18 Mayıs 2024 Cumartesi
Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası Adana Şehit Samet Özkan İlkokulunda Kutlandı
Portakal Mevsiminde Kuran Dersleri
HAKKANİYET ÇEMBERİ
Anadolu’yu konuşturan usta bir yazar: AHMED HAMDİ TANPINAR
Kurban Nedir? Kurban’ın Dinimizdeki Önemi?
Bugün Benim Doğum Günüm...
TÜRKMEN SERKAN CENGİZ
Son kuşağın edebi eser vermiş bir ferdi olarak, aziz Türk milletinin geleceği olan, mensubu olduğum Türk gençliğinin, genel bakışım sonucu ile edebiyata olan ilgisinin yeterli olduğunu düşünmüyorum.
Gelişen teknoloji, her bilgiye anında ulaşmamızı sağladığı gibi herhangi bir edebi eserin merak edilmesi durumunda o esere ulaşmamızı da sağlıyor. Bu durum teknolojinin faydalı tarafının kullanıldığını gösterse de ekrandan okunan eserden alınacak hazzın kitaptan okunduğunda alınacak haz ile aynı olduğu söylenilemez. Dolayısıyla insanın kitaplara bağlanması için öncelikle kitap kokusunu keşfederek onunla romantik bir bağ kurması gerekir.
Genç bir yazar olarak, kâğıdımın üzerine harfleri dökmenin doyumunu, dijital ekrana yazdığımda alamadığımdan ekrana yazmayı tercih etmediğim gibi gençliğimizin de okuma-yazma duygusunu teknolojinin verdiği bu kolaylıklarla yaşayamadığını düşünüyorum. Bugün insanımız sevdasını, sevincini, coşkusunu, isyanını veya kederini şiirler okuyarak değil, birçoğu şiirlerden bestelenmiş şarkılar dinleyerek, romanlar okuyarak değil, bir kısmı romanlardan uyarlama olan film ve diziler izleyerek yaşıyor. Ne yazık ki genel anlamda okuma kültürünün yalnız belli bir zümreye ait olduğunu düşünen bir toplum haline geldik, hali ile gençliğin de genel manada böyle düşündüğü açıktır.
Bizim gibi büyük edebiyatçılara sahip bir milletin evlatlarının, kitap okumayı; yemek yemek, su içmek gibi bir ihtiyaç haline getirmesi beklenir. Gençliğin edebiyata olan ilgisizliğini, aile büyüklerinin ilgisizliğinden kaynaklandığı ileri sürülebilse de ben, kitapların sıkıcı unsurlar olduğu algısının hâkim olmasından kaynaklı olduğu kanındayım. Zira birkaç yıl öncesine kadar yetişkin orta yaşlı kuşağın ilgisini çekmeyen eğlenceli ve merak uyandıran sosyal medyanın gençler tarafından o zaman da kullanıldığını biliyoruz. Dolayısıyla kitap kültürü de aile görgüsü ile oluşacak bir alışkanlık değildir. Gençliğin bu duygu ile tanışması gerekiyor.
Nasıl bir zamanlar genel anlamda sadece gençlikte yaygın olan sosyal medya kullanımının bugün Anadolu’nun her köşesinde yedisinden yetmişine kadar herkeste yaygınlaştığını gördüysek gençlik; okumanın güzelliğini, faydasını fark ettiği gün, milletimizin her yaşı, her kesimi ile edebiyatla olan ilişkisi artacaktır. Yeter ki Türk genci düşünsün, sorgulasın, gaye edinsin ve böylece okumak için, içindeki dalgalanmaları yazmak için bir adım atmış olsun.