0

BEĞENDİM

ABONE OL

Haftanın Konuğu: VİLDAN TURAN

Röportaj: Türkeş Manga
KozanBilgi.Net Genel Yayın Yönetmeni

Sevgili okurlarım tekrar merhaba,

Her hafta bir birinden değerli konuklarımı KozanBilgi.Net’te ekranlarınıza taşımaya çalışıyorum.

Bu haftaki konuğumuz Türk Halk Müziğine yeni bir soluk kazandıran çok değerli bir müzik öğretmeni ve Türk Halk Müziği yorumcusu bir sanatçımız.

Sesimiz uzaklara duyuldukça, bizimle beraber okurlarımıza merhaba demek isteyen, okurlarımızın günlük yaşamına giren ülkemizin ve Dünyanın bir çok yerinde bir birinden değerli dostlarımız olmaya başladı.

Bu gün bunlardan birisi olan, ülkemizde yıldızı hızla parlayan ve yayınladığı ilk albümü “Hûma” ile büyük bir beğeni kazanan çok değerli bir Türk Halk Müziği sanatçısı arkadaşımızı, Sayın Vildan Turan Hanımefendiyi sizlere yapacağımız söyleşimizle tanıtmaya çalışacağım. Söyleşimizi okurken sayfamızdaki Sayın Turan’ın bir birinden güzel türkülerini de beğeniyle dinleyeceğinizi umuyorum.

Sayın Vildan Turan KozanBilgi.Net’e Hoş Geldiniz,

Türkeş bey çok teşekkür ediyorum. Bu vesile ile web sitenizden bizleri takip eden tüm Saygıdeğer KozanBilgi.Net okurlarına da sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

Sayın Vildan Turan’a sorularımı yöneltmeden önce onu sizlere kısaca tanıtmak istiyorum.

Vildan Turan 1983 yılında Ağrı’da doğdu. İlk okulu Ağrı’da tamamladıktan sonra 1994 yılında İzmir’e yerleşti. 2000 yılında Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı’na girdi. 2005 yılında Konservatuardan mezun olan Vildan Turan öğrenimi boyunca çeşitli korolarda korist ve solist olarak görev aldı.

2002 yılında TRT’nin düzenlemiş olduğu THM Ses Yarışması’nda Ege Bölge Birincisi, ardından Türkiye 2. si oldu. Aynı yıldan itibaren 6 yıl süreyle TRT İzmir Radyosunda Akitli Ses Sanatçısı olarak görev aldı. TRT Televizyonunda yayınlanan“Dem Bu Dem” ve “Bergüzâr” programlarında ses sanatçısı olarak görev aldı. Bu programların yanı sıra birçok canlı yayın programına solist olarak konuk oldu. Vildan Turan ses sanatçılığının yanında bir çok kurum ve kuruluşta koro şefliği görevini üstlenmiştir.

Şu anda İzmir-Karşıyaka Belediye Konservatuarı, İzmir Makine Mühendisleri Odası Türk Halk Müziği Koro Şefliği ve Müzik Öğretmenliği görevini de sürdürmektedir. Sanatçı ilk albüm çalışması olan “Hûma” ile siz Türk Halk Müziği dinleyicileriyle buluşmaktadır.

Evet bu bilgilendirmeden sonra artık sorularımızı yöneltelim,

Albümünüz ‘’Hüma’’nın hazırlık sürecinden bahseder misiniz? Nasıl bir sürecin sonunda ortaya çıktı Hüma?

“Hüma” albümü konservatuar yıllarımdan itibaren başlayan profesyonel müzik yaşantımın ve on beş yıllık birikimimin son iki yılda ete kemiğe bürünerek albüme dönüşmüş, dinleyicisiyle buluşmuş hali diyebilirim.

Anadolu, içerisinde binlerce rengi, şekli, ifadeyi barındıran ve bu renkliliğin Anadolu Halk ezgileriyle yani türkülerimiz ile hayat bulduğu bir coğrafyadır. Bu denli çeşitliliğin ve zenginliğin olduğu türkülerimiz arasından bir albüme sınırlı sayıda türkü seçmek aslında işin en zor ve en çok zaman alan kısmı diye düşünüyorum…

Albüm için defalarca repertuar hazırlayıp sildik, ekledik, sildik… Günlerce “Acaba hangisi olsa?” sorusunu hem kendimize hem de çevremizdeki türkü severlere sorduk, fikirlerini aldık. Sonunda çok zor da olsa 16 tane türküye karar verip işin mutfak kısmı olan çok uzun ve yorucu stüdyo süreçlerine geçtik. Uykusuz uzun geceler, stüdyo günleri, provalar derken aylar sonra emeklerimizin karşılığı olan ilk albümümün, ‘’Hüma’’nın demosunu elime aldım. O anımı ve heyecanımı herhalde hiçbir zaman unutamayacağım müthiş bir duyguydu. Anlatması belki bir çırpıda olan fakat hazırlanması  gerçekten çok  yorucu ve emek dolu bu süreçte  başta albümün müzik yönetmeni ve aranjörü Çağdaş AKINCI olmak üzere sazları ve  kıymetli  icraları ile albüme ruh veren renk katan çok değerli saz üstatlarına, hocalarıma ve arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır.

Bu albümü yaparken misyon ve vizyon olarak sadece türkü dinleyicilerine değil, hiç türkü dinlemeyen dinleyicilere dahi, yani yediden yetmiş yediye herkese ulaşmayı hedefledik. Bu amaçla on altı türküyü farklı soundlar ile düzenleyip çok değerli dinleyicilerimizin beğenisine sunduk. Kısacası yazması ve anlatması kolay; yaşanması zor, bir o kadar da keyifli günlerdi.

Albümde klasikleşmiş eserler ve yeni eserleri bir arada kullanmışsınız. Eski ve yeniyi bir albümde harmanladığınızı söyleyebilir misiniz?

Kesinlikle, söyleyebiliriz. Aslında bugünün yeni duyulan ve beğenilen türküleri zamanla klasikleşmiş eserler arasına gireceği için onları ilk ağızdan doğru ve güzel yorumlamak çok daha önemli ve zor. Hüma albümünde 1973 yılında derlenmiş “Yaylalar İçinde Erzurum Yayla” isimli Akhisar Türküsü bulunduğu gibi, 2014 yılında türkü formunda Ali IŞIK tarafından bestelenmiş “Oy Pelutler” isimli Karadeniz Türküsü de yer almakta. Sözün özü, eskiyi ve yeniyi bir arada sunan farklı ve bütünleştirici bir iş çıkardığımıza inanıyorum. Amacım senelerdir birbirinden kıymetli sanatçılarımızdan dinleyip benimsediğimiz, klasikleşmiş türkülerimizi güncel bir sound ile yeni kuşağa dinletip benimsetmek, günümüz duygu ve ifadesiyle yeni bestelenmiş ya da derlenmiş eserleri güzel ve kalıcı bir şekilde icra ederek dinleyicilerimizin kulaklarında hoş bir etki bırakmak.

En çok hangi bölgelerden olumlu dönüş aldınız? Hangi yörelere daha çok hitap ediyor sizce albümünüz?

Aslında bu soruya bölge olarak cevap vermek çok zor. Örneğin albümdeki Karadeniz türküsü “Oy Pelutler” video paylaşım sitesi Youtube’da paylaşılmaya başlandığı ilk beş ayında 370 binden fazla izlenme ve paylaşım sayısına ulaşmıştır. Resmi web sitemde paylaşımların şehirlere ve bölgelere göre dağılımına baktığımızda yoğunluğun Karadeniz Bölgesi’nde olması beklenirken durumun böyle olmadığını fark ettik. Bırakın Türkiye’deki yedi bölgeyi, yurt dışındaki birçok farklı ülkeden bile sayısız paylaşım ve beğeni vardı. Bugün bir Karadeniz ya da Ege türküsü Türkiye’nin her yerinde türkü dinleyicisi ile buluşup beğeniliyor. Biz yorumcular bu durumu halk konserleri ve festivallerde çok daha iyi hissedebiliyoruz. Özetle Hüma albümü gerek repertuarı, gerek  soundu, gerek se enerjisi ile Türkiye’deki tüm bölgelere hitap edebilen bir albüm olacağını temenni ediyoruz.

Bu dönemde albüm yapmak ciddi bir cesaret işi. Herkes single mantığı ile şarkılarını yayınlıyor. Siz 16 şarkılık bir albüm yayınlayarak zoru başardınız. Geri dönüşler nasıl?

Şunu söyleyebilirim ki bu çalışma tamamen kendi maddi – manevi ve kültürel birikimlerimizin sonucunda hayat buldu. Günümüzde sanatı veya sanatçıyı destekleyen kurumlar bulmak gittikçe zorlaşıyor. Buna albüm gelirlerinin de neredeyse tamamen kesilmesini eklerseniz ne kadar büyük zorluklar içerisinde bu albümü hazırladığımızı tahmin edersiniz. Aslında albüm son 4 eseri halaylardan bir potbori olarak kaydedilmiş toplamda 13 eserlik bir albüm. Eğer bir türkü albümü yapıyorsanız bunu asla single’a indirgeyemezsiniz çünkü halkımızın alışmış olduğu bir türkü albümü anlayışı var. Zaten basım-dağıtım konusunda da böyle bir çalışmayı yayınlayacak bir şirket bulmanız da çok zor ayrıca! Artık hiç bir maliyetine karışmadıkları albümleri bile yapımcı firmalar kabul etmemeye başladılar. Çok zorluklar yaşadığımız bu süreçte bize kapılarını açan Anadolu Müzik ve Yapımcımız Sn. Cem Beye çok teşekkür ederiz. Evet geri dönüşler gayet güzel hem de dünyanın her yerinden! Nişanlısının hayranım olduğunu  ve düğününde  kendi sesimizden bir video isteyerek eşine süpriz yapmak isteyeninden tutun da ta Avusturalya Sydney’den Kanada Vancouver ’a kadar geniş bir coğrafyadan selam ve sevgi belirten mesajlar geri dönüşler alıyoruz. Bu çok sevindirici benim açımdan. Dijital platformların her ne kadar korsan indirme konusunda dezavantajlarını yaşıyorsak ta bu gibi güzel yanları da var.

Aynı zamanda müzik öğretmeni olduğunuzu öğrendik. Albüm ve öğretmenliği nasıl bir arada yürütüyorsunuz?

Öğretmenlik çok zor ancak kutsal bir meslek. Bu mesleği hakkı ve sorumlulukları ile tam olarak yerine getirebilmek, gençlere rol model olmak, onlara yaşamda bir bakış açısı ve duruş kazandırabilmek zaman alıcı ve ciddiyetle üzerinde durulması gereken bir meslektir. Sanırım  Sanatçı olabilmek  en az öğretmenlik mesleği kadar zor. Bu açıdan bakıldığında insanı sevmek, birlikte bir şeyler paylaşmak, paylaştığından keyif alabilmek ve bu enerjiyi karşılıklı  doğru bir şekilde kullanabilmek her iki mesleğinde en önemli ortak noktası. Bu iki meslek grubunun hiç şüphesiz kendi içinde zorlukları çok ve bunları bir arada götürebilmek çok daha zor. Ama yine de söylemem gerekirse insanı seviyorsanız paylaşmayı seviyorsanız yaşamda yaptığınız işte daha anlamlı ve özel oluyor….

Öğrencilerinizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

İzmir’in Menemen ilçesinde 350 mevcutlu; ekonomik durumdan kötü, eğitim düzeyi düşük, okuma yazma dahi bilmeyen ebeveynlerin çocuklarının eğitim gördüğü ufak ama sevimli bir devlet okulunda müzik öğretmenliği yapıyorum. Dezavantajlı pozisyondaki bu sosyal çevrede bulunan bir okulda albümü olan, TV programlarına çıkan, internette birçok fotoğrafı bulunan ses sanatçısı öğretmenlerinin olması onlar açısından hiç şüphesiz tuhaf ve heyecan verici olsa gerek.

Bu duruma bir de benim açımdan bakacak olursak evime 28 km uzaklıkta bulunan bir okula her sabah gidiyor, elimde flütüm, mp3 çalarım ve hoparlörlerim ile sınıfa giriyorum. Öğrencilere; bugün size şu türküyü öğreteceğim çocuklar isterseniz hemen derse geçmeden önce bu türküyü şu sanatçıdan dinleyerek kulaklarımızı birazcık alıştıralım ne dersiniz? Diyerek derse başlıyorum. Belki bir gece önce televizyondan izledikleri öğretmenlerini bir gün sonra sınıfta elinde defter ve flütüyle görmek onlar açısından ilk bakışta anlamlandırması karışık bir hale dönüşüyor elbette.

Türkeş Bey, bana ‘’ Öğretmenim, siz sanatçı değil misiniz neden buradasınız ve öğretmenlik yapıyorsunuz?’’ sorusunu kaç defa sordular inanın hatırlamıyorum. Anlayacağınız öğrencilerimle yaşadığım o kadar çok anılarım var ki aklıma gelince kimi zaman tebessüm ettiğim kimi zamansa duygulandığım onlarca anı..

Hiç şüphesiz ki bir ses sanatçısı olarak, yüzlerce sevimli bıcır bıcır destekçisi, hayranı olan ve bundan büyük mutluluk duyan bir öğretmenim.

Türküler dışında söylemekten ve dinlemekten en çok keyif aldığınız müzik türü nedir?

Kendi adıma bu soruya en doğru cevabı şöyle verebilirim; kulağıma hoş gelen her türlü müziği dinliyor, söylüyor ve keyif alıyorum. Kendimi bildiğinden beri etrafımda bağlama çalan, türküler söyleyen dayılarımın, teyzelerimin olduğu bir ailenin çocuğuyum. Konservatuar yıllarımda Geleneksel Türk sanat müziği eğitimi aldım. Öğrencilik yıllarımda üç sene kadar çoksesli koroda görev alıp Batı müziğinin insanı etkileyen o tınılarından tat aldım.

Kulağınız farklı ne kadar çok müzikle dolarsa beğeninizde o ölçüde gelişiyor aslında.Sürekli türkü dinleyip söylemiyorum tabiî ki.Kimi zaman araba kullanırken  dudaklarımdan Cevdet Çağla ’nın Kürdilihicazkar ‘’Seni çoşkun suların koynuna mehtap alamaz’’ şarkısı dökülürken, kimi zamanda Sezen Aksu ’nun ‘’Vazgeçtim’’ şarkısı, kimi zamanda Sıla’nın bir şarkısı dökülebiliyor. Sahnede de elbette ağırlıklı olarak türkü söylüyorum ama bazen o an içimden geçen eseri tarzı ne olursa olsun engellemiyorum söylüyor ve keyif alıyorum. Sonuç olarak söyleyebilirim ki türküler dışında söylemekten ve dinlemekten keyif aldığım müzik türü Alaturka-Alaturka Pop müzik.

Sayın Turan, son olarak sizin öğrencilerinizden ve benim çok sevdiğim bir ağabeyim Sayın Sefer Karabulut’un size ve değerli eşiniz Çağdaş Beye selamlarını ve sevgilerini de iletmek istiyorum. Sefer bey rahatsızlığından dolayı derslere ara vermek zorunda kaldığını ve sizleri çok sevdiğini belirttiler.

Sefer Beye çok teşekkür ediyorum. Çok değerli bir insan, sevdiğim, saygı duyduğum bir sanatçı ağabeyim. Çıkarmış olduğu bir birinden güzel iki albümü ile Sefer Beyde müzik dünyasında adını duyurdu. Özellikle “Marmaristen Datçaya, Ben Vurgunum Hatçaya” türküsü artık dillerden düşmüyor. Kendisini buradan sizin aracılığınızla kutluyor, selamlarımızı gönderiyorum.

Sayın Turan, KozanBilgi.Net’de sizi konuk etmek bizim için bir onur, büyük bir mutluluk oldu. Bu vesile ile bundan sonraki müzik yaşamınızda size ve değerli ekip arkadaşlarınıza başarılar diliyorum.

Türkeş Bey bize bu imkanı verdiğiniz için size ve tüm değerli KozanBilgi.Net okurlarına ben de teşekkür ediyor, tekrar sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP