Görene, köre ne?

ZAHİDE UÇAR

Görene, köre ne?

Çakma Darbe dedik, feraset gözü kör olanlar, mış gibi yapanlar, bu yorumu yapanları Fetullahçılara hizmet etmekle suçladı. Bu suçlamayı yapanlardan biri, zamanında bizler için; “Burnu büyük aydınlar” diye bir yazı yazmıştı. Nedeni ise, Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve üç kuvvet komutanının istifasına karşılık; “Bu Halkı Kandırdınız Komutan” başlıklı eleştirel yazımdı. Onlara göre bu komutanlar istifa edince, daha iyi mücadele edeceklerdi(!).. Komedi gibi bir yorum… Genelkurmayı Necdet Özel gibi “belden kırmalı” bir tombalağa bırakıp kaçanlar, sivil olunca daha iyi mücadele edecekmiş… O günden beri Işık Koşaner ve üç kuvvet komutanını ortada gören var mı? Bu ekip bir zamanlar askerin bu duruma düşmesinin en büyük mimarı olan Hilmi Özkök’ü de göklere çıkarmıştı. Yanılmaya doymadılar. Yazdıklarımız ortadadır. Dün başka, bugün başka olanların…  ABD’ye emperyalist derken, Rusya ve Çin emperyalizmini kutsayanların, ABD düşman ama, İngiltere artık düşman değil diyebilecek kadar şirazesi kayanların… İstihbarat haberciliği ile gündem yaratanların rehberliğine ihtiyacımız yoktur. Birtakım insanlar da; Çakma darbeyi Fetullahçıları kullanarak ABD yaptı, AKP böyle bir darbe planlayamaz derken, başka bir uyanıklık peşinde… AKP sanki ABD’nin Truva atı değilmiş gibi… Erdoğan’ın baş danışmanı İbrahim Kalın CİA raportörü değil mi? Kamu müsteşarlığında, AKP’nin çıkardığı yasa değişikliği ile, yabancı istihbarat elemanları çalışmıyor mu? Bir zamanlar AKP’nin ülkeye soktuğu 35 CİA ajanı nerede? Merak eden var mı? AKP’nin parti programı bile Yahudi kuruluşlarından biri olan CFR’nin gönderdiği memerandum değil mi? Öyleyse, küresel çeteyi neden dışarıda arıyorsunuz ki? Onları yasa çıkarıp koynuma ben mi aldım? Erdoğan ve ekibinin 14 yıldır millete uyguladığı algı operasyonlarını, AKP’nin sünepeleri-cahilleri mi yürüttü sanıyorsunuz? Erdoğan’ın eline iktidar karşılığında ev ödevi verenler, her şeyi en ince ayrıntısına kadar planladı. Ülkenin her yerine yerleştiler. Çakma darbeye gelince; Küresel çete, bir perdelik “çakma darbe” oyunuyla, Fetullah çetesinin deşifre olanlarını harcadı. Bu bilinen bir yöntemdir. Deşifre olanlar zaten temizlenecekti. Temizlenmeden bir işe yarasınlar diye, harcanmak üzere kullanıldılar. Ve deşifre olmayanlar, diğer Fetöcü askerlerden bile saklanan CİA elemanları da, bu temizlik sayesinde korundu. Onlar mutlaka çok kritik yerlerde, kritik dönemler için tutuluyordur. Gelelim “çakma darbe planı” ile amaçlananlara… Ülkemizde yapılan darbelerin sadece sivil-siyasi mağduriyeti konuşulur. Oysa her darbe sonrası, Amerikan karşıtı askerler ya ordudan atılır, ya da emekli edilir. Yani, asıl darbe Türk Ordusu personeline yapılır. O askerler onurlu olduğu için, yatıp-kalkıp ağlamaz. Hayatını bir başka şekilde devam ettirir. 28 Şubat sürecinden sonra, asker-millet arasına fitne sokulduğunu anlayan asker, darbe yapmaktan kaçındı. Dolayısıyla, Atatürkçü, milliyetçi askerler üst kademeye doğru çıkmaya başladı. Ayrıca PKK ile mücadele ederken, gerilla savaş yöntemlerini de öğrendi. Uygulamalı ders gibi, deneyim ve becerisi arttı. Bazıları Amerikan çıkarlarına taş koymaya başladı. Türk Ordusu yeniden temizlenmeli, NATO hizmetkarı ruhuna kavuşmalıydı. Yani, bir temizlik lazımdı. Ergenekon, Balyoz, Sarı Kız, Casusluk gibi birçok kumpas davalar icat edildi. Bu davalar oluşmadan önce, savcılar ABD’ye eğitime gönderildi. O zaman başbakan Merihli biri olduğu için de, o savcıları Merihli başbakan gönderdi tabii ki(!).. Amerika’dan bir bayan savcı gelerek, Adalet(!) Bakanlığında çalışmaya başladı. AKP, Fetullah, görevli medya, CİA işbirliğinde Türk Ordusu linç edildi. Erdoğan ve F-CİA çetesi birbirine düşünce, proje yarım kaldı. İşte bu çakma darbe sayesinde o proje tamamlanacak. “Çakma Darbe” neticesine bir bakalım: Ordu-millet çok büyük bir yara aldı. Fetullahcı çete üzerinden, asker düşmanlığı pompalandı. Operasyon gazeteleri; Donlarıyla teslim alınan, aşağılanan, küfür edilen, darp edilmiş, kemerle dövülen asker görüntüleri servis ediyordu. Son operasyonlarda, asker PKK’lıları teslim alırken donlarıyla teslim alıyordu. Çünkü canlı bomba olma ihtimalleri vardı. Peki, Türk askeri elbisesi taşıyanlar canlı bomba mı da, donlarıyla teslim aldılar?  Ayrıca, bu görüntüleri, hangi amaçla, kimler servis etti? Askere yapılan kumpas, Fetullahçı çeteyi kullanarak başlamıştı, Fetullahçı çeteyle sonuçlandırdılar. F-CİA her yerden temizlenmeli, kabul. F-CİA yaptıklarının bedelini ödemeli, sonuna kadar evet. Yalnııız, F-CİA’ya olan nefretimizi kullanarak, Türk Ordusu’na adice yapılan psikolojik operasyona HAYIR!!. O alçaklar ajan olsa da, üzerlerinde Türk Ordusu’nun elbisesi vardı. Paşa, albay, yarbay, binbaşı diye söylerken, Türk Ordusu’na ait rütbeleri sayıyorlardı. Dolayısı ile, o servis edilen resimler üzerinden Türk Ordusu aşağılandı. Şimdi, Güneydoğu’da PKK ile mücadele eden komutanlar görevden alındı. Emin olunuz ki, F-CİA ordudan temizlenirken, ABD yarım kalan projesini tamamlayacak, Atatürkçü, antiemperyalist askerler ordudan Fetullahçı yaftasıyla atılacaktır. Ordu AK Orduya dönüşecektir. Devlet kadrolarında kalan son Atatürkçüler, milliyetçiler, F-CİA üzerinden temizlenecektir. Evet, Erdoğan ve ekibi böyle çakma bir darbeyi kurgulayamaz ama, 14 yıldır ülkeyi batağa sürüklediği halde, kitleleri kimlerle manipüle ettiyse, çakma darbeyi de aynı üst akıl, onlar ve kendisi için, istediğini almak için planlar. Erdoğan ve ekibi bu çakma darbeye çok hazırlıklıydı. Diyanet harekete geçirilmişti. İmamlar saat başı sala verdi. Özal’ın askerin karşısına geçirebilmek için güçlendirdiği polis, AKP döneminde ağır silahla donatılmıştı. Asker ve polis karşı karşıya getirildi. İki güvenlik gücünün karşı karşıya getirilmesi bir ülke için felakettir. Halkın meydanlara çağrılması, tarikatların harekete geçirilmesi, olmayan demokrasiye sahip çıkmak için yapılmadı. Gövde gösterisi yapıldı. Gözdağı verildi. Darbeye karşı meydanlara çıkın diyen ağız, Mavi Marmara gemisiyle de birilerini ölüme göndermişti. Sen hem darbe diyeceksin, sonra da sivil halkı silahların-tankların üzerine süreceksin öyle mi? “Birileri sizlere, çağırdığınız meydanların güvenliği için bir güvence mi verdi?” Sahi, bu süreçte PKK tatile mi çıktı? Yoksa anlaştılar mı? İŞİD bu kadar insanı bir arada bulmuşken, kanlı eylemlerinden tövbe mi etti? Yoksa çakma darbe sahipleri iplerini mi çekti? Soru çok, cevap verecek adam yok. Bir de, belediye kamyonları tankların önünü kesti diye haber yaparak, aklımızla alay edeceksiniz öyle mi?. Behey ahmak, tankı kamyon durdurabilir mi? Tank kendi yolunu açar. Tankı ne kamyon durdurabilir, ne de iş arabası… Bülent Esinoğlu şu anlamda bir yazı yazmış; “O meydanlarda İŞİD yoktu, halk vardı(!)..” Diyor. Tabii halk olacak. Y-CHP, AK MHP, İP… Hepiniz halkı darbeye karşı meydanlara çağırdınız. O meydanlarda İran’ın yaşadığı Humeyni Devriminin provalarının yapıldığını hissetmeyen ahmaktır. Ben sadece Fetullah’ın piyonlarının kullanıldığı darbeye değil, AK Çetenin yaptığı sivil darbeye de karşıyım. Fetullahçı darbe üzerinden, AK Darbeyi akladınız ya, hepinizi alkışlıyorum(!).. Olmayan demokrasiye de sahip çıktınız ya? Hepinize algı operasyonunuz için on üzerinden yıldızlı pekiyi veriyorum… 2005 yılından beri Fetullahçı çeteyi yazıyorum. “Kesnizani Tarikatı” başlıklı yazımda, Fetullahçı çetenin Türkiye için ne kadar tehlikeli olduğunu yazdım amaaaa… Fetullahçı çete üzerinden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne kurulan dinci-gerici tuzağı asla kabul etmiyorum. Camilerden saat başı okunan salanın, harekete geçirilen hazır kıta tarikatların anlamını kavrayamayanlar… Aslında bir prova yapıldığını anlatanları küçümseyenlere yazıklar olsun. Madem AKP ve Erdoğan bu işten haberdar değildi, nasıl bu kadar hazırlıklı olabildiler? F-CİA ile beyni dumura uğrayanlar, yarın bu halkın yüzüne bakamayacaksınız. “Madem kurguydu, Fetullahçılar kendini feda mı eti?” diye soru sorup, cehaletin dibine vuranlara cevap olarak, Hiçbir satranç oyununda piyonları, filleri, atı yerken taşlardan izin aldın mı? Her piyonun bir kullanma süresi vardır. Kullanma süresi bitince çöpe atılır. Belli sırları ifşaa edecek bilgiye sahipse de, imha edilir. Bu kadar basit!.. Humeyni İran devrimini bazı solcu ahmaklar sayesinde başardı. İran solu, gerici devrime yardım etti. Devrim belli kıvama geldikten sonra, Humeyni yanlıları o solcuları astı. Kadın ve kızlara önce tecavüz ettiler, sonra öldürdüler. Tecavüz edince, cennete gidemiyormuş… Bu kadar sapkın bir inanç üzerine devrim falan inşa edilemez. AKP’nin aynı yolu takip ettiğini, bu çakma darbe provası sonrasında göremeyen sözde aydın, asker, basın… Önce kendi karanlığınızı yenin. Sonra halka ışık tutun. Kendi karanlığını yenemeyen, başkalarına ışık tutamaz. Zaman her şeyi ortaya çıkaracaktır. O zaman eğilen başlar çok olacaktır. Ve yaratılmasına yardım ettiğiniz karanlık sizleri de yuttuğunda, yemin olsun ki, hiçbirinize zerre kadar acımayacağız. Zahide UÇAR
Benzer Videolar