Araf Suresi 159-160 (3) Mann Nedir? Musa’nın kavni Kendine Nasıl Zulüm Etti

İBRAHİM FAİK BAYAV

Araf Sursi 159-160 (3) Mann Nedir? Musa'nın kavni Kendine Nasıl Zulüm Etti

Araf Suresi'nin 159'ncu ayetinde konu edilen Musa'nın kavmi, o tarihte, sıkıntılı bir hayatın içine düşmüş. O kavme Rabb'in merhameti gelmiş, 160'ncı ayette belirtilen şekilde sıkıntı hafifletici imkan oluşmuş. Bununla beraber Musa'nın kavminin fertleri bir takım emirlere de muhatap olmuşlar. Emirler Hz. Musa'nın dilinden onlara duyurulmuş. Ayette Hz. Musa'nın kavmi için anlatılanlar, bu zamanda, bizim zihnimizden bazı sorular çıkmasına sebep oluyor. Soru şu: Musa'nın kavminin fertleri, muhatap oldukları emirleri dikkate almışlar mı? 160'ncı ayetin sonundaki ''kanü enfüsehüm yazlimun'' كانوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمونَ  ifadesi, emirleri dikkate almadıkları anlamını veriyor. Soru: Musa'nın kavminin fertlerine ne emredilmiş?.. ''Külü min tayyibati ma razeknaküm'' كُلوا مِنْ طَيِّباتِ ما رَزَقْناكُمْ  ifadesinde belirtilen şey emredilmiş. Ayetin bu ifadesini mealciler -başta diyanet- Türkçeye şu biçimde çevirmişler: ''Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yeyin''. Diyanet ve mealciler ''Külü min tayyibati ma razeknaküm'' ifadesinin bugünkü kelime karşılığı böyle, Musa'nın kavmi için söylendiğinde anlamı böyle mi olur? 'Tayyibat' sözcüğü -o zamanda- kirlinin zıddı anlamına mı geliyordu acaba? Öyle değil ise, açıklaması yapılmalıydı. Hamdi Yazır, birazcık açıklama yapmış; tefsirinde, ayet ifadesine, ''rızıkların en iyisinden, en hoşa gideninden yeyiniz'' anlamı vermiş. İyi.. Bu ifade gereğince bu zamanın Türkiye'deki Müslümanları, rızıkların en iyilerinden, en hoşa gideninden yemeya çalışırlar. Hamdi Yazır'ın açıklamasına göre, ayetteki ''ve lakin kanü enfüsehüm yazlimun'' bilgilendirmesinden, Musa'nın kavmi'nin, verilen emrin tersini yaptıklarını, yani en iyisinden, en hoşa gideninden yemedikleri anlamı çıkar. Şimdi soru şu: Musa ve kavmi, Mısırdan çıkıp çöle düştüğünde, rızıkların en iyisini, en hoşa gidenini bulabiliyor muymuş? Koca çölde iyi rızık, hoş rızık var mıymış? Yoksa Musa'nın kavminin fertlerine, anlayamadıkları önemli emir gelmişti de o emri mi önemsememişlerdi? Öyle olması gerekiyor. Ayetteki şu ifadeyi irdeleyelim: ''Kanü enfüsehüm yazlimun''. Yani, ''Onlar kendi nefislerine zulüm ediyorlardı''. Ayetin ifadesini anlayabilmemiz için soru şu: Musa'nın kavminin fertleri nefislerine nasıl zulüm etmişler? Cevabı, Tevrat'a baktığımızda bulabiliriz. Bakalım: Araf Suresi'nin 160'ncı ayetinde, Musa'nın kavmine 'mann' اَلْمَنَّ ve 'selva' اَلسَّلْوى ihsan edildiği belirtiliyor. 'Selva' bıldırcın imiş. Peki 'mann' ne? Tevrat'ta MANN hakkında bilgi veriliyor: Musa, (mann için) ''Rabb'in size yemek için verdiği ekmektir bu'' dedi. Sonra, ''Rabbin buyruğu şudur: Herkes yiyeceği kadar toplasın'' dedi. Sonra, ''Sabaha kimse bir parça bile bırakmasın'' dedi. Bazıları, emre uymayıp sabaha bıraktılar. Bıraktıkları kurtlanıp kokmaya başlayınca Musa onlara öfkelendi''. (Mısır'dan Çıkış: BAB: 16) Araf Suresi 160'da zikredilen 'tayyibat',  'mann' adı verilen rızkın, bekletilmeden, sabaha bırakılmadan, kurtlanmadan, kokutulmadan yenilecek halidir. Nefislere zulmetme anlamındaki 'kanü enfüsehüm yazlimun' ifadesi, fertlerin kurtlanıp kokan 'mann' ürününü yediklerini ima ediyor. Nefislerine yaptıkları zulüm ise o yedikleriyle gelen hastalıktır. İbrahim Faik Bayav (20.10.2024 09:15)
Benzer Videolar