ZAHİDE UÇAR
PKK İle Mücadelede Güvenlik Güçleri Yalnızdır
Sabahleyin elimde kumanda, TELE-Vizyon(!) denilen kanalları dolaşıyorum. Hani şu büyük denilen kanalları…
Güneydoğu’da kalkışma, PKK terörü… Üçer, beşer, onar… Gencecik Mehmetçiklerimiz, subaylarımız şehit oluyor. Ocaklara ateş düşüyor. Anaların, babaların, evlatların çığlığı yürekleri dağlıyor.
Türk Ordusu Suriye’de savaşıyor. Türk Ordusu Irak’ta…
Telekıza dönen yaygın kanallar da ne var?
Gardrop Savaşları…
Verilen mesaj: Ülkenin hiçbir sorunu yok. Her şey güllük gülistanlık. Tek derdimiz, kadınlarımızın manken gibi giyinememesi…
Diğerinde; gelinlerin çeyizleri, sofra düzeni, düğünleri yarışıyor.
Yemek programları var. Bol bol tarif veriyorlar.
Mesaj: Ülkede yoksulluk yok. Nüfusun % 23’ü yoksulluk sınırı altında, yani, aç yaşamıyor. İşsizlik oranı %12 değil. Rahat rahat alın, pişirin. Kebaplar, pastalar, kavurmalar… “Ekmek bulamayan pasta yesin” diyorlar.
Ülke kan gölüne dönmüş, onlar nasıl zayıflarız, suratımızı nasıl gençleştiririz derdinde…
Evlenme programları, kaynana-gelin seçmeleri… Filan akrtis, falan aktör şurada görüldü. Filan aktris şurada soyundu, göbek attı, kıvırdı…
Gün boyu
tele-uyuşturucu vizyonlardan, HALKA yüksek oranda uyuşturucu ZERK EDİLEREK ediliyor.
Şehit mi var? Onlar şıkır şıkır. Kahkahalar ekranı kaplıyor. Tak-takıştır, sür sürüştür. Keyfine bak.
Üçüncü paylaşım savaşı Ortadoğu’dan başlatılmadı… Savaş zaten Merih’te… Küresel çete üzerimize çullanmadı. Kerkük’te, Musul’da, Telafer de kardeşlerimiz boğazlanmıyor. Ülkemizde beka sorunu yaşanmıyor. Üç milyon Suriyeli içimizde dolaşmıyor. Irak’ta yeni sığınmacılar kapımıza dayanmadı. Metropoller silah deposu haline getirilmedi. AK gençlik sanal ortamdan silahlanma çağrısı yapmıyor değil mi?(!)…
Duyma, görme, bilme. Sen oyna, göbek at. Kanalizasyonlarda eşini ara. Gardrop yarıştır. Kim en iyi giyindi, ona bak. Cahilliğini konuştur. Beyinsizliği özendir ki, cehalet baki kalsın. İhanet parlatılsın.
Bazen açık oturum programları da yapılıyor(!).. Özellikle, sistemle sorunlu ama dedikoduyu bilgi diye pazarlayan kara cahiller bir şeylerin uzmanı diye millete kakalanıyor. Yunan işgalini isteyen tarihçi bozuntusu, birilerinin “üstadı” sıfatıyla kanal kanal geziyor. Konuşmuyor, dışkılıyor.
Onlar, yalan-dolanla milleti uyutmaya devam ediyor. Açıkça milleti kandırıyorlar. Bütün konuşmaları, kafalarının arkasında bulunan rejimi benimsetmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlık ve bekasını sorgulatmak. Yani, meşruiyet şüphesi uyandırmak. O nedenle bol bol yalan söyleyip, bol bol iftira atıyorlar. Konuşmuyor, 90 yıllık kabızlıklarını gidermek için insanların üzerinde hacet gideriyorlar.
Eviniz yanıyor. Ocaklarımıza ateş düşüyor. Azrail 01-24 mesai yapıyor.
Ekranlar “Türkiye İsviçre oldu. Giyinmek, eğlenmek, evlenmekten başka derdimiz yok” mesajı yolluyor. Millet uyuşuyor. Algısı değiştiriliyor. Kendi ocağına ateş düşmeden içi yanmıyor.
Vicdanlar körleşti. Beyinler dumura uğratıldı. Bu televizyonlar kime çalışıyor? Birkaç ulusal kanal dışındaki televizyonlar 5. Kol faaliyeti sürdürüyor. Tehlikeyi, acıyı milletten saklayarak, halkı duyarsızlaştırıyor. Gözlere pembe bir gözlük takıyor. Milleti gerçeklikten koparıp, masalsı, yalan, sanal bir Türkiye resmine hapsediyor.
İmkanı büyük, ihaneti görev edinmiş bu televizyonlar, milletimize, yüksek oranda UYUŞTURUCU ZERK EDİYOR.
Bu ahlaksız yayın faaliyeti, bir millete yapılabilecek en aşağılık, en adi, en alçak, en yıkıcı yayıncılık faaliyetidir. Etki ajanlığıdır. Milletin BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ çökertmek, her türlü mikroba ve tehlikeye karşı savunmasız hale getirmektir. Bu yayınlar Türk Milletini düşmana pazarlamak demektir.
Ortadoğu kan gölü. Dünyanın asalakları petrol gelirlerine el koymak, İsrail’i rahatlatmak, Büyük Kürdistan Devleti kurmak için; Irak’a, Suriye’ye çöreklendi. PKK ve kendi kurduğu terör gruplarını kullanarak Türkiye’ye diş geçiriyor. Tahta baraka, kerpiç, toprak evlerden çıkan gariban çocuklarımız, hayatlarının baharında tabutlara giriyor.
Gencecik fidanlarımızın toprağa konduğu ülkemizde, ölümle koyun koyuna olan coğrafyamızda, yaşamaktan utandığımız günler yaşıyoruz.
5. Kol faaliyetlerini üstlenen birtakım medya organları yüksek oranda uyuşturucuyu millete zerk ediyor.
Türk milleti olarak bu uyuşturucu alışını acilen durdurmalıyız.
Bağımlılık ÖLDÜRÜR.
Zahide UÇAR