi çok önemli” uyarısında bulunuyor. Erken dönem çatlaklarının tedavi edilme şansı daha yüksek. Doç. Dr. Yasemin Saray, “İlk altı hafta içinde tedaviye başlarsak başarılı olma şansımız var. Çatlaklar o beyaz, deriden hafif çökük hale geldiğinde onları tedavi etmek daha zor” diyor. Tedavide erken dönem çatlaklarında etkili olduğu kanıtlanan tretinoin içerikli kremler kullanılıyor. A vitamininden elde edilen bu kremlerin yanı sıra kimyasal peeling de başvurulan yöntemlerden biri. Kimyasal peeling: Kimyasal asitlerle yapılan peeling tedavileri başarılı oluyor. Bu asitlerin kimi zaman tretinoin içeren kremlerle kombine edilerek kullanıldığını anlatan Doç. Dr. Yasemin Saray, “Kimyasal peeling her bölgeye uygulanabiliyor. Zaten yüz gençleştirmede kullanıyoruz bu yöntemi” diyor. Mikrodermoabrazyon: Çatlakların tedavisi bunların ortadan kaldırıldığı anlamına gelmiyor. Sadece görüntüleri hafifliyor. Bunun için kullanılan yöntemlerden biri de mikrodermoabrazyon. Alüminyumoksit kristalleriyle, deride çok ince hafif bir soyma etkisi yaratılarak, sorunlu doku atılıyor, deriden uzaklaştırılıyor ve altından yeni doku gelmesi sağlanıyor. Yöntem yüze de uygulanabiliyor. Ameliyathane ortamına gerek duyulmayan bu yöntemde işlem yapılacak bölgeye iki saat önceden lokal anestezik madde uygulanıyor. Hasta aynı gün işinin başına dönebiliyor. Dermabrazyon: Ameliyat şartlarında gerçekleştirilen dermabrazyon işlemi, yüksek hızla dönen bir cihazla derinin aşındırılması esasına dayanıyor. Lazer ve IPL: Lazer yönteminde yüksek enerji ile derinin yüzeyel tabakası ortadan kaldırılıyor. Bu yöntemde sonuçların yüzde 50-70 oranında başarılı olduğunu anlatan Doç. Dr. Aydın Saray, yöntemin çatlakların yanı sıra yüz sarkıkları ve kırışıklıklarında da işe yaradığını belirtiyor: “Lazerin kollajen liflerinde sıkılaştırma yaptığını biliyoruz. Lazerin yarattığı yüksek enerji ile cildin yüzeyel tabakasında soyulma meydana geliyor.” Işığa dayalı yöntemlerden biri de IPL. Yoğun darbeli ışık tedavisi anlamına gelen IPL, çatlakların görümünde önemli bir gerileme sağlıyor. Karın germe ameliyatı: Cerrahi bir operasyonla karındaki çatlaklardan kurtulmak mümkün. Doç. Dr. Aydın Saray, yağlardan dolayı hastanın karın bölgesinde görünüm bozukluğu varsa karın germe ameliyatı yaptıklarını anlatarak, “Deri altı yağ dokusunu göbeğin altından, aşağıda bacak kenarı kıvrımlarına kadar büyük bir elips şeklinde çıkarıyoruz. Hastanın karın bölgesindeki çatlaklı ve hasarlı bölgeyi tamamen alıyoruz. Böylece hasta hem yağlarından hem de çatlaklardan kurtuluyor” diyor. Ancak bu operasyon herkese uygulanamıyor; daha önce karın bölgesinden bir ameliyat geçirmemiş olmak aranan ilk özellik. ALINABİLECEK ÖNLEMLER Oluştuktan sonra kurtulmanın mümkün olmadığı çatlaklara karşı en etkin çözüm, önlem almak. İlk sırada yer alan madde ise, hızlı kilo alıp vermemek. Doç. Dr. Yasemin Saray, cildin elastikiyetini artırmak için düzenli egzersiz ve esneme hareketlerinin de çok faydalı olduğunu dile getirerek, “Bol su içmek, yalnız yüze değil tüm vücuda düzenli nemlendirici uygulamak önemli. Bunun en uygun zamanı duş sonrası. Hamileliğe kilolu başlamak da riski artırıyor” diyor. Ancak genetik yatkınlık varsa bu önlemler de işe yaramıyor. Bu kozmetik sorunun ergenlik döneminde ortaya çıkmaması için anne babalara da görev düşüyor. Doç. Dr. Yasemin Saray, beslenmenin bağ dokusunu zenginleştirmek için posa ağırlıklı bir yapıda olması gerektiğini söylüyor: “Ayrıca antioksidan etkisi olan C, A ve E vitaminleri yönünden zengin beslenmek oldukça önemli. C vitamini en çok kivide ve narenciyede var. E vitamini domateste, karoten de en çok havuçta bulunuyor.” KIRIŞIKLIKLARDAN KURTULMAK MÜMKÜN MÜ? Birçoğumuz için yaz, denize girmek, güneşlenmek ve bronzlaşmak anlamına gelse de uzmanlar uyarıyor: “Yüzünüzün kırışmasını istemiyorsanız güneşlenmeyin!” Çünkü yüzde en fazla görülen cilt problemleri, kırışıklıklar ve lekelenmeler. Doç. Dr. Yasemin Saray, kırışıklıkların yaşlanma gibi doğal nedenler ile sigara, ultraviyole ışınları ve kas hareketleri gibi dış çevreye bağlı etmenlerden kaynaklandığını ifade ediyor. “Yapılan çalışmalar, yüzümüzdeki kırışıklıkları yüzde 60-70 oranında ultraviyole ışınları olmak üzere çevresel faktörler nedeniyle oluştuğunu gösteriyor” diyen Doç. Dr. Yasemin Saray, şöyle devam ediyor: “Doğal yaşlanma sürecini durdurmak ya da yavaşlatmak mümkün değil ancak bu süreci hızlandıran çevresel faktörlerden korunarak derinin yaşlanması ve dolayısıyla kırışıklık oluşması yavaşlatılabilir.” Bunun için yapılması gerekenlerin başında güneşlenmemek yer alıyor. Kışın bile güneşten koruyucu krem kullanmak da önlemler arasında. Eczanelerde satılan birçok kozmetik ürünün kırışıklığı önleme ya da kırışıklığı yok etme iddiasında bulunduğunu dile getiren Doç. Dr. Yasemin Saray, “Ancak bu ürünlerin çoğunun bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmamıştır ve gene çoğunun kırışıklıkları azaltıcı etkileri yok da çok azdır” diyor. Çözüm ise pahalı ürünlere para vermek yerine bir dermatoloji uzmanına başvurarak, onun önerileri doğrultusunda ürün seçmek. Doç. Dr. Saray kırışıklıklara karşı etkinliği kanıtlanan sadece iki krem olduğunu belirterek, şu bilgileri veriyor: “Bilimsel etkinliği kanıtlanmış iki krem var; ilki tretinoin içerikli krem. Bunu kullanmak için hastanın dermatoloji hekimine başvurması gerekiyor. Kişiye özel bir tedavi belirleniyor. Bir de meyve asitleri dediğimiz alfahidroksi asit içeren kremler etkili oluyor.” Bunların dışında Botoks, kimyasal peeling, dermabrazyon, lazer, IPL, radyofrekans uygulamaları ve yüz germe operasyonları kırışıklıklara karşı kullanılan yöntemlerden. Kimyasal peeling işlemi daha çok güneşin yoğun olmadığı kış aylarında uygulanıyor. Çünkü işlemden sonra güneşle temasta hiperpigmentasyon denilen şiddetli koyu renklenmeler görülebiliyor. Doç. Dr. Aydın Saray, bu riskin koyu tenlilerde daha yüksek olduğunu belirterek, “Hastaların bu işlemden sonra en az 35-40 faktörlü güneşten koruyucu krem kullanmasını istiyoruz” diyor. Aromaterapi ve Mezoterapi çatlaklarda işe yaramıyor Çatlaklardan kurtulmak için aromaterapi ve mezoterapi yöntemlerinin işe yaramadığını anlatan Doç. Dr. Aydın Saray (solda), şunları söylüyor: “Mezoterapi bilinçli ellerde yapılmazsa, ciltte benek benek lekelenmelere neden oluyor. Mezoterapide cilt altına en az 6-7 maddeden oluşan bir karışım veriliyor. Bunun en önemli etken maddesi de fosfatidilkolin gibi yağları eriten bir madde. Fakat verdiğiniz madde nerede, ne kadar kalıyor? Bazı yerlere çok, bazı yerlere az gidebiliyor. Bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış değil.” Doç. Dr. Saray, aşırı kilolu olan kimi kişilerin zayıflasalar bile bazı bölgelerinde yağ birikmeleri olduğunu belirterek, “bu sorun ancak operasyonlarla çözülebilir” diyor. Doç. Dr. Yasemin Saray, kırışıklığı önleme iddiasında olan birçok kozmetik ürünün bilimsel olarak etkinliğinin kanıtlanmadığını vurguluyor ve ekliyor: “Etkinliği kanıtlanmış iki krem var: İlki tretinoin içerikli krem. Bunu kullanmak için hastanın dermatoloji hekimine başvurması gerekiyor. Kişiye özel bir tedavi belirleniyor. Bir de meyve asitleri dediğimiz alfahidroksi asitler içeren kremler etkili oluyor.” ÇATLAKLARI ENGELLEMEK İÇİN: - Hızlı kilo alıp vermeyin. - Bol bol su için. - Duş sonrası vücut nemlendiricisi kullanın. - Çocuklarınızın bağ dokusunun güçlenmesi için özellikle ergenlik döneminde posalı besinler tüketmelerini sağlayın. - Kivi, domates gibi antioksidanlardan zengin besinleri tüketin. - Cildinizin esnekliğini artırmak için düzenli egzersiz yapın.
Benzer Videolar