ADNAN DENİZ
Kıymet verdiklerimize,onlar hayattayken gereken ilgi,sevgi ve önemi vermemiz gerektiği kanısındayım.Eğer bunu onlar hayattayken yapmaz veya yapamazsak onlar bu âlemi terk ettikten sonra yapılacak ehemniyet verir görünen bir takım faliyetlerin inanın giden sevdiklerimize herhangi faydası olmayacaktır.
Bugün babalar günü.Tabi bazı insanlar babalar,anneler,sevgililer v.b günlerin olmasını hoş karşılamamaktadır. Gerekçe olarakta bu günlerin ortaya çıkmasını, kapitalist sistemin bu günleri tüketimi artırıcı bir faliyet haline getirmek arzusunu göstermektedirler.
Bazı kişiler ise bu özel günlerin bir günle kutlanmayıp,kısıtlanmaması gerektiği düşüncesi yatmaktadır. Bu iki düşüncede toplumsal bir gerçektir. Ama iki düşüncede olgunun gerçekleşip, bitmesinden sonraki görüntü verir birer halidir.
Bizim söylediğimiz hayatın gerçekliği ve karmaşıklığı içerisinde takınmamız gereken roldür. Bizim şu andaki konumumuza gelmemizde çok önemli rol oynayan, fedakarlık yapan "yemeyip yediren, giymeyip giydiren" babalarımızın değerlerini onlar yaşarken hissettirmek amacımız olmalıdır.
Onlar kesinlikle belli bir yaştan sonra yalnızca hatırlanmayı, son demlerinde yetiştirmiş olduğu evlatlarının başarı ve mutluluklarının görmekten, onlarla gururlanmaktan başka birşey beklemezler. Bir hâl hatır sormak, saygı duyulduğunu hissetmek ve onların mutluluğunu paylaşmaktan başka bir şey istemezler. Sanırım bu onların en doğal hakkıdır.
Bugünün gençleri yarının babaları olarak, babalarının geçtiği yollardan geçecekler ve evlatlarından aynı duygu, düşünce ve ilgileri bekliyeceklerdir. Çünkü hayatlarını evlatlarına vakf eden bir babanın böyle bir beklentisinin olması en doğalıdır.
Gelin babalar günü, şu anda hayatta olmayan babalarımıza hasret ve özlemlerimizi belirtmenin yanında yaşayan babalarımızın hayır dualarını almak içinde bir milad teşkil etsin. Yine hedileşelim yine sevgi gösterilerinde bulunalım ama bu akıp giden hayatın içerisinde bir günle sınırlı kalmayıp bu davranışlarımız bütün samimiyeti içinde süreklilik arz etsin.