OKTAY EROL
“Para politikası duruşunun olumlu etkisiyle 2024 yılı ortasından itibaren yıllık enflasyon düşmeye başlayacak” açıklamasına sevinmemiz mi gerekecek, düşünmemiz mi, yoksa üzülmemiz mi? “Para politikası duruşunun olumlu etkisiyle” deniliyor. Bu olgunun gerçekleşmesi için neler yapılmıştı anımsayın; akaryakıtta ötv/ tüm tüketimlerde kdv artışı, buna dayandırılarak ekmeğe, ulaşma gelen yüzde elliyi aşkın zam, bu artışlar sürerken asgari ücreti geçen “açlık sınırının” altında ülkenin üçte iki çoğunluğun yer alması, dar gelirlinin, emeklinin, emekçinin yılbaşından bu yana ekmeğinin üçte birinin koparılması…
Açıklamayı yapan, geçtiğimiz yıllarda “çatıyı güneşli havada onarmak gerekir, eninde sonunda küresel senkronize büyüme devam etmeyecek” dediği için görevden alınan, ancak yeni dönemde hem "faiz neden, enflasyon sonuç" söyleminden, hem de “düşük faiz” inatlaşmasından uzak durulması güvencesi alan Hazine-Maliye Bakanı Mehmet Şimşek…
***
Yok, şunu her geçen gün daha iyi anlıyoruz artık: yönetenler, yurttaşın hangi koşullarda yaşamını sürdürdüğü konusunda bir “buğday tanesi” boyunda ilerlemediği gibi, daha çoğuyla uzaklaşıyorlar! İnsanlar açlıkla boğuşuyorlarmış, pazaryerlerinin atıkları arasında yiyecek arıyorlarmış, yedi ayda ekmeklerinin üçte biri elinden alınmış, yaşamın birçok ergilerinden yararlanmak şöyle dursun uzağından geçmeleri bile zorlaşmış… Yöneticiler “para politikasında olumlu etki” söylevi veriliyor!
Sözü edilen “olumlu etki” içinde, “iktidarın” yirmibir yıl boyunca “büyümede” de yer vermediği “yurttaş” yine yok! “Para politikası” olumlu etkilenecek de; bu sırada “açlıkla” sınanan dar gelirli yükü sırtlayacak, üç/beş maaş vererek korunan yandaşlar hiç oralı bile olmayacak! Yine kamunun mallarını savurganca kullanacak, yine ulusal paylaşımı yerle/ bir eden anlayışla kazançlar edinecek, yine “iktidara” yakın olan yüklenicilerin vergi yükleri azaltılacak!
***
Sanki yapılan tüm çalışmalar; çıkarılan yeni vergiler, yapılan zamlar/ düzenlemeler yurttaşın “daha iyi” yaşaması için değil de, üç/ beş kişinin mülklenmesi/ dar gelirlilerin “geçim sıkıntılarının” artması için…
Daha birkaç ay önce, seçim alanlarında konuşan politikacılar “daha iyi, daha rahat gereksinmelerinizi karşılayacağınız, daha güven duyacağınız” bir ülke sözünü vermediler mi? Seçmen, “kazanmamız durumunda bu zamları yapacağız, ekmeğinizden bu denli koparacağız, geçiminizi zorlaştıracağız” diye bir söz duydu mu hiç?
Herkes ekonomist olmak “para politikasından” anlamak zorunda değil! Ancak “emeğinin karşılığı” olan aylığını eline aldığında “ay boyunca”, kimseden destek alamadan “yetmesi” zorunlu!
***
Açıklamadaki tümce “2024 yılı ortasından itibaren yıllık enflasyon düşmeye başlayacak” diye bitiyordu! Denilen süreye daha bir yıl var! O zamana değin şu an “var olan tüm fiyatlar” dondurulsa bile, emekçinin/ emeklinin hangi zorluklar içinde olacağını düşünebiliyor musunuz? Yarı aç, yarı tok, yarı uyur, yarı gezer, yaşamdan kopuk bir yıl!
Bir ki ay sonra, kış aylarının başlamasıyla birlikte elektrikte, doğalgazda, akaryakıt, diğer temel ürünlerde gelmesi olası zamlar aklımıza geldiğinde; “Para politikası duruşunun olumlu etkisiyle 2024 yılı ortasından itibaren yıllık enflasyon düşmeye başlayacak” açıklamasına sevinelim mi, düşünelim mi, yoksa üzülelim mi? Haydi başlayalım…