Öküz ile Kurbağa

Kurbağa bir öküz görmüş çayırda, o kadar hoşlanmış ki, bayılmış boyuna posuna. Kendisine baksanız, boyu yumurta kadar ama kurbağa bu anlamaz ki , ille de öküze benzeyecek. Öküze bakmış kabarmış, kabardıkça şişmiş., ıkınmış, sıkınmış , gerilmiş. Bir görseniz gerginlikten nefes alamayacak hale gelmiş. Eşine sormuş: – Nasıl hanım öküz kadar oldum mu ? Hanımı şöyle bir sağdan bakmış, birde soldan: – Neredeee ? demiş. Kurbağa daha bir hırslanmış – Al öyleyse demiş. Şimdi nasılım. Bunu söylemiş ya, iyice şişmiş. Hanım gülmüş : – Vazgeç bu sevdadan demiş. Bizimki iyice hiddetlenmiş. -Sen dur hele bakalım demiş. Şişmiş, bir daha, biraz daha. Biraz daha şişmiş. Derken çat diye çatlamış. İşte böyle çocuklar, dünya böyle sersemlerle dolu: Her bakkal illa han hamam yaptıracak, her küçük çobanın uşakları olacak, herkes kendinde olmayana böyle hayran hayran bakacak. Ondan sonrada çat diye çatlayacak.