Prenseslerin İhaneti
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken koskocaman bir ülkenin haşmetli bir padişahı varmış. Padişahın da üç tane güzeller güzeli kızı bir tane çirkin oğlu varmış. Padişah oğlunu çok seviyormuş ama çirkin olduğu için de içten içe sinirleniyormuş.
Çünkü prens çirkin olduğu için kimse ona saygı göstermiyormuş. Bir gün tüm çocuklarını yanına çağırmış ve herkesin önünde artık emekli olacağını ülkenin yönetimini oğluna bırakacağını söylemiş. Bunu yapmasındaki amaç da oğluna saygı duyulmasını sağlamakmış. Fakat prensesler bu durumu kabul etmemiş. Her biri ülke yönetiminin prense yakışmayacağını söylemiş. Kızlardan en büyük olanı “Ben en büyük prensesim ben varken prensin yönetmesi yakışık almaz demiş.” Ortanca prenses hemen lafa karışmış ” Ben içlerinde en güzel olanıyım, bütün halk etrafımda pervane. Ülke yönetmek en çok bana yakışır.” Demiş. Küçük prenses “Ben en küçük prensesim şimdiye kadar herhangi bir görevim olmadı. Bu yüzden ülke yönetme görevi bana düşer.” Demiş.
Bu sırada prensin hiç sesi çıkmamış. Çünkü o babasına karşı hep daha saygılıymış. Onu sözünün üstüne söz söylemezmiş. Fakat padişah kızlarının itirazına sinirlenmiş ve son kararını vermiş. Artık ülke yönetimi prensinmiş. Bu karara sinirlenen prensesler hemen bir plan yapmışlar. Amaçları prensten kurtulmakmış. Yeni görevinden dolayı diğer ülkelere gemiyle seyahate çıkacak olan prensi denize atmaya karar vermişler. Böylece prensi denize atması için büyük prenses yardımcısını görevlendirmiş. Prensesler kendi gözleriyle prensin denize düştüğünü görmek için de prense eşlik etmeyi teklif etmişler. Prens yapılan plandan habersiz kardeşleriyle beraber bir yolculuğa çıkacağı için çok mutluymuş.
Fakat padişah kötü bir şey sezinlediğinden dolayı oğlunu koruması için birini görevlendirmiş. Bu kişi ülkenin cengaverlerinden biriymiş. Böylece yolculuk başlamış. Yolculuk sırasında prensesin yardımcısı prensi denize atmayı başarmış. Fakat cengaver böyle bir plandan haberdar olduğu için prensi denizin altında bekliyormuş. Prensi kurtarır kurtarmaz da hemen başka bir gemiyle ülkeye geri dönmüşler. Padişaha olan biteni anlatmışlar. Padişah bu duruma hem çok sinirlenmiş hem de bu ihaneti yapanların kızları olduğunu düşününce çok üzülmüş. Seyahatten geri dönen prensesler prensi karşılarında canlı kanlı görünce şaşkına dönmüşler. Böylece babalarının cezalarından kurtulamamışlar. Kardeşlerine böyle bir ihanet etmenin cezası ömür boyu zindanda yaşamak olmuş. Prensesler çok pişman olmuşlar. Padişaha yalvarmış yakarmışlar ama padişah kararından dönmemiş.