YAZI / YORUM
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, günün 24 saatinde heyecanın, aksiyonun, merağın, korku ve gözyaşının, eksik olmadığı, seyredenlerin " Aaa! bu da mı oldu? Yok daha neler... " dedikleri ve gelişmiş ülkelerin tamamen aksine, hemen kabullendikleri filmler hiç gösterimden kalkmıyor. Bu gidişle de zaten kalkmayacaktır.
Muhteşem Türkiye Yüzyılı'nda uzatmadan söyleyeyim, uçan değil, batan bir ülke seyrediyoruz. Hem de ne batma !
Petrol ürünlerine yapılan son zamlar, güzel ve irfan sahibi insanımı çok şaşırttı. Niye şaşırıyorsunuz ki!
Zam dediğin böyle yapılmalı. Ne o: " 10 kuruş zam, iki gün sonra 25 kuruş zam ..... " Böyle yap yap bitmez. Yaptın mı böyle yapacaksın. Damakta iz bırakacaksın.
Bu ülkede halk demokrasi dedin mi sadece sandığa oy atmayı anlar. Bu işi de gerçekten çok sever.
Bizde de sağ olsun her seçimde muhalefet, iktidara gelirsem şunu vereceğim, bunu vereceğim der, bunu gören iktidarda seçimi kaybetmemek adına benden onların verdiğinin iki misli der. Değerli vatandaşlarımız da bu yoğurdun bolluğu nereden kaynaklanıyor diye sormaz, yaşasın cebim dolacak diye kim fazla veriyorsa onun peşine takılır. Takılmayanı da zorla taktırır.
Anlamadığım hiç bir zamanda anlayamayacağım şey, " Ya şimdi ne olacağız ? " diyenler...
Ne olacaktınız peki ?
Seçimlerden önce hep istediniz, hep istediniz. İktidarda size hep vereceğim dedi. Vermeyeceğim demedi ki!
Sordunuz mu peki ! " Nasıl vereceksin ?" diye. Niye soralım ki, değil mi?
Böylece vatan, millet, edebiyatının sonuna gelindi. Ama sokaklarda arabalarının son seslerini açıp dombra dinletenlerin aklıyla her şey güzel olacaktı.
Türkiye yüz yılında şahlanacağız, vatanı kimse bölemeyecek, millet kenetlenecek, ezanlar susmayacak, bayraklar hiç inmeyecekti.
Aptallar ne zaman bayrak indi, ezan kesildi, vatan bölündü ?
Vatanı bölecekler, bayrağı indirecekler, ezanı susturacaklar dediğiniz dış güçlerden beri gelmiyorsunuz. Acaba niye gelmiyorsunuz? Söyleyin de benim gibi beyni küçük olanlar anlasın.
Gerçeklerin biraz acıtma huyları vardır. Yukarıda da söyledim. Seçimde hangi sözler verildiyse yerine getirildi. Para da nereden alınacaktı ? Tabi ki, milletin cebinden.
Eğer herhangi bir ülkede ekonomik sıkıntı varsa elbette iktisat gereği zamlar olur, tasarruflar olur, fiyat dondurmalar olur, küçük fiyat artışları da olur.
Şimdiye kadar sayın vatandaşlar kendinize hiç sordunuz mu?
Bakın neleri soracaksınız kendinize ! Ben buraya bir kaç tane soru bırakayım, siz de bir zahmet soruları çoğaltıverin. O kadarlık da olsa klavyelerden elinizi bir süreliğine çekin ve 21 gramlık beyinlerinizi çalıştırıp, gözlerinizi dinlendirin. Bu arada beyinlerin ağırlığı gerçekten 21 gramdır. Bunu da bilin.
Ülkede şimdiye kadar niçin iyi bir iktisadi, mali ve finans politikası uygulanmadı?
Şimdiye kadar hangi biriniz ülkenin seçkin üniversiteleri olan Boğaziçi ve O.D.T.Ü' de öğretim üyelerinin ve öğrencilerinin yaşadıkları sorunları umursadınız?
Araçların geçmediği, uçakların inmediği, yolcunun olmadığı, köprülere, hava limanlarına niçin milyonlarca dolar hazine garantisi verildiğini hiç sormadınız?
Elimizdeki Atatürk Havalimanı'na giren kepçeleri, dozerleri, kamyonları niye ne yapıyorlar bunlar , burası bizim milli servetimiz diye sorgulamadınız?
Eğitim, yıldan yıla batarken, sınıflarda kalma olayı kaldırılırken, çocuklarınızı yetiştiren öğretmenler hakarete uğrarken, dövülürken neredeydiniz? Çocuklarınızı yetiştiren öğretmenlere hangi değeri verdiniz. Onlarda çok iyi biliyorum diye hoca pozlarına yattınız. Yalan mı?
Aynı milletvekilleri, aynı belediye başkanları, aynı belediye meclis üyeleri seçilirken siz ne yapıyordunuz? Onların karşısına çıkanları yok etmeye sindirmeye çalışıyorsunuz.
Sevgili millet hiç kendinize sordunuz mu? " Millet vekilleri ne iş yapar ? Niye yıllarca aynı yüzler mecliste oturur? Sormadınız. Futbol fanatikleri gibi oy vermeye koştunuz.
Ülkedeki siyasetçilerin bir çoğu sizlerden daha iyi şartlarda yaşıyorsa meclisin ayrıcalıklarına sahipse, bunları sorguladınız mı?
Her meslekten genç beyinlerimiz, yurt dışına kaçarcasına giderken hiç dediniz mi? " Gitmeyin gençler "...
Sanayimiz niye gelişmiyor, yatırım niçin ülkeye gelmiyor diye kendinize sordunuz mu?
Buna benzer bir çok konuda kendinize " Neden, Niçin, Nasıl ?" benzer soru kalıplarıyla sorular sormadıysanız sizlerin bu zamları dert etmeye hakkınız yoktur. Bunu iyice belleyin!
1994, 2001, 2018 yıllarındaki krizlerde de aynısı oldu. Ne değişti? Hiç bir şey aynı tas aynı hamam.
İktidar ve şürekası hala kendini savunuyor. Avrupa'nın en ucuz benzin, motorin ve doğal gazı bizdeymiş.
Bende diyorum ki: " O zaman bizlerin ücretlerini de Euro üzerinden verin ." Madem öyle.
Bugün Ahmet Davutoğlu çıkmış, meclisi olağan üstü toplantıya çağırıyor. Ne olacak çağırsan ?
Muhalefet ne yapıyor ?
Kim ölmüş ona taziye mesajı, kim doğmuş ya da evlenmiş ona tebrik mesajı, hangi partili, doğru düzgün konuşmuş ona partiden kovuldun mesajı... konularında hummalı bir faaliyet yürütüyorlar. Kemal dede dün gitmiş taksicileri ziyaret etmiş. Amma iş yapmışsın. Bence yarın da otogara git.
Sevgili okur,
Şunu lütfen iyi bilin;
Bir ülkede yaratıcı adımlar atılmıyorsa aslında o ülke sona doğru gidiyor demektir. Bir ülkedeki gençlerin %95 nin geleceğe dair umudu kalmamışsa hepsi yurt dışına kaçmaktan, oralarda çalışmaktan söz ediyorsa umutlar bitiyor demektir.
Ülkede her yetişmiş kamunun vereceği, asgari ücrete, maaş zammına, emekli zammına bakıyorsa bitiyorsunuz demektir. Bakacağınız yer ülkedeki ortalama ücrettir.
Üretmeyip devamlı tüketmeyi özendiriyorsan seni de gün gelir bu zamlar, faizler bile kurtarmaz.
Arap ülkeleri bile petrol bağımlılığından kurtulup, ülkelerine yeni teknolojiler, yeni yatırımlar getirmeye çalışırken biz neler yapıyoruz; uçaklarda kokpitte nasıl namaz kılarız? Bununla uğraşıyoruz. Suudi Arabistan Hava Yolları'nda bile böyle absürt bir konu yoktur eminim.
Zamları savunmak adına bir tanesi de çıkıyor, bu zamlar 15 Temmuz sabahı " sala " verilirken belli oldu, bunda art niyet ararım diyor.
Hep salağız ya!..
Yaşadığımız sürece " Vatan bölünmez, Bayrak inmez, Ezan susmaz ". Doğrudur.
Bir doğru daha var: " ZAMLAR DA HİÇ DURMAZ. "