İki yüzlü toplum ve timsah gözyaşları

DUAYEN HOCA’NIN KALEMİNDEN

ÖNCER ÜNLÜ – BAŞYAZAR "EVET" Her şeyimiz yapmacık , sahte ve inkar etseniz bile hepimiz iki yüzlüyüz. Belki de çoğunluğumuz iki değil bin bir yüzlü...  Amerika'nın güney eyaletlerindeki bataklıklarda yaşayan timsahlar, sizleri görse vallahi timsahlıklarından vaz geçerler, dünyayı terk ederler. Ülkede yaşayan dindarı da, solcuyum diyeni de, milliyetçiyim diyeni de, fundamentalistim diyeni de, laik oğlu laikim diyeni de sahte ve iki yüzlü. Son bir kaç aydır ülkede olan biteni izliyorum, neyi hangi kelimelerle anlatacağım ya da yorumlayacağım bilemiyorum. Ülkenin neredeyse tüm şehirlerinde akıl almaz cinayetler işleniyor, özelikle kadınlar hunharca katlediliyor, çocuklar tecavüze uğruyor, silahlar çekiliyor, patlıyor, kafası bozulan birini vuruyor, adalet ve eğitim diye bir şey kalmamış, yoksulluk artık diz boyunu da aşmış gidiyor, kendilerine " İnfluencer" diye hitap edilmesini isteyenler sosyal medyada takipçilerini arttırmak için bin bir numara çeviriyor geride kalanlar da sinemalarda film seyrediyor  gibi tepkisiz oturuyor bir şey olmamış gibi yola devam ediyor. Hukuk gerçekten biterse, toplum bilinçli olarak yıllardır  eğitimde geriye götürülürse kadınların katledilmesine, çocukların  istismarına şaşı gözlerle bakılırsa, sokaklar mafyanın çatışma sahaları olur, toplum da tamamen bir şiddet toplumuna dönüşür. Sonra da otur sabah kadar ağla! Ülkede yaşayan herkese soruyorum : " Hepiniz diyorsunuz ki; Eğitim, hukuk, ekonomi, adalet, asayiş, bırakın yerlerde sürünmeyi kaybolmuş, ülkenin tüm kurumları iflas etmiş tüccar gibi " diyorsunuz. Herkes ahlaki çürüme konusunda hem fikir. Adalet canımızı çok yakıyor diyorsunuz. Günden güne yoksullaşıyoruz diyorsunuz. Tüm bunların sonucunda, kaçınız niye bu duruma düştük diye kendinizi ve toplumu sorgulamıyor sunuz? Sorgulamayı aklınızdan bile geçirmiyorsunuz. Niçin? Sizlere sorsam : " Niçin bu durumlara düştük? " Çoğunuzun yanıtı hazırdır: " Dinden, imandan uzaklaştık." dersiniz. Muhalefet olanlar da; " Hep iktidarın suçu "der. Sanki kendileri " Nur-u pak ". Sokaklardaki insanlardan vaz geçtim çevremdeki dostlarla da konuştuğumda durum aynı. Doktoru da, öğretmeni de, avukatı da, memuru da kendiyle yüzleşmiyor, ya da yüzleşmekten kaçınıyor. Böyle devam edin çöplüğün altında metan gazı olmaya hızla gidiyorsunuz. " Dindar nesil yetiştireceğiz" düsturuyla yola çıktınız, alın size dindar nesil! Neredeyse her mahallede bir İmam Hatip okulu var, merdiven altı ya da üzeri kuran kursları ortalıkta kaynıyor. Peki :" Çalmayan, çırpmayan adil, dürüst, insanı seven, Hz. Muhammed'in  hadislerini okuyup tam anlamıyla yerine getirenler nerede ?" Dindarlık anlayışınız resmen iki yüzlü! Din, iyi ve güvenilir insan ol diyor, siz yolsuzluğu, yalanı, amuduyla götürmeyi, rüşveti, adaletsizliği, katledilmeleri, istismarları dinin yasakladığını bile bile dindarlığı görsel ibadet sanıyorsunuz. Hangi birinden bahsedeyim ki! İktidar zarar görecekse deyip, doğruları söyleyemem diyen siz, İsrail'e petrol ve mal gönderip, Filistinlilere ağlayan siz, Sokaklarda İsrail'e petrol satmayın diyenleri döven yine siz. Başta Gazze olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanlara yapılan zulümlere timsah gözyaşı dökerken de dindarız, Batı'ya çatarken de dindarız, İsrail'e mal gönderirken de dindarız. Yaptıklarınızın hangi birini yazayım ki? Gelelim bu ülkenin solcularına, laiklerine ve milliyetçilerine : Onlar da iki yüzlü. Onlar da aynaya bakıp da ne kendileriyle yüzleşiyor ne de yanlışlarını görüyor. Müslüman olmayan Avrupa, Amerika, Avustralya kıtalarında yer alan bir çok ülkede sayısız protesto gösterisi yapıldı Filistinliler için, Gazze için, İsrail'i protesto için. Peki bunlar kim? Ne çıkarları var? Bu işten, yürüyüşten, protestodan. Kendinize bir sorun bakalım ? Nasıl bir yanıtla karşılaşacaksınız. O yürüyenler, gösterilere katılanlar, Avrupa maçlarında Filistin bayrağı açan sizin beğenmediğiniz insanlar bunları yapıyor. Niye mi yapıyor ? Dünyayı okuyor, haksızlığı biliyor, adaleti uyguluyor, hukuka güveniyor çürümemek için elinden geleni yapıyor. Dikkat edin o ülkelerin halklarından bahsediyorum, hükümetlerinden ya da devlet organlarından değil. Bir zamanlar Filistin ve Yaser Arafat'ın yanında destek olarak bulunan Türk solunun torunları ne yapıyor ? Şimdi ! Kendi koltuk kavgalarına düşmüşler, yerel seçimde kazandıkları belediyelerden kendi yandaş ve akrabalarımıza nasıl rant dağıtırız diye kafa yoruyorlar.  Sayın Özgür Özel  neredeyse 6 aydır  Filistin'e gitti gidiyor. Laik kardeşlerim de ellerine geçen her fırsatta " Atatürk'ün askerleriyiz" diye slogan atıp kendilerini rahatlatıyor ve ülkeyi bu girdiği bataklıktan kurtardık diye  mutlu bir şekilde evlerine gidiyorlar. İnanın Atatürk dirilse sizi de kovalar. Milliyetçi kardeşlerim de maalesef aynı. Ülkelerinin gelişmesi, adalet, eğitim, refah, yoksulluk, gibi konularda ne yapıyorlar ya da yapmışlar? Orada da bir lider kültü var, o ne derse o olur. Sorgulanamaz. Bence gerçek milliyetçi insanlar Avrupa'da. Gidin de görün. Gittiyseniz de iyi gözlemleyememişsiniz demektir. Kırmayla, vurmayla, bağırmayla, çağırmayla milliyetçilik olmaz. Mustafa Kemal'de milliyetçiydi unutmayın! Ama nasıl ? Velhasıl hepimiz sahteyiz ve iki yüzlüyüz belki de bin yüzlü bilemiyorum artık. İçinde bulunduğumuz ve yaşadığımız yüz yılı bir türlü doğru okuyamıyorsak, yıllarımızı hamasetle, particilikle, adam kayırmayla geçiriyorsak, hukuku, eğitimi, adaleti el birliğiyle yok ediyorsak, hala bu bizden, şu onlardan edebiyatı yapıyorsak, genç nesillere satranç oyununu öğretemiyorsak bilin ki;  " B...k çukurundan hiç bir zaman çıkamayacağız  ve ahlaki çürüme ile yozlaşmadan yok olup gideceğiz" Zihniyet devrimi yapmamız şart, hukuk ve adaleti yeniden tesis etmemiz şart, eğitimi geriletme yerine bilimsel olarak ileriye götürmemiz şart. Yoksa ne ahlaki çürümenin önüne geçilir ne de sokaklara  güven gelir.
Benzer Videolar